LAO-TSE (M.Ö. 600)
Konfüçyus (Kung Tse) bir gün Lao Tse’nin töreler ve erdem üzerine görüşlerini almak için yanına gelmiş. Lao Tse ona demiş ki: “Senin andığın kimselerin bugün kemikleri bile kalmamış, yalnız sözleri kalmış. Yüce kişi uygun koşullar varsa günü geldiğinde göklere çıkarılır, yoksa günü geldiğinde yere gömülür ve üzerinde yabani otlar biter. Şöyle bir söz işitmiştim; iyi bir tüccar zenginliğini derinliklerde gizler ve sanki elinde bir şey yokmuş gibi gözlerden saklarmış. Erdemli ve olgunlaşmış kişinin de dış görünüşü parlak olmaz. Dostum, şu gösterişli ve yapmacık davranışlardan, şu sonu gelmez isteklerden havada kalan tasarılardan vazgeç. Bütün bunların senin kendi özüne hiç bir yararı olmaz. Sana söyleyeceklerim işte bu kadar. Kung Tse geri dönünce öğrencilerine şunları söylemiş:” Kuşların uçtuğunu biliyorum, balıkların yüzdüğünü biliyorum, koşanlar kementle tutulur, yüzenler ağ ile yakalanır, uçanlar ok ile vurulur. Ancak bulutlara binen rüzgarla dolaşan bir yere inip bir göğe çıkan ejderha ile nasıl baş edilir bilemiyorum. Bugün Lao Tse’yi gördüm ki o ejderhaya benziyor”. Lao Tse, Tao ve yüce erdeme uydu. Öğretisinin özü gizli kalmak adsız olmaktır. “Tao ve Eedem” üzerine kitap yazdı.
Lao Tse’nin felsefesinin temel kavramı”Yol” anlamına gelen “Tao” dur. Ayrıca evrenin yolu düzeni, özü yasası gibi anlamları çağrıştırarak anlatılamayanı, açıklanamayanı göstermeye çalışan bir kavramdır. Lao Tse’nin öğretisinden yola çıkarak Çin de gelişen din, adını Tao’dan aldığı için Tao’culuk (Taoizm) diye adlandırılır. Tao gerçekte evrenin adsız kaynağıdır. O yasaların yasası, ölçülerin ölçüsüdür. “Kişi içinde bulunduğu yeri yasasına uyar. Yer göğün yasasına uyar. Gök Tao’nun yasasına uyar. Tao ise kendi yasasına uyar.
Hiçbir koşula bağlı olmadan kendi kendisine yettiği için Tao batı felsefesinde “Absolut” (mutlak saltık) diye adlandırılır. Tao, kavranamayan, adlandırılamayandır. Lao Tse “Sonsuz Tao’nun adı yok”,Tao gizlidir, adsızdır demiştir. Tao kavranılamadığına göre bizim edinebileceğimiz en yüce bilgi kendi bilgisizliğimiz olacaktır.
“Bilinmeyenin bilgisi en yüce bilgidir”.
Tao’yu tanıyamıyorsak onun doğada türlü türlü durumlarda etkisini tanıyarak, duyarak ve ona alçak gönüllülükle uyarak onu yaşamımızın ölçüsü, yasası yaparak özümseyebiliriz. Ancak Tao’nun yoluna girebilmemiz için bizi yoldan alıkoyan, saptıran ve yanıltan her türlü bağlardan sıyrılmamız, görünüşte dünya işlerinin içinde olsak ta içte kurtulmuş ve özgür olarak yeri göğü yöneten gerçek yasaya uymamız gerekir.
BİLGELİK YOLU OLARAK TAO (Erdem)
Lao Tse’ye göre Tao’dan başka her şey değersizdir. Toplum içinde iyi, erdemli ve başarılı olmak için törelere ve geleneklere bağlı olmak gerekmez. İnsan dünyaya sırt çevirmeden yaşamalıdır. Çileci olmak gerekmez. Yaşam için orta yolu seçmelidir. Olgun kişi dünyada yaşarken bu dünya bağlamında yaşamalıdır.” O varlıkları ve insanları sever. Ancak onlara tutulmaz, bağlanmaz ve şunu pek iyi bilir.” Yüce olan kimse kendi güzelliği ile oyalanmaz”.
Hint felsefesinde “Karma Yogo” olarak bilinen bu öğreti, bir kişinin günlük yaşamdan kopmadan görevlerini yerine getirmekten kaçmadan, kendi içinde özgür, bağımsız ve kurtulmuş olabileceğini dile getirmektedir.
Bu öğreti LaoTse’nin şu sözlerinde ortaya konur. “İş yapmadan iş yapma, varlıkları ele geçirmeden kullanmak, beğenilmek için değil iş olsun diye iş başarmak”.
Pavlus’ta şöyle söyler; “Bir şeyi, elde bir şey yokmuş gibi elde tutmak”. Başkalarına karşı kim olursa olsun iyi olmak, iyi davranmak ilkesini Tao’culuk şöyle açıklar; “İyi olan kimseye karşı iyi olurum, iyi olmayan kimseye karşı da iyi olurum. Doğru olmayan kimseye doğru olurum, doğru olmayan kimseye karşı da doğru olurum. Böylece oda doğruluğa yönelir. Lao Tse burada iyiliğe karşı iyilikle ancak kötülüğe karşı adaletle karşılık vermek gerektiğini söyleyen Konfüçyüs’den farklı düşünmektedir.
Lao Tse’nin erdem anlayışının anahtar sözcüğü doğallıktır. Doğal bir yaşamda yapmacık davranışların, kendini beğenmişliğin, kurnazlıkların, düşler, arzular ve kazanç delice koşmanın yeri yoktur. Olgun insan zor bulunan nesneleri aramaz. Büyük bir hiçlik elde edelim, iç barışı elden kaçırmayalım. Tao’nun kendini doğada yansıtmasını huzur içinde ve kendimizi bırakarak gözlemleyebilir, anlayabilir ve onunla birlik ve uyum içinde olarak içi barış ve aydınlanmaya erişebiliriz. Yaratıklar hareket ederken ne olduğuna bakarım. Evet her şey bir çiçek gibi açılıp sonra köklerine dönüyor. Köklere geri dönmek durulmaktır. Bu da amaca yönelmektir. Amaç, sürekli olmaktır. Sürekli olmanın anlaşılması aydınlanmaktır. Aydınlanmış kişi hiçbir şeyi umursamaz ve bir çocuk saflığında olur. Çözülmüş yumuşamıştır.
Turgut ÖZGÜNEY turgutozguney@yahoo.com.tr