Bu ulusal bayramların tümünü iptal etmeli.. Dini bayramlar neyimize yetmiyor?. Şeker, Kurban Bayramları, Noeller, Paskalyalar, Hanukalar..
Adı Türkiye olan ülkede, bu sınırlar içinde, bu ülkenin vatandaşı olan insanlar bir türlü “Biz” olamıyorsak, o zaman “Ulusal Bayram” ne aptalca bir laftır..
137 ayrı cinsten, ırktan, milletten insanın yaşadığı Amerika’da bir ulusal bayram izleyin.. Kent meydanlarında, caddelerinde, televizyonlarında, evlerinde, bahçelerinde, insanların nasıl “Biz” olduklarını, nasıl “Amerika” diye şarkılar, marşlar söylediklerini görün..
Fransa’da 14 Temmuz yaşayın bir.. Komşu Yunanistan’ı, Türklere “Hayır” dedikleri günde bir dolaşın, öteye gitmeye gerek yok..
19 Mayıs!.. Kurtuluş Savaşı’nın başladığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin emperyalist işgale baş kaldırdığı gün. Doğum gününü resmen soran İngiltere’ye Mustafa Kemal Atatürk “Neden 19 Mayıs olmasın” demişti. İngilizler, kral ve kraliçelerinin doğum günlerini iklim tersse iki kez kutlarlar. Gerçek doğum günü kışa geliyorsa, millet rahat sokaklara dökülsün diye, resmisi, yaz gününe rastlatılır. Resmi doğum kaydı olmayan Atatürk de “Bahar günlerinden biriydi. Neden 19 Mayıs olmasın” demişti, Afet İnan’a. Öyle resmi cevap yazılmıştı. İngiltere’ye.. “Atatürk’ün doğum günü, 19 Mayıs’tır” diye..
19 Mayıs’ın, Gençlik ve Spor Bayramı olma yanında, bir de “Atayı Anma Günü” olması bundan..
Gençlik ve Spor Bayramı’nı, caddelerden ve stadyumlardan kaldırdık.
Atatürk’ü Anma’yı da, heykeline çelenk koymaya indirdik. Halkın vergileri ile alınan çelenk Taksim’deki heykele konurken, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı, yoğun işlerinden bu üç dakikalık şova bile katılma gereği duymamışlar.. Ankara’dan, Bakan yardımcısı vekili gelse hava alanlarında nöbete koşmayı hiç aksatmazlar oysa.. Gündüz bayramı yaşamadı Türkiye.. Gece hiç bir şey yoktu, ulusu bir araya getirecek. Bir coşku, bir güzellik, bir içtenlik yaratacak..
Işıl ışıl süslenmiş araçlarla Bağdat Caddesi’nde bir “Fener Alayı” mesela.. Köprüde bir havai fişek gösterisi mesela..
Televizyonlar yayınlasa.. Bütün Türkiye seyretse, coşsa.. “Biz” olsa..
Atatürk’ü Anma, sadece CHP’nin görevi imiş gibi, bir kaç CHP’li Belediye’nin konseri.. Hepsi o!..
Beni Anıt Kabir’deki konser heyecanlandırdı. Harika fikirdi, Atatürk’ü anma gününde, Anıt Kabir’de, onbinlerin katılacağı konser..Yıllar önce, Yekta Kara, “Lirik Tarih” yapmıştı Taksim’de.. Bu ülkenin her türlü müzik ve dansını sahneleyerek.
Şimdi Selman Ada, Opera ve Bale’nin Genel Müdürüydü. Ne muhteşem bir müzik ve dans gecesi hazırlardı Opera..
Aslında pek hazırlığa da gerek yoktu.. Ellerinde Folklorama vardı.. Elden geçir yeter.. Ama Selman Ada, Opera ve Bale’yi yok etmekle meşguldü, gündeme, hem de böyle bir günde gündeme getirmekle değil.. Aslında Ankara Büyük Şehir Belediyesi’nin işiydi, Ata’yı Anıtkabir’de anmak..
Ankara adlı kenti yaratan, onu Cumhuriyetin Başkenti yapan Atatürk’e karşı görevi değil miydi bu, o başkent belediye başkanının..
Ama adı “Atatürk” olan her şeye saldıran Gökçek mi Atatürk’ü anacaktı?.
Kentin girişlerine, o zevksiz, o çirkinlik anıtı çağdışı kapıları yapan, Ankaraspor’un adını “Osmanlı” diye değiştiren, Osmanlı’nın başkenti İstanbul bütün görkemiyle ayakta dururken, Cumhuriyet’in başkentindeki çağdaşlığı yok etmeye çalışan Gökçek mi?.
Anıt Kabir Konserini, tüm ülkeye, dünyanın dört bir yanında yaşayan Türklere ulaştırmak TRT’nin görevi değil miydi aslında?. 85 ayrı kanalı olan TRT’nin..
Her türlü imkanlarıyla Anıt Kabir’i ışıl ışıl aydınlatır, harika bir naklen yayın yaparlardı dünyaya..
Umurunda olmadı TRT’nin..
Kahrolası dizilerin peşindeki öteki TV’lere de sözüm yok.. Ama “Beleş yayın” diye her politikacının konuşmasını Canlı yayın yapan Haber TVleri nerde?. Cumhuriyet Tarihinin ikinci Anıt Kabir Konseri haber değil mi?.
Bir Halk TV, bütün gün anons etti, “Anıt Kabir Konserini naklen yayınlayacağız” diye.. Sıfır imkanları vardı. Loş ışıkta, gölgeler arasında, en rezil naklen yayını yaptılar. Onu da piç ettiler..
Gülsin Onay’ın Adnan Saygun’un ve Mozart’ın Türk Marşını yayından kaçırarak.. Hakan Aysev ve Feryal Türkoğlu gibi iki müthiş operacının şarkılarını yarıda keserek.. 750 kişilik koro bölümünü hiç ekrana getirmeyerek.. Bu mudur, sabahtan beri anons ettiğiniz yayın?. Ayıp!. İnsanda utanma olur..
Anıt Kabir’deki konseri özür bile dilemeden cart diye kesip, dakikalarca “Atatürk Ticareti” yapmak ne oluyor, saygısız adamlar..,
Kadıköy vapurundaki seyyar satıcı gibi.. “Atatürk’ün şusu 100 lira.. Yanında bir de Atatürk’ün busu.. Bir de Atatürk’ün osu..” Başınızda parçalansın.. Atatürk, hem de Atatürk’ü Anma Gününde ticaret malzemesi yapılır mı, Anıt Kabir’deki yayın kesilip?. Yuh olsun. Yazıklar olsun.. Bu da CHP’nin TV’si.. Eee.. Başkanı “30’ların CHP”si diye yerin dibine batırırsa Atatürk devrini, adamlar da böyle göstermelik anarlar ancak!..
Elinizden geleni ardınıza koymayın, sadece “Atatürk Düşmanlığı” deyince birleşebilenler.. Çırpının çırpınabildiğiniz kadar..
Onun adını her yerden silebilirsiniz.. Bir yer hariç!..
O bizim gönlümüzden..
..Ve biz, Milyonlarız!..