Her sezon sonu yaptığım gibi, “1. Liglerin takım sayılarının artırılması” düşüncemi bir kez dile getirmek istiyorum. Gerçi ligin iddialı ekiplerini yönetenler, Avrupa Kupaları’nı da öne sürerek takım sayısının fazlalaşmasını istemiyorlar. TVF de, FİVB ve CEV’in organizasyonları nedeniyle liglerin mayıs ayına kadar bitirmesi gerektiğini, şu anda bile program sıkışıklığı yaşanması nedeniyle bunun olanaksız olduğunu söylüyor..
Bu ileri sürülenleri düşündüğümüzde haklı olduklarını kabul ediyorsunuz. Ancak yıllardır voleybolun İstanbul- Ankara liglerine dönüşmesinin de önüne nasıl geçileceği sorusuna yanıt bulmakta zorlanıyorum. Gerçi bu konu açıldığında hep “İkinci liglerin kalitesini yükselterek bu sorunu çözeceğiz” deniyor ama bu bir türlü gerçekleşmiyor.
Peki çözüm ne? Sorusuna farklı yanıtlar verilse de, bence lig sistemi tekrar gözden geçirilmeli ve ligin boyunu uzatmadan bir formül bulunmalı. Şu anda düşenlerle, çıkanlarla ele aldığımızda gelecek sezon İstanbul- Ankara dışında bayanlarda; Bursa Büyükşehir Belediyesi, Çanakkale Belediyesi, yeni çıkan iki takım Trabzon İdman Ocağı ve Bursa Nilüfer Belediyesi yer alacak. Yani 12 de 4. Tabi Bursa ile Çanakkale’yi Anadolu ili sayarsak.
Erkekler de Ankara- İstanbul- İzmir gibi 3 büyük şehrin dışında geriye; Gümüşhane Torul, İnegöl Belediye, Gaziantep Şahinbey Belediye ligde mücadele edecekler. 12’ye üç. Bu 3′ lü den Marmara Bölgesi ekibi İnegöl’ü de saymazsak iki Anadolu takımımız lige renk katacak. Sonra da biz bu duruma eğer Acıbadem gibi yeni bir isim sponsoru bulamazsak, “1. Türkiye Ligleri” diyeceğiz. Üstelikte federasyonunun ilk hedefinin “voleybolu tüm ülkeye yaymak” olduğunu ileri sürerek…
Halbuki düşenlerin geri dönmesiyle, 2. ligde Play- Off’ lar da 3. ve 4. olanlarında yukarı çekilmesiyle birlikte takım sayıyı 16’ya çıkarsa “Türkiye Ligi” demeninde bir anlamı olacak.
Bu arada bayanlara gelecek Ereğli Belediyesi, Manisa Seramiksan, erkeklere eklenecek Tokat Belediyesi Plevnespor, Sivas 3 Eylül Belediyesi, Erzurum Palandöken Belediyesi ile lig daha da genişlemiş olacak. Özellikle Erzurum’dan bir ekibin olmasının ben dahil tüm camiayı mutlu edeceğine eminim. Bunun için “yeni bir sisteme ihtiyacımız var” diyorum.
15 gün sonraki yazım da 16 takımlı sistemleri sizlere açacağım.”
VE SİSTEMLER
Ben genelde iki devreli ligden yanayım. Onun için ilk önerim: 16 takım iki devreli ligde kozlarını paylaşsın. Bir sezona yansıyan 30 maçın sonucunda alınan puanlar şampiyonu da, sıralamayı da, düşenleri de belirlesin.
Bu sisteme yukarıdakilere dokunmadan biraz ilaveler yapabiliriz. Örneğin, son iki ekibi direk düşürür, 13 ve 14. olanlara ikinci ligde final grubunda mücadele eden ve 3. -4. olan takımlarla Play-Out oynatabiliriz. Veya bu günkü gibi gruplarında yine son iki sırayı alan ekipler baraj maçları oynarlar.
Böylece alt sıradakilerin dışında kalanlar 30 müsabaka ile sezonu tamamlarlar. Sayının artmasını istemeyenlerin ilk tepkisi “30 maç çok fazla, ulusalların maçlarının mayısa kadar bitirilmesi gerektiği için biz 12 takımlı ligi bile sezona sığdırmakta zorlanıyoruz. Onun için olmaz” diyeceklerdir.
Biraz açalım. Biliyorsunuz, ulusal takımların oyuncuları genelde üst sıraları paylaşan ekiplerden seçiliyor. 16 takımlı iki devreli ligde üsttekilere dokunulmadığına göre bir sorun kalmıyor.
12 takımlı lig ve Play- Off’ lu sistemde kaç maç yapılıyor? İki devreli lig de her kulüp 22 maç oynuyor. En hızlı şekilde bittiğini düşünürsek, Play- Off Çeyrek Finali 2 + Yarı Final 2 + Final 3= 29 müsabaka. Hadi finalin 4 karşılaşmada sonuçlandığını düşünelim. Ne oldu? 30 maç. Görüldüğü gibi zaman ve müsabaka sayısında bir fark yok.
İKİNCİ ÖNERİM
Hala “Uzun. Olmaz” diyorsanız kısaltalım. 16 takımı bir önceki sezonun sıralaması göz önüne alınarak “serpanten sistemi”ne göre dağıtıp 8’erli iki gruba bölelim (bu şekilde daha önce liglerimiz oynanmıştı).
8 ekip iki devreli lig oynasın. 14 maç eder. Sonra zamana göre sistemi istediğimiz gibi genişletebiliriz.
Benim ikinci önerim şöyle:
Grupların ilk ikileri ayrılır. Bu 4 takım 4 etaplı final grubu maçları oynarlar.
Açalım: 1 hafta arayla 4 şehirde 3’er maç oynarlar: 14+3+3+3+3= 26 müsabaka. Bugünün en kısasından 3 eksik.
Şehir seçimleri: Her takımın evinde de oynanır. Yani 1 İstanbul, 1 İzmir, 2 Ankara ekibi varsa. Başkent de iki kez yapılır. 2 İstanbul, 1 Ankara, 1 İzmir varsa, İstanbul da iki kez yapılır.
Bir değişiklik daha yapabiliriz. Ayni şehirden 2 ekip varsa, 2 kez bu il de oynatmak yerine, ilk etap Anadolu’nun voleybolu seven bir yerinde başlayabilir.
Şehirlerin sırası ise, iki devreli liglerde en az puan alanın evinde başlamak, en çok puana ulaşanın şehrinde bitirmek esasına göre organize edilir.
3-4′ ler de, yukarıda ki gibi kozlarını paylaşırlar. İlk sırayı alan Challenge Kupası’na, ikinci olanda Balkan Kupası’na gider. 14+3+3+3+3= 26.
Son iki sırayı alanlar bugünkü gibi iki devreli baraj oynarlar. 14+3+3= 20.
Ya da grupların son sıradaki ekipleri düşer, 7. ler, 2. Ligin final grubunda 3-4 olanlarla Play- Out mücadelesi yaparlar.
Bu sistemin bir başka önemi de; ulusal takım oyuncularının üst üste maç oynama alışkanlığını elde etmesidir. Çünkü Avrupa Şampiyonası Eleme Grupları, Avrupa Şampiyonası Finali, Dünya Ligi grupları, Grand Prix’in 3 ayağı, hep 4’er takımlı 3’er maç sistemiyle oynanıyor.
Ayrıca final grubu’nda, baraj da, ya da Play-Out da olan ekipler “iddaa” da yer alacakları için voleybol camiasının dışında kalan sporseverlerin de ilgisini çekebilecektir.
İLLE DE PLAY- OFF OLSUN
Bu konuda ısrar edenlere de 3 değişik önerim var.
A- Grupların ilk 4’leri çapraz sistemle Play-Off oynar.
14 maçın üstüne en uzun şekliyle ilave yapalım: 14+ Çeyrek Final 3+ Yarı Final 3+ Final 5= 25 müsabaka. Bugünün en kısası bile 4 karşılaşma fazla oluyor.
Alttakileri de ele alırsak; gruplarında son iki sırayı alanlar bugünkü gibi “baraj” ile son şanslarını kullanırlar. Hemde İddaa dan para kazanırlar.
B- İlk 2′ ler yani 4 takım ile 3-4′ ler ayrılırlar. Kendi aralarında Play- Off oynarlar. 3 kazanılmış maç üzerinden yapalım. En uzun şekliyle: 14+5+5= 24 müsabaka. Bu günün en kısasından 5 karşılaşma daha az.
İki devreli ligi 3-4 bitirenlere Play- Off oynatmanın amacı ise; hem Challenge ve Balkan Kupalarına gidecek ekipler belirlenir, hemde oyuncular daha çok maç oynama şansı yakalarlar.
C- Grupların ilk ikileri çapraz sistemle 5′ er maç üzerinden ve en uzun şekliyle Play-Off Yarı Final ve Finali oynar (5+5= 10). Toplamda 14+5+5= 24 müsabaka.
3-4-5-6′ lar çapraz eşleşerek Play-Off oynar: 3+3+5=11 maç. 14 karşılaşma da gruplarda toplam 25 müsabaka. Böylece ilk iki sıra Avrupa’ya açılır.
Benim aklıma gelenler bunlar. 16 takımlı sistem için öneriniz varsa benimle paylaşabilirsiniz. 15 gün sonra ki yazım da, adınızı ve soyadınızı da vererek buradan yansıtırım. Bekliyorum…
Mail:
NOT: Alev Anakök’ün daha geniş kapsamlı yazısı www.voleybolx.com’da.