Ay yıldızımdan doğan güneşler..
Babamın en sevdiği şair ve yazarlardandı Mithat Cemal Kuntay!.. Dört bir yanından istilaya uğramış Anadolumda kurulmuş yeni cumhuriyetin kuşaklarına, birlik, beraberlik ruhunu vermek, o dünya mozayığından bir “Ulus” çıkarmak için uğraşlar verilirken, bilim adamları kadar, edebiyatçılara da görev düşüyordu tabii.. İlkokul öğrencisi iken ezberlediğim Mithat Cemal dizelerini hala hatırlarım.. “Ay yıldız o mazideki süstür emin ol, Atide güneşler doğacak bayrağımızdan..” Çocuk aklımla çok düşünmüştüm, ay yıldızdan, güneşlerin nasıl doğacağını.. Ay yıldız geceleri görünen gök cisimleriydi. Ne kadar parlak olurlarsa olsunlar, karanlık olurdu etraf geceleri.. Güneş ise, sabah demekti.. Aydınlık demekti.. Şair “Bugün alaca karanlık süslerini görüyoruz. Oysa geleceğimiz, aydın, parlak ve sımsıcak olacak” demek istiyordu herhalde.. Mithat Cemal’in çok daha ötesinden söz ettiği, sembolizmi değil, insanı, Cumhuriyet Kuşaklarını işaret ettiğini, “Doğacak” diye müjdelediği güneşlerin bu vatanın çocukları olduğunu çok sonra fark ettim.. Çarşamba gecesi Boğaziçi Üniversitesi’nde, “Dört Güneş”i daha izledim, gururla, mutlulukla, buğulanmış gözlerimle..
Süher- Güher Pekinel kardeşlerin muhteşem projesi ile oluşan “Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler”gurubundan dördü, Sevgili Evin İlyasoğlu’nun yarattığı ve yıllardır, hem de ne fedakarlıklarla yaşattığı Boğaziçi Konserlerinde bir kez daha karşımıza çıktılar.. Bir kez daha diyorum.. Elvin Hoxa’yı Albert Long Hall’de ilk izlediğimde (2008) boyu yarım kadardı. Kucaklamak istediğimde iki büklüm eğilmiştim.. Şimdi Elvin’in yanağını öpmek için ben ayak parmaklarım üzerinde yükseldim. 2003’te Bilkent İlköğretim Okulu’nda kemana başladığında 6 yaşındaydı. 2006’da Moskova’da, 2007’de Türkiye’de birinci, büyük kemancı Oistrakh adına yapılan dünya yarışmasında üçüncü, 2009’da Genç Kemancı yarışmasında Dünya İkincisi oldu. Dünyanın pek çok ülkesinde çaldı. Şimdi Zürih Konservatuvarında eğitimini sürdürüyor. Veriko Çumburidze 4 yaşında Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarında başladı kemana 2010’dan itibaren Pekinel Kardeşler platformu bursuyla Viyana’da eğitimini sürdürdü. 2004’te Türkiye, 2006’da Gürcistan’da yapılan uluslararası yarışmalarda birinci oldu. Ayni yıl o çok ama çok prestijli “Uluslararası Çaykovski Genç Müzisyenler Yarışması”nı da kazandı. Şimdi o da eğitimini İsviçre’de sürdürüyor ve dünya ülkelerinde konserler veriyor. Dorukhan Doruk, çelloya 2000 yılında Mimar Sinan Üniversitesi’nde başladı. Almanya ve Norveç müzik okullarında geliştirdi. Belçika, Avusturya, İtalya, Almanya, Bulgaristan, Hırvatistan ve Mersin yarışmalarında birinci oldu. Dünyaca ünlü orkestralarla çaldı. Başta Yo-Yo Ma, dünyaca ünlü çelistlerin kurslarına katıldı. Eğitim çalışmalarını şimdi Köln’de sürdürüyor. Yunus Tuncalı, müzik eğitimine Bilkent’te başladı. Pekinel Kardeşler projesiyle Belçika’ya gitti. New York ve Salzburg Akademilerinde özel çalışmalar yaptı. Şu anda Berlin’de eğitimini sürdürüyor.. Elvin, şurup gibi bir Grieg’le açtı konseri.. Yunus’un eşliğinde.. Konserin tümünde Yunus vardı zaten piyanoda.. Harika çaldılar.. Sonra Veriko geldi, neşeli bir Ravel için.. Yunus’la söyleştiler adeta.. İkinci yarının tümü “Keman, Çello ve Piyano Üçlüsü”nündü. Veriko ve Yunus’a Dorukhan Doruk da eklendi.. Önce bir romantik Schumann seslendirdiler.. Sonra konserin doruğu geldi.. Mendelssohn’un piyanolu üçlüsü.. Yani abartmıyorum. Veriko, Doruk ve Yunus, bugüne kadar dinlediğim en güzel Mendelssohn’la doldurdular salonu.. Finalde Elvin de geldi sahneye.. Dördünü yan yana alkışlarken Mithat Cemal’i hatırladım.. “İşte” dedim, “Şairin müjdelediği güneşler bunlar..” Eve o neşe ile dönüp, televizyona uzandım.. Bir “Güneş” de beni orda bekliyormuş meğer.. Sanattan sonra, sporda da bir güneş.. Atletico Madrid, hem de deplasmanda Mağrur Mourinho’nun Chelsea’sini hem de Stamford Bridge’de perişan ediyor ve Arda harikalar yaratıyordu.. Müthiş futbolunu bir de unutulmaz golle süsledi ve takımını finale taşıdı.. Şampiyonlar Ligi Finali’ne.. Hemen telefona sarıldım ve bir mesaj attım. “Yürekten kutlarım Arda.. Sen ülkemin gururusun!..”
***
Yaşadığımız sıkıntı dolu günlerde, Elvin, Veriko, Doruk, Yunus, Arda gibi gururlara öyle ihtiyacımız var ki..
Herkes her fırsatta bizi böler, herkes kendi dışındaki herkesi inatla ve ısrarla “Öteki” ilan ederken, bizi birleştirenler onlar çünkü.. Sanatçılar ve sporcular!. Teşekkürler benim güneşlerim.. Teşekkürler, bu vatanın güzel çocukları!..