4’TE SIFIR !
Türk Voleybolu maalesef Paris Olimpiyatlarında voleyboldaki 4 disiplinde SIFIR çekti !
Plaj Voleybolu bayanlar : Olimpiyata katılamadık !
Plaj Voleybolu erkekler : Olimpiyata katılamadık
Erkekler : Olimpiyata katılamadık
Bayanlar : Olimpiyat 4.üncüsü ( Bir evvelki Olimpiyatta/Tokyo 5.inci olmuştuk ) 1 derecelik bir gelişme gösterdik bu kadar yatırım ve yaygara neticesinde !
Balık hafızalılar için hatırlatalım: 2 Yıl önce ne yapmıştı TVF ? Melisa Vargas’ı Olimpiyat Şampiyonluğu hedefiyle (!) astronomik rakamlarla TC Devleti ve Fenerbahce SK nın ortak finansmanları ile natüralize ederek takımın başına da FIVB Coach komisyonu başkanı Sr. Guidetti’yi kovarak yine memleketlisi Daniele Santerelli’yi getirmişti !
Sonuç ne oldu ? TV reklamlarında Şampiyon olan takımımız sahada maalesef aynı görüntüyü yansıtamadı ! Kamyon yükü ile para harcandı, birilerinin(Onlar kendilerini bilirler ) reklam ajansları ve yandaş menajerleri zengin edildi(!)
Diğer tarafta 1.5 Milyon toplam nüfusa sahip SLOVENYA erkek takımı çok daha az yatırımla Olimpiyat çeyrek Finali oynarken , İSVEÇ erkek plaj voleybolu takımı Olimpiyat Şampiyonu oldular !
Statü olarak İSVEÇ’in aldığı Olimpiyat şampiyonluğu madalyası ile FRANSA Erkek takımının aldığı salon voleybolu Altın madalyası arasında hiç bir fark yok !
İkisi de takım sporları şampiyonluğu madalyasıdır !
Bir taraftan baktığınız vakit Voleybolda olimpiyat 4.üncülüğü başarı olarak gözükebilir ama diğer taraftan SLOVENYA ve İSVEÇ’in ALTIN madalyayı almak için harcadıkları finansı kıyaslarsanız Türkiye’nin durumu büyük bir SKANDAL’dır ! Durum hesap bilmeyen müflis işadamının iflasıdır !
Türkiye bayan voleyboluna en yüksek yatırımı yapan ülkedir ! Kulüpler ve milli takımlar bazında ! Ve biz ; bize rakip ülkelerin sporcularını zengin etmekte; onlara ülkemizde antrenörler ile birlikte(!) bir elleri yağda bir elleri balda antrenman yapma imkanı sağlamaktayız ! Bir nevi bizden yukarıda yer alan İtalya, Amerika ve Brezilya’nın, hatta Sırbistan’ın sponsoruyuz !
Çok güzel yabancı oyuncu yetiştirmekteyiz ( Gabi, Boskovic, Bergman, Ratzke , Macris, Ana Cristina, Washington, Ogbogu vs.vs. ) ve onları da zengin etmekteyiz. Ayrıca bu yabancı Coach ve sporcular bizim tüm taktik ve teknik zaafiyetlerimizi sürekli raporlamaktalar doğal olarak .
Maalesef TVF ve yandaş sporcu menajerlerinin bu konuda bir stratejileri olmadığı gibi mevcut yabancı transfer kuralları ( Sporcular ve antrenörler için) Türk voleybolunun sürekli aleyhine sonuçlar doğurmaktadır !
TVF ; Plaj voleybolu ve Erkek voleybolundan esirgediği ilgi ve yatırımı Bayan Voleyboluna kanalize etmiş, onda da sonuçta 4 yıllık Olimpik dönem sonunda BAŞARISIZ olmuştur !
Gelelim işin teknik tarafına:
Kadro seçimi: SKANDAL !
Pasörler: 2 tane ağır, pas atma yeteneği olmayan, topun altına koşamayacak fizikte pasör. Manşet gelmediği vakit DAMA !
Her iki pasör de feyk sıfır ! 2nci topa smaç hemen hemen yok. Arada bir plase atıyorlar(Allahları var ) .
Halbuki bu takımın 2 pasörünün tecrübe ve oyun yeteneklerine bakıldığında NAZ AKYOL ve GAMZE ALİKAYA olması gerekirdi kanaatindeyim.
Liberolar: 2 libero da yetersiz ! Smaç servise karşı servis karşılama çok zayıf. Boyları kısa ve plonjonla plaselere yetişemiyorlar. Üzerlerinden geçen bloktan sekerek 9 metreden court-out olan toplara müdahale edemiyorlar(Boyları yetmiyor) .
Meliha İsmailoğlu iyi bir alternatif olabilirdi libero pozisyonu için ( Servis karşılama ve defans dengeleri için ve sahada smaç servise karşı daha çok yer kaplardı) !
Her plaseye PANCAKE plonjon yapılır mı ? Yaparsa bizim liberolar yapar(!) ama top çıkmaz ! Ters kol kullanırlar. Yan plonjonu yanlış yaparlar vs. vs.
Sonuç: Top çıkmaz ya da çıkarttıkları top abuk sabuk bir yere gider. Pasöre gitmez !
Ortalar : Takım kaptanı yaşlı ve reaksiyonları çok yavaşlamış durumda! Artık dünya alem biliyor 3 numaradan yapılan hücumlara karşı blok zaafı olduğunu !
4 senede yerine tek ayak yapabilen, kurşun pas vurabilen, kurşun stepli kısa vurabilen, hatta smaç servis atabilen orta adamı niye yetiştirilemedi veya yetiştirilmedi(!) . Bu konuda bu sporcuyu rakipsiz bırakmak için bir organizasyon ve kasıt olduğunu düşünmek istemesek te şüphelenmemek elde değil (!).
Diğer uzun orta instagram fenomeni hanım kızımız; kendine geliştiremeyen bir sporcu. Kendimizi bildiğimiz bileli sadece 3 lü turda blok yapabilen(yanındaki oyuncular yer seçimini iyi yaparsa) ve sadece uzak kurşun pasa smaç özelliği olan bir sporcu. Bir de 5 numaradan 5 numaraya uzun ve kesilen servisi var. Hiçbir hücum zenginliği yok . Kendini geliştirmek için çabası da yok. Fazla kilolu ve sonunda da sakatlanıverdi en lazım olduğu zamanda.
Ben bu oyuncuyu seneler evvel Bursa’da küçükler Türkiye finalinde izlemiştim Erhan Doğanöz hoca çalıştırırken Vakıfbank’ı küçükler Türkiye finalinde!
Eski tas eski hamam !
3.üncü orta KALAÇ ise uzun ortanın istekli versiyonu. Onda da hücum zenginliği yok ! Yine de oynadığı zaman %100 ünü vermeye çalışıyor en azından oyuna.
Bir de turist olarak götürülen 4.üncü bir orta daha var galiba ismini hatırlamıyorum. Şanzelize, Montparnasse, Notre-dame, Eyfel, kahve-kruasan vs.vs.
Köşeler : Ebrar: Harcanan bir potansiyel ! Yetenekleri sınırlı Santarelli tarafından organize edilemeyen bir servis karşılama sisteminin ve stratejisizliğin kurbanı !
Bize göre bu takımda pasör çaprazı Ebrar’ın oynaması lazım. 4 numara da Vargas !
Niye diyenler var duyuyorum. Küba voleybolunda pasör çaprazı diye bir mevki yoktur ! 2 Pasör oynarlar. Vargas ta voleybola 4 numara olarak başlamış bir oyuncu ! Avrupa’ya ilk geldiğinde şampiyonlar ligi takımı AGEL PROSTEJOV’da 1,5 sezon 4 numara oynadı. Servis karşılaması var ve Ebrar’dan daha iyi kesinlikle. Ama pasör çaprazı oynamak işine geliyor ! Aynı zamanda menajerleri de onu o şekilde yönlendiriyorlar ! Best skorer olması ve daha çok para kazandırması için sahiplerine !
Tabii bu değişikliği yapabilmek için başka özellikleri olması lazım antrenörün. O da onda yok maalesef ! Baladın: Seneler evvel çok etkili smaç servisi vardı ! Nedense sayı almak istemiyor her halde servisten ve jump-float servise döndü !
İstikrarsız bir 4 numara. Geri hücum yapabilir(Pipe) ama nedense onu da yapmıyor.
Meliha: İyi libero olur. bu turnuvayı iyi oynadı kısıtlı kapasitesine rağmen.
İklim: Vasat ve sıçraması olmayan 4 numara. Libero tadında halefi Tuğba gibi. Ha Ali Veli ha Veli Ali !
Derya: Smaçörler içerisinde en cesaretli ve kapasiteli olanı ( Ebrar’ı hariç tutuyorum). kritik yerlerde bitirici vuruşları var. İnşaalah ileride diğerlerine uymaz !
Sonuç olarak: Vargas haricinde takımda doğru dürüst istikrarlı bir sayı silahı yok ! 85 Milyonluk voleybol ülkesinde Olimpiyat seviyesinde voleybol oynayacak başka sporcu olmamasını aklım almıyor ve kabullenemiyorum ! Bence şöyle oluyor: Bazı oyuncuların TVF destekli bazı menajerlerce önü açılırken bazıları da özellikle ötekileştirilip yok ediliyor ! Bunda da başarılı oluyorlar. Sonuç ortada !
Milli takım antrenörünün etrafı federasyon destekli sporcu menajerleri, bu sporcu menajerlerinin uzantısı olan basın danışmanları, spikerler ve yorumcular, yağcı ve menfaatçi veliler(!) ve politik bağlantıları , bazı kulüp yöneticileri ve kulüp menajerleri, pazarlama sorumluları vs.vs. tarafından sarılarak kendi şahsi menfaatleri paralelinde kararlar alması ve kadro seçimi yapması için baskılar ve mobbing uygulanıyor sistemli olarak. Ve bu guruptaki kişiler birbirleri ile sürekli irtibatta ve organize bir şekilde bu işi yapıyorlar maalesef.
Pasör çaprazı Vargas’ı taktik organizasyonlarla ( Servis-Blok ve üzerine doğru plaseler atarak, smaç servise geldiğinde oyunu keserek vs.vs. ) maç başı 20-25 sayılarda tutan takım maçı alıp gidiyor ! Çünkü Türkiye takımının diğer oyuncuları etkisiz. Hücum kombinezonlarını bırakın; 6 numaradan dahi hücum etme düşüncesi yok. Hücum zenginliği olmayınca bu kapasitesiz ve yetersiz oyuncular grubu Vargas sonuç verirse maç kazanmış oluyorlar. Ama skora katkıları çok düşük. VARGASBOL sonuç vermezse bizim hoca ağlamaya başlıyor ! Çaresiz kalıyor.
Takımda Vargas harici hiç bir oyuncu etkili smaç servis atamıyor ! Rakip takımlardaki etkili oyunculara karşı köşelere 3 lü blok hiç bir zaman denenmedi ??? Rahat rahat 2 li bloklara karşı hücum ettiler !
Takımdaki topçuların yarısı sakat. Birisi omzum, diğeri kolum, diğeri dizim diyor ! Buradan hocanın antrenman bilgisinin zayıf olduğunu, kondisyonerimizin hikaye olduğu sonuçlarını çıkarıyoruz. Diğer takımlar sakatlanan sporcuları direkt takımdan çıkartırken ( örnek İtalya: Degradi ve Pietrini ) ve yerine sağlam sporcuyu koyarken biz düşkünler yurdu gibiyiz.
Arkadaş; coach olarak nasıl bir periyodlama ve fiziksel hazırlık yaptın ? Yoksa hacıya, hocaya ve de Papaza yaranmak için durumu idare mi ettin ? Ben sana söyleyeyim. Bizim takım doğru düzgün antreman yapmamış. Blokta eller ve parmaklar lahana gibi. Vurulan her top blok-out oluyor hemen hemen.
Defanstan kontra atağa geçiş zayıf. Libero servis karşılayamıyor. Bütün takımlar liberonun koridoruna servis atıyor. Takımın reklam çekimlerine ve tanıtımlara katılmaktan yeterli antremanı yapamadığı ve konsantrasyon problemi olduğu söyleniyor.
Takım sürekli dalgalanmalı oynuyor. Her set içerisinde, setten sete, maçtan maça oyunu değişiyor. Bu da doğru dürüst fiziksel hazırlık yapılmadığının en büyük kanıtı. Madalya alan takımlar turnuva sonuna doğru yükselirken biz aksine aşağı gidiyor ve kafa üstü çakılıyoruz ! 6 maçta 3 galibiyet – 3 mağlubiyet ( %50 efektiflik ) .
Yine de buna da şükür diyelim; Çin coachu 5.inci sette set başı dinlendirmek için dışarı aldığı smaçör Zhu Ting’i zamanında oyuna almayı düşünemedi de tecrübesiz yedek oyuncunun 12-11 de yaptığı hücum hatası ile üstünlük kurabildik ve maçı aldık. Aksi takdirde yarı finali de göremeyecektik.
Vargas’ın 42 sayı yaptığı Çin müsabakasında Çin’in Vargas’a herhangi bir özel taktik önlem almamış olması bizim büyük avantajımız oldu !
Yine sevgili hocamıza dönelim: kendi takımında eşi mükemmel bir libero ve güçlü bir lider karakter. Ayrıca dünyanın en iyi pasörü Polonyalı WOLOSZ bir maestro gibi yönetiyor takımı. Taktik bilgi haricinde pas kalitesi de mükemmel. Gabi paranın yanısıra bu ikili ile oynayabilmek için Conegliano’ya transfer oluyor. Yani sevgili hocamıza düşen iş çok daha kolay !
Bizim merak ettiğimiz konu; sen bu pasörlerle ve bu liberolarla başarılı olamayacağını bilmiyor muydun ?
Yahu hoca; sen bir lakırdı ettin: Ben bu yıl Türkiye liglerini hiç izlemedim filan dedin ! Hatırla ! O halde bu hatalı ve yetersiz kadroyu kim seçti ? Bunu gönülden kabul etti isen bir türlü; birileri sana dikte ederek zorla(!) kabul ettiriyorsa o vakit durum daha da trajik demektir !
Şimdi Senyor Guidetti derse; bana Vargas’ı vermiş olsalardı ben Olimpiyat Şampiyonu yapardım; bu vatandaş onca desteğe ve harcanan milyon dolarlara rağmen benden sadece 1 derece daha iyi yaptı ! Madalya da alamadı ! Ne diyeceksin ? Lafın var mı ?
Bir diğer irdelenmesi gereken nokta; bizim benchimizde oturan antrenör grubunun yetersizliği idi ! Tüm rakiplerimiz çok deneyimli antrenörleri yaşlarına bakmadan( Akıl yaşta değil baştadır ) göreve getirirken; bizim federasyonumuz ne kadar deneyimsiz ve adı sanı duyulmamış antrenör adayı varsa muhtemelen kariyer yaptırmak için kenara koymuştu. Nedense ???
Tabii ki Teknik komitesi olmayan bir federasyondan başka da bir refleks beklenemezdi ( Antrenörlerden oluşan böyle bir komite var ise bilgilendirirlerse seviniriz) .
Sonuç olarak erkekler 1.inci liginde 10 dan fazla kulübümüzün finansal nedenlerden kepenk indirdiği, 100 ün üzerinde sporcunun işsiz kaldığı ; VOLEYBOL ÜLKESİ oldukları iddiasını her fırsatta ortaya koyan bu fakir ülkenin Voleybol Federasyonu; biz Paris Olimpiyatlarında başarılı olduk diyorsa başarılı olmuşlardır ! Lafımız yok !
Cahilin yanında kitap gibi sessiz ol diye bir sözü var merhum Hz. Mevlana’nın.
Canlı yayında; bir geri dönelim; hesap soracağız diyenler şunu bilsinler ki; voleybol tüm Türkiye’de ve Türk bayrağının dalgalandığı dünyada her yerde izleniyor ! Voleybolun izleyicisi en acımasız eleştiriyi de yapsa sizin ses çıkarmaya hakkınız da olamaz, haddiniz de ! Eleştiri hakaret boyutuna varmadıkça !
Fark edemediğiniz gerçek işte bu: Voleybol camiasındakilerin nezaketinden dolayı ya da menfaati olduğundan dolayı(!) yapmadığı eleştirileri, dışarıdan kişiler çok daha objektif, gerçekçi ve sert olarak yapabiliyorlar ve sizin onların üzerinde yaptırımınız olamıyor !
Voleybol Federasyonu başkanlığı veya yönetim kurulu üyeliği görevleri fahri görevler ! Sizleri kimse zorlamadı seçimde aday olurken ! Kendi isteğinizle geldiniz göreve ! Eleştiriyi kaldıramıyorsanız seçimde aday olmazsınız olur biter ! Voleybol camiası da sizleri Türkiye’yi Olimpiyat 4.üncüsü yapan yönetim olarak anar sitayişle !
Türk sporunda bir olimpik dönem Paris Olimpiyatlarında tarihi bir başarısızlıkla kapandı ! Bunun sorumluları Gençlik ve Spor Bakanlığı, GSGM ve Federasyonlardır ! 22 yıllık siyasi iktidar sonunda sporu da enkaz düzeyine indirmiştir maalesef.
Türk Sporunun acil bir spor şurası düzenleyerek durum muhakemesi yapması ve tüm federasyon başkanlarını değiştirerek, silkinerek, yeni, yeniden ve dinamik bir spor yönetim şekline geçmesi bir gereklilik arz etmektedir!
Dipnotu: Ciddi antrenörlere takımını emanet eden İtalya eze eze şampiyon olurken, süper fazla ferdi teknik hata yapan Amerika takımı final oynayarak üstün başarı gösterdi. Başında yine ciddi ve egolu bir antrenör vardı ! Aslında Brezilya-İtalya finali bekliyorduk !
Buradan 72 yaşındaki büyük usta Julio Velasco’ya çok teşekkür etmek istiyorum. Guidetti, Santarelli, Kabasakal Lavarini, Fenoglio,Micelli ve diğerlerinden oluşan, sporcu menajerleri, veliler, basın, yöneticiler ve sporcular ile vıcık vıcık laubali ilişkiler yumağı ile yoğrulan, binbir teşkilatla pozisyonlarını korumayı fazilet zanneden bir antrenörcük grubuna hadlerini bildirdiği ve seviyelerini gösterdiği ve antrenörlük mesleğine tekrar saygınlık kazandırdığı için !
Sen çok yaşa büyük usta !
İtalya takımının benchindeki Massimo Barbolini ve Lorenzo Bernardi’ye de ayrıca tebrikler ciddi içalışmaları için !
Bir hatırlatma: Fransa erkek milli takımını Paris olimpiyatı şampiyonu yapan Coach Andrea Giani de Julio Velasco’nun İtalyan milli takımının altın jenerasyonundan sporcusu ve öğrencisi !
Bir Olimpik dönem daha burada sona erdi ! Darısı bir sonraki Olimpik dönemin başına !
2028 Los Angeles’ta buluşmak üzere Sacramento/Kalforniya’dan sevgilerle.