“Sataşmayayım” diyorum olmuyor.
“Bırak sarhoşu kendi yıkılsın”diyorum, içim elvermiyor. Allahınızı severseniz şu rezalete bir bakınız. Antalya’da önemli bir beach volley turnuvası yapılıyor. Biz davet edilmedik. Federasyonun davet etme zorunluluğu yok. Ancak, 365 gün bu sporun yükünü omuzlarında taşıyıp adeta hammallık yapan sayıları 8-9 olan voleybol basını böyle turnuvalarda hem görev yapıyor, hem de dinleniyor. Kimsenin haberi yok. Var da yok.
Ve nasıl olmuşsa Federasyon, 27 Ekim Salı günü Bursa ve İstanbul’da iki önemli maçın çakıştığını (aynı saatlerde) görmemiş. Federasyonların amacı o sporu sevdirmek ve izlettirmektir. Bizimkiler hala bunu anlayamamışlar. Anlaşılan “Koltukta biz varız. bizim dediğimiz doğru” veya “Biz ne dersek o olur” düşüncesindeler hala.
İstanbul’da Eczacıbaşı Vitra Avrupa maçı oynarken, Bursa’da da erkekler Süper Kupa maçı var. Halkbank ile Arkas kapışacak. Bu maç izlenmez mi. İstanbul’daki maç 17.30, Bursa’daki ise 16.30. Haydi Bursa’ya gittik. Maç 17.30’da bitti. Kıçımıza roket bile taksak İstanbul’daki maça yetişemeyiz. Elinizi vicdanınıza koyun. Böyle bir şey olur mu.
Allahı var. Federasyon bizleri de Bursa’ya davet etti. Ben şahsen gitmiyorum. O maçı çok izlemek istediğim halde. Eee Eczacıbaşı da istanbul’da Avrupa maçı oynayacak. Ben istanbul’da kalıyodrum. Federasyona da hem daveti için, hem de işi hala öğrenemeyip bana böyle yazı yazdırdığı için teşekkür ediyorum.
NOT: Avrupa kupaları’nı göz önüne alarak, Bursa’daki Süper kupa ileri bir tarihe alınabilirdi. Bu yetki federasyonun elinde var. Ama beceri olmayınca. Hem bizim Hasan Epirden’e konu çıkar, hem de “bu bizim işimiz” diyenlerin kulakları çınlar.