Milli Takım ve Trabzonspor’un efsane kalecisi Şenol Güneş, Bursaspor’daki başarılı performansının arkasından İstanbul’a gelerek devler sofrasında Beşiktaş’ı şampiyon yaptı.
Gazeteciliğe başladığım ilk günlerden bu güne Şenol Güneş ile gazeteci-sporcu ilişkisi içinde görüşürüm.
Yıllar geçti, aramızdaki dostluk bitmedi.
Neden bitecek ki.. Herkes haddini bildikten sonra.
Geride bıraktığımız sezon başında içime “Beşiktaş şampiyon olacak” diye bir hiz doğdu.
Ve yanda gördüğünüz fotografı çalıştığım eski gazetede A.B. kardeşime fotoşop yaptırdım. Herkes çok beğendi.
Bir yıl önce yapılan bu fotografı Şenol Güneş’e Nasıl verecektim. Her maç öncesi ve sonrası wats-up ile mesajlaştık ve ben “Başarılar” ile “Tebrikler” mesajları yolladım. Yanıtı da geldi tabii.
Beşiktaş şampiyon oldu. Sezon öncesi tahminim de tuttu.
Ancak hocamızı bir türlü bulup çerçeveyi veremedim.
Hem sezonbaşı Beşiktaş’ı göreyim, siyah-beyazlıların çok hoşuma giden marşlarını dinleyeyim diyerek İnönü Vodafon Arena Stadı’na Olimpiyakos maçına gittim.
Şenol Hoca, maç sonraları pek konuşmaz imiş. Ancak beni görünce yolunu değiştirdi yanıma geldi. Kucaklaştık, çerçeveyi verdim. Çok mutlu oldu ve “Gençleşmişsin” dedi.
Kompliman tabii. Nerede, her geçen gün ömrümüz kısalıyor.
Burası İstanbul. Ben evsahibiyim. Ona geçen sezon olduğu gibi yeni sezon için “Başarılar” diledim.
Ve bir daha görüşmek üzere vedalaştık.
İşte eskimeyen dostluk buna deniyor benim kitapta.