WhatsApp denen cebimizdeki “Korkunç Casus!..”
– Merhaba burası Google Pizza nasıl yardımcı olabilirim?
– Google Pizza mı? Yanlış çevirdim galiba.. Gordon Pizza’yı aramıştım.
– Hayır doğru çevirdiniz. Eskiden Gordon Pizza’ydı, Google satın alınca adı değişti.
– Tamam o zaman sipariş verebilir miyim?.
– Tabii ki. Her zamankinden mi istiyorsunuz?.
– Ne sipariş vereceğimi biliyor musunuz?
– Son yirmi aramanızdan büyük boy pastırmalı sucuklu pizza ve litrelik gazoz sipariş ettiğinizi görebiliyorum.
– Harika. Aynısından sipariş vermek istiyorum.
– Üzgünüm ama size pastırmalı sucuklu pizza yerine vejetaryen pizza gönderebilirim.
– Vejetaryen pizza mı?. Ne alakası var? Ben pastırmalı sucuklu pizza istiyorum.
– Ama gördüğüm kadarıyla kolesterolünüz çok yüksek.
– Kolesterolümü nerden biliyorsunuz?
– Şirketimiz dünyadaki en büyük veri tabanına sahip. Tüm tıbbi kayıtlarınıza erişebiliyoruz.
– Kolesterolüm için ilaç kullanıyorum. Bu yüzden istediğim her şeyi yiyebilirim.
– Üzgünüm ama ilaçlarınızı almıyorsunuz.
– Bunu nerden biliyorsunuz?. Beni takip mi ediyorsunuz?
– Kayıtlarımıza göre içinde 30 tablet olan kolesterol ilacınızı eczaneden 3 ay önce almışsınız.
– En son 3 ay önce aldığımı nerden biliyorsunuz?
– Kredi kartı kayıtlarınızdan. En son 3 ay önce kredi kartınızla eczaneden alışveriş yapmışsınız.
– İyi de ben ilacı kredi kartı ile ödemedim ki nakit aldım.
– İmkânsız. ATM’den nakit çekim işlemlerinizi görebiliyorum. Yakın zamanda nakit çekmemişsiniz.
– Parayı ATM’den çekmedim ki.. Başka gelirlerim de var benim.
– Vergi kayıtlarına göre başka gelirleriniz yok. Eğer başka gelirleriniz varsa vergi kaçırıyorsunuz demektir.
– Ee, yeter artık!. Bilgisayarlardan, veri tabanlarından ve internetten bıktım. Bu Google, Facebook, Twitter ve WhatsApp’ta da artık hiçbir gizlilik ve özel hayat kalmamış. Pizza falan da istemiyorum.
Ben yarın gidiyorum. Bu kadar saçmalıktan sonra uzaklara gidicem. Yurt dışında uzak bir adaya internet, bilgisayar, telefon ve beni gözetleyenlerin olmadığı bir diyara..
– Üzgünüm ama hiçbir yere gidemezsiniz.
– Niye gidemeyecekmişim? Size mi soracağım. Bal gibi giderim.
– Hiçbir yere gidemezsiniz, çünkü pasaportunuzun süresi geçen ay bitmiş.
Güldünüz değil mi?. Benim gibi, ilk anda siz de acınacak halimize güldünüz değil mi?. Oysa bu “App” denilen şeyler yüzünden bütün özel, kurumsal bilgilerimiz ellerinde.. Kimlerin mi?.
İsteyen, bedelini ödeyen herkesin..
WhatsApp denen rezillik gündem olunca, konuya girmem artık farz oldu.
Hele de gazetesini sosyal medya eğilimlerine göre çıkaran, yazılarını sosyal medya odaklı yazan Ahmet Hakan’ın köşesindeki itiraflarını okuyunca..
Bakın hazret WhatsApp’tan neden çıkamazmış..
“- Tiryakisi olduğum bir şeyi hemen terk edemediğimden…
– Sanki ben orayı terk edince… Herkes orada kalacak ve arkamdan konuşacakmış gibi düşündüğümden…” Hürriyet Genel Yayın Müdürü ve köşe yazarı WhatsApp tiryakisi iyi mi?.
İlk “Akıllı” telefonumu aldığım gün, ekrana bir mesaj düştü. Beni bedava WhatsApp’a katılmaya davet ediyorlardı. Hemen.. Açtığımın daha ilk saatinde..
Ünal’ı aradım. Özüak.. O, elinden telefon düşmeyenler ve bilgisayar başında sabahlayanlardan.
“Nedir bu WhatsApp” dedim..
“Bedava mesaj atma” dedi.
Yani indirdin mi, sen herkese, herkes de sana bedava mesaj atacak. Ben ekrandan nefret ederim.
Sadece telefon etmek ve mesaj için kullanırım.
Şimdi “Bedava” olunca önüne gelen bana mesaj atacak, onlarca yüzlerce öyle mi?.
“Aman eksik olsun” dedim, indirmedim.
“Yalan”ı anında milyonlara ileten ve yutturan sosyal medya denen şeyden öyle nefret doluyum ki, Twitter, Facebook, Instagram, aklınıza ne gelirse hiçbirine girmedim.
Bizim salı yemekleri grubu için Ünal bir “Salı Haberleşme WhatsApp Grubu” kurunca, ona da katılmadım, tabii. Ama gördüm ki, WhatsApp’ın bir de grupları varmış..
Bu ne demek bilir misiniz?.
Bir gruba, mesela Salı Grubu’na girince, sanıyorsunuz ki, yazdıklarınız sadece o yirmi kişiye gidiyor öyle mi?.
O 20 kişinin her birinin ayrı başka WhatsApp grupları var. Yazıyorsunuz. 20 kişiye. O 20 kişi, kendi gruplarındaki 20’şer kişiye.. O 20’şer kişiler, kendi gruplarındaki 20’şer kişiye.. Zincirleme reaksiyon.
Atom bombası yahu..
Yani yazdığınız ve en yakınlarınıza özel sandığınız bilgiler, 24 saat geçmeden dünyayı dolaşıyor.
WhatsApp işte bu..
Niye bedava olduğunu anladınız mı şimdi?.
Ortaya konan beleş bal.. Ve bala koşan arılar..
İnsanların ve kurumların tüm özel bilgilerinden anında ve haberdar olmanın minnacık bedeli işte o.. “Bedava mesaj atın” tuzağı yani..
Bütün bilgilerimiz ellerinde, Facebook’çular, WhatsApp’çılar, Instagram ve her türlü karın ağrısı App’e dalanlar..
Devletin ve Devlet Bilişim Örgütü’nün, hazır WhatsApp başlamışken bu konu ile ciddi ciddi meşgul olmasında yarar var..