– Dünya böylesi bir kriz ile ilk kez tanışıyor. İnsanlar böylesi büyük bir krizde üç tepki verir.
Bir grup yorganı başına çekip, her şey düzelsin diye bekler. Bunlar kaçan gruptur.
“Salgın bilim insanlarının söylediği kadar önemli değil.
Yaz başında hayat normale döner” diyenler meseleyi önemsizleştiren gruptakilerdir.
Bir de savaşanlar vardır. İnsanın yönetemeyeceği tek stres belirsizlik durumudur. Şu an, o süreçteyiz.
Hayatı kontrol etme eğilimi ne kadar yüksekse insanların bu belirsizlikten duydukları rahatsızlık da artıyor.
Kontrol edemediklerimizi kabullenip, enerjimizi kontrol edebildiğimize odaklanmamız gerekir.
–
“Salgının ne zaman biteceği belli değil, hayat benim için uzun süre eskisi gibi olmayacak” noktasını kabul edenler süreci daha rahat geçirir.
– “Dünya hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak” diyenlere sakın ama sakın inanmayın!
Bu tehlike geçtiğinde insanlar maddi güçlerinin elverdiği ölçüde eski alışkanlıklarına geri dönecek, bugüne kadar var oldukları şekilde yaşam alışkanlıklarını sürdürecekler.
– Bir krizin iyi yönetilmesi, “Bilime, Kamu Otoritesine ve Medyaya” güvenmeye bağlıdır.
Bunlara güveniliyorsa o krizler az zararla atlatılır.
Dünyanın her yerindeki yönetimler bu üç kuruma güveni sarsıyorlar.
Bu üç kuruma güven ne kadar sarsılırsa, krizler aynı oranda zor yönetilir.
Türkiye’de sözünü ettiğim bu üç kuruma, Bilime, Devlet Otoritesine ve Medyaya, güven açısından puan verin. Çıkan sonucu kendinize göre değerlendirin.