KORONAVİRÜSÜN ORTAYA ÇIKARDIĞI GERÇEKLER
Dünyanın gündemini tamamı ile değiştiren koronavirüsü yaşam tarzımızı o denli değiştirdi ki açıkcası hazırlıksız yakalandık. Okullar, çoğu işyerleri, toplu taşıma araçları, mağazalar, restaurantlar, kafeler, spor salonları, stadyumlar vs. gibi, tüm alışkanlıklarımız, günlük rutininde yaptığımız herşeyi yapamaz hale gelip evlerimize kapandık. Bu durum neredeyse dünyanın bütün ülkelerinde aynı şekilde gerçekleşmekte. Bu salgın durumu korku saçan bir canavar gibi hızla dağılıyor ve her gün ciddi şekilde hastalanan ve ölen insanların haberlerini almak kaygı ve endişe halini arttırmaya başladı. Bilinmeyen ve görünmeyen bir düşmana karşı savaşıyor olmak düşüncesi paniğe yol açtı. Fakat bu durumun karanlık tarafı olduğu kadar da aydınlattığı taraflar olduğunu da düşünüyorum. Maddeler halinde sıralayacak olursak:
- Hijyen: Temizliğin insan sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu anladık. Ellerimizi 20 saniye süreyle içini, dışını, parmakları ve parmak aralarını sabunla nasıl temizleyeceğimizi öğrendik. Bir çok kişinin tuvalete girdikten sonra ellerinin temiz olduğunun düşüncesiyle yıkamadıklarını itiraf ettiklerini şimdiler de ise sadece sabunile değil kolonya ile de dezenfekte ettiklerini ifade ettiler ki bu durumu hiç bir eğitmen, doktor veya bilir kişi sağlayamamıştı. Eve ayakkabıyla giren insanların artık bu alışkanlıklarından vaz geçtiklerini hatta kapının önünde bulunan özel hijyenli bölüme çıkarttıklarını görüyoruz. Kişisel hijyenin çevremizdekilere ve toplum sağlığına ne kadar etki yaptığını öğrendik.
- Sağlık sektörüne yatırım: Tüm dünya ülkeleri anladılar ki öncelikli yatırımın sağlık sektörüne yapılması gerektiğini. Sağlık teknolojisinin iyi olduğu dünya ülkelerinde insanlara şifa olacak icatlar, aşılar ve çarelerin bu sektöre yapılacak destek ile sağlabileceğini anladık. Düşünsenize dünyanın medet umduğu koronavirüsün aşısını ve ilaçlarını bulan ülke, dünyaya bunu satacak ve nasıl bir sermaye bu durumdan kazanacak. Ülkeleri kalkındıracak kadar büyük bir sermayeye ve aynı zamanda kendi ülkesinin insanlarına büyük bir fayda sağlayacaktır.
- Home office “Ev ofisi”: Alınan önlemler doğrultusunda artık bir çok şirket çalışanlarının evden işlerini yapmaları istendi. Ev ortamında kendisine bir oda ayırıp ya da evin bir köşesine alan yaratıp, bilgisayarı ve akıllı telefonları vesilesiyle görüntülü konuşup, toplantılarını artık bu yolla yapabiliyorlar. Bu hal de insanlara ev ortamı rahatlığında çalışmanın yanısıra işe yetişme derdi olmadan, toplu taşıma araçlarında sıkışıp, bunalmadan saatlerce yol gitmek zorundalığı durumundan kurtardı. Üstelik de bütçeden yol masrafını çıkartıp farklı bir temel ihtiyaca o parayı aktarma imkanı doğmuş da oldu.
- Evden eğitim:Okulların kapanmasıyla evden eğitim, bir diğer adıyla “Online eğitim” internetten öğretmenlerin hazırladığı ders videolarını çocuklar seyredip, konuyla ilgili sorulara cevap vermek ile yükümlüler. Belki de okulda derste birebir etkin olmayan çocukları bu sistem aracılığı ile katılıma mecbur hale getirmiş oldular. Otuz kişiyi aynı anda kontrol edemeyecek öğretmenler için birebir değerlendirme ve öğrencinin anlayıp anlamadığını görmekte büyük bir fırsat olarak görülebilir. Ayrıca ailelerin “Eyvah çocuğum uyuşturucu mu kullandı? Kötü arkadaşlar mı edindi?” gibi endişe verici durum tehlikesi de ortadan kalkmış olabilir.
- Sağlıklı ev yemeklerine dönüş:Hastalık salgını ile beraber bu durumdan nasıl kurtuluruz araştırmaları yaparken gördük ki; sağlıklı bir yemek yeme hali bizi vrüsten, bakteriden ve mikroplardan korunmanın en önemli kalkanıdır. Çünki kuvvetli bir immün sistemine sahip olmak için gerekli sebze, meyve, protein, mineral ve vitaminlerin alınmasının şart olduğunu uzmanlar tarafından dinleyip, öğrendik. Yoğun, koşturmacalı geçen hayatımızda ucuz yollu hemen açlığı bastırmak üzerine beslenme alışkanlığımızın, besin değeri açısından hiçbir yararının olmadığını fark ettik. Bu sebeple karnımız dolu olsa bile yeme ihtiyacımızın tok olduğumuz halde olmasının sebebi, vücudun ihtiyacı olan besinleri almadığımızdan dolayı kaynakladığını anladık.
- Mindfulness pratikleri:Dünyada nörologlar ve psikologlar tarafından önerilen mindfulness pratikleri ile stresi azaltabiliriz. Meditasyon vesilesiyle negatif düşünceleri durdurma ve pozitif düşüncenin üretimi için nefes egzersizlerinin gücünden yararlanabiliriz. Özellikle meditasyon müziğinin doğa sesleri ile bezenmiş hali uyku problemlerini azaltmakta ve kaygı bozukluklarını düzenlemektedir. Bu pratiklerden olabildiğince faydalanmalıyız.
- Evde spor:Öyle pahalı “Gym club’lara” gitmeden de spor yapılabileceğimizi eğitmenler, internet ve sosyal medya vesilesiyle bize gösteriyor. Her gün 15 dakika yapacağımız müzik eşiliğinde spor hem vücudumuzun şekle girmesini sağlayacak hem de adrenalin ve endorfin gibi bize mutluluk veren hormonları salgılatır. Sporu yeter ki yapmak isteyelim!
- Sosyalleşmek:Bu tecrit günlerinde arkadaşlığın, sohbet etmenin ve bir arada olmanın ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu anladık. Biz insanların karşılıklı, güveneceği, saygı duyacağı ve seveceği insanların varlığına ve onlar tarafından desteklenmeye gereksinim duyarız. Onlar sayesinde kendimizi iyi hisseder ve ayarıca onlar için birşey yaptığımızda işe yaradığımızı hssederiz. Varlığımızın amaçlarından biri de katkıda bulunan, fark edilen ve ihtiyaç duyulan insan olmaktır.
Konu ile ilgili sorularınız ya da paylaşacaklarınız varsa iletişim içinzeynepeylemsenkal@fransizlape.com
Instagram hesabı: @psikologeylemsenkal
www.eylemsenkal.com
Psikolog “Uzman spor psikoloğu”
Zeynep Eylem Şenkal