VOLEYBOLSUZ GÜNLER
Geçtiğimiz ay ki yazım, Çin de başlayan ve hızla bir çok ülkeye yayılan virüsün voleybolumuz da, özellikle Avrupa Kupaları’nda mücadele eden takımlarımız da yaşanan büyük sorunun etkileri üzerineydi.
Hatırlarsanız konu, İtalya’nın Kuzey bölgelerinde görülen ve bu nedenle de Lombardiya Bölgesi’nde futbol, basketbol ve voleybol maçlarının durdurulması üzerine, Şampiyonlar Ligi’nde İtalyan ekipleriyle eşleşen Eczacıbaşı VitrA ve Fenerbahçe OPET’in CEV den erteleme istekleriyle başlamıştı.
Yine anımsayacaksınız, yapılan toplantıda “İtalya lobisi” ağır basmış, önce maçlara “devam” demiş, baskılara, uçuşların yasaklanması da eklenince tarafsız saha da (Slovenya da) seyircisiz oynanmasına karar vermişti.
Buna göre, 2 takımımız da ayni gün peş peşe İtalyan rakipleriyle karşılaşacaklar, bir gün sonra da rövanşları oynanacaktı.
Sonun da virüsün yayılmasıyla birlikte CEV, tüm Avrupa Kupaları’nda ki müsabakalara ara verilmesine karar verdi.
Böylece sadece Eczacıbaşı VitrA ile Fenerbahçe OPET değil, CEV Kupası’nda mücadele eden Galatasaray Erkek Ekibinin Leo Shoes Milano (İtalya), Challenge Kupası’nda ki temsilcilerimizden THY’nin, Dresdner (Almanya) ile Spor Toto’nun Fransız Rennes Volley 35 ile Yarı Final de ki karşılaşmaları da ertelendi.
Bu arada 15 Mart da İstanbul da seyircisiz oynanan ve benim de son izlediğim 2 maç olan Atlasglobal Yeşilyurt- Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Vakıfbank- Eczacıbaşı VitrA müsabakalarıyla 2 devreli Sultanlar Voleybol Ligimiz de sonuçlandı. Ardından da tüm branşlarla birlikte voleybolda da erteleme kararı alındı.
Bu gelişmeleri sizlerde iyi biliyorsunuz. O zaman peki bunları neden tekrarlıyorum? Sorusu aklınıza gelecek. Amacım; yıllar sonra derginin bu sayısı bir sporseverin eline geçtiğinde yaşadığımız kötü günleri tekrar hatırlaması.
Son maçtan sonra voleybolsuz günler başladı.
Eskiden Nisan- Mayıs ayları bizler için voleybol kalitesinin tavan yaptığı, unutulmaz müsabakaların yaşandığı anlardı.
Sonunda Şampiyonlar ve liglerin sıralaması belli olur. Avrupa Kupaları’nda mücadele edecek ekipler ortaya çıkardı.
Son paragrafın sanki ligler bitirilemeyecekmiş gibi bir izlenim verdiğinin farkındayım.
Evet, benim düşünceme göre; bu virüs belasını kolay kolay atlatamayacağız.
Onun için Kupa Volley ve Ligleri Haziran ayına kadar sonlandıramayacağız.
Bu durumda çeşitli olasılıklar ortaya çıkacak. Diğer branşlarda da bu konu tartışılıyor.
Bir grup erteleme öncesinde ki puanlara göre sıralamanın kabul edilmesini istiyor (Belçika, futbol da böyle yaptı).
Diğer bir grup (Avrupa futbolunu yönetenler başı çekiyor) yaz aylarında müsabakaların oynanmasını istiyorlar.
Gerekçeleri; kulüplerin ekonomileri yara almasın (tabi ki UEFA’nın da).
İyi de oyuncular ne olacak? Sorusu sorulduğunda lafı eveleyip geveleyen yönetici kesimi, o sıcak günlerde nasıl antrenman yapılacağına, karşılaşmaların nasıl oynanacağına fazla takılmıyorlar.
Gerçi bizim için, yani salon sporları için bu fazla bir sıkıntı yaratmayacak. Çünkü antrenman yaptığımız, maçları oynadığımız salonlar da klimalar çalışacak.
Bu tartışmalar arasında ülkemizde “Bakanlık”, daha doğrusu “Hükümet” nasıl bir karar alacak bilemiyorum. Doğal olarak TVF de buna uyacak.
Ama ben, liglerin erteleme öncesinde ki durumun tescil edilmesine veya karşılaşmaların yaz aylarında oynanmasına özellikle bizim branşmış açısından sıcak bakmıyorum.
Düşünün, bu sorunlu günlerin ne zaman sona ereceği konusunda kimsenin bir öngörüsü yok.
En iyi olasılıkla Haziran ayında bitebileceği söyleniyor.
Hadi o zaman için plan yapalım. Oyuncuların fiziken ve teknik olarak hazırlanması için bir ay koyalım.
Ve olağan üstü koşullar diyerek Temmuz da maçları oynatalım.
Ağustos’un başlarında da bitirelim. Milli Takım çalışmaları olmadığına göre tatile girelim.
Yeni sezon ne zaman başlıyor? Genelde Eylül ayı sonu veya Ekim başı.
Bu durumda bir sorun yok gibi görünüyor.
Ancak sezon kayarsa kulüpler ile oyuncular arasında başlayacak asıl sıkıntı göz ardı ediliyor.
Çünkü Mayıs ayının başında bitmesi gereken kontratların uzaması kulüplerimizin sorun yaşamasına yol açacak.
Ayrıca ülkelerine giden yabancı oyuncuların ve teknik adamların geriye dönüşleri de başka bir problemi doğuracak.
Ben tüm bunları düşünerek “bu kritik günler tamamen geçmeden risk almayalım, kalan müsabakalarımız ‘Eylül’ ayında oynansın” diyorum.
Takımlarımız Temmuz’un ortalarında veya son haftasında çalışmalara başlasın, yüklemeler yapılsın, Ağustos ayında antrenmanlara hız verilsin, Eylül’ün ilk günlerinde de kalan sezona devam edilsin.
Ne kalmıştı? Kupa Volley, Sultanlar- Efeler Liglerinin Çeyrek Final, Klasman ve Baraj müsabakaları. Diğer liglerin final etapları.
Eylül’ün ilk haftasında yani 2-3-4’ünde erkekler, 4-5-6’ sında Kadınların Kupa Volley maçlarını oynanır. 12 Eylül Cumartesi erkeklerin, 13 Eylül Pazar kadınların Play- Off’larının, ayni hafta sonu Baraj ile diğer liglerin kalan bölümlerinin startı verilir.
Çeyrek Final Turu 3 maç üzerinden hesap edilerek 2 ligde en geç 17 Perşembe biter.
19 Eylül Cumartesi Efeler’in 20 Eylül Pazar Sultanlar’ın Yarı Finalleri başlar. 3 karşılaşma üzerinden 24 Perşembe sona erer.
26 Cumartesi ve 27 Pazar Finaller başlar. 5 müsabaka yerine onlarda 3 maç üzerinden oynatılır ve böylece Ekim ayının ilk haftasında şampiyonlar belli olur (günlere fazla takılmayın, 1-2 gün öncesi veya sonrası olabilir).
Tabi ki bunlar bir öneri. TVF mutlaka daha iyisini düşünecektir. Ben sadece liglerin bitirilmesini sporcu sağlığı, kulüplerin ekonomileri yönünden ele alarak yaz aylarında değil de Eylül de sonuçlanmasından yana olduğumu belirtmek için biraz detaya girdim. Hepsi bu…
NOT. Alev Anakök’ün Manşet Voleybolun Sesi dergisindeki Nisan-Mayıs 167-168. sayısındaki yazısıdır.