BIR korku tünelinden geçtik sanki…
Siz, biz, hepimiz… Millet olarak, ülke olarak karanlık bir dehlizden, tüylerimizi diken diken eden bir süreçten geçtiğimiz Pazar günü sıyrıldık…
Bir kabustan uyanır gibi…
Bir sağanaktan kaçar gibi…
Bir başka dünyadan yeniden dünyamıza ışınlanır gibi…
Şaka değil.. Yerel seçimin kampanyası süresince, yaşadıklarımız ne sinir bıraktı birimizde ne huzurlu uyku… Televizyonları bile açmaya korkar olduğumuz bir süreçti…
Seçim atmosferleri, uzun yıllardır ülkeyi ve milleti geren bir üslüpla yaşanır oldu… Önceleri çok taraflı yaşanan çekişmeler, kurulan ittifaklarla ikiye indirilse de gerelimin dozu azalmak yerine arttı…
Şehir meydanlarına kurulan platformlarda, sakin, dingin, ne istediğini bilen ve ne istediğini istenen bir dille anlatan bir tek aday ya da lider bulamadık… Aslında adaylarla liderler bile birbirine karıştı bu seçimde…
Cumhur İttifakının can yakan sözleri AKP ya da MHP genel başkanlarından, Millet İttifakı’nın karşı tarafı suçlayan ya da kendini savunan sözleri yine CHP ve İYİ Parti genel başkanlarından geldi çoğu kez…
Ezberledik seslerini… Konuşurkenki tonlamalarına alıştık… Hangi sözü kime söylüyor diye çok da düşünmemize gerek kalmadı… Adresler belli, atış serbestti… Aslında yerel seçimin birinci aktörleri bile genel başkanlar kadar görünmedi ortada…
Fırsat mı bulamadılar, kendilerine iş mi düşmedi çözemedim… Ve bu yerel seçim, aslında frapan bir sonuçla tamamlandı… Ankara ve İstanbul uzun yıllardan sonra AKP’den CHP’ye geçti…
AKP bunları kaybetse de yöneteceği büyükşehir ve il belediyelerinin hatta ilçe belediyelerinin sayısını arttırdı… CHP ilçelerde büyük kayıp yaşasa da Ankara ve İstanbul’u kazanmış olmanın gururundan o ilçeleri unuttu…
MHP istediği illeri kazandı, mutlu… Çiçeği burnundaki İYİ Parti bile girdiği ilk yerel seçimde belediyeler kazanmış olmanın verdiği huzuru yaşıyor… Ya halk?.. Onlar mutlu mu peki?.. Vallahi onlar da mutlu…
Ben hiç yakınan bir AKP’li, hiç zafer işareti yapmayan bir CHP’li ve yüzü gülmeyen hiç bir MHP ve İYİ Partili’ye rastlamadım… Bu kadar yoğun, bu kadar halkı yoran bir kampanya döneminden sonra nasıl oldu da herkesi mutlu eden bir sonuç çıktı hiç anlamadım….
Tüm liderler kutlama telefonları alıyor, sokaktaki tüm partililer birbirini kucaklayıp zafer sohbetleri yapıyor… Bizi biri dışarıdan görse, durumu anlaması imkansız…
Bunca kaosun, bunca gürültünün, bunca sövüp saymanın, bunca yalan, talan ve iftiranın havalarda uçuştuğu bir sancının böyle bir bebek dünyaya getirmesini anlamak güç…
Olsun… Siyaset zaten böyle birşey…
Her yenilgiyi zafer gibi göstermenin mümkün olduğu başka hiçbir alan yok çünkü…
Madem mutlu olmayı, madem her sonuçtan zafer çıkarmayı biliyordunuz da neden bu kadar başımızı şişirdiniz be abi…