Ne zaman akıllanacağız!
Sürekli ülkemizde bir şeyler heba oluyor.
Seller geliyor, debremler oluyor, hastalıklar artıyor, kadınlar öldürülüyor, çocuklar tacize, tecavüze uğruyor.
Oluyor, oluyor, oluyor..
Geçenlerde , çocuğa nafakasını ödemiyor diye babaya icra gönderdim. Aylık nafaka 400 lira. 1 yıl olmuş hiç ödenmemiş. Baba adresini sürekli değiştirmiş ve Merniste ( Vatandaş kimlik kaydı) belgesi dahi yok.
Yani borçlardan kaçıyor. Zavallı anne, 5 yaşındaki oğlu için masraf yatırıp sorgulama yaptırıyor. Umudu, birikmiş paraları da alıp çocuğun okul giderlerini, yemesini içmesini zorunlu giderlerini sağlamak.
Biz de bu iş için uğraşıyoruz.
Devlerin polisi, savcısı, icra memuru , avukatı, gereksiz harcanan paralar v.s.
Avrupaya gidiyoruz, AB ülkelerinde çocuk ve eş nafakası çok önemli.
zaten anlamı da “Zorunlu ihtiyaçlar için öngörülen para” diye tanımlanıyor.
Ayrılan eş mahkemenin kararını alıyor, mahalli idareye (Belediye) her ay başı uğruyor parayı tahsil ediyor. Bizim gibi ne ek para harcıyor ne devletin memurları zamanlarını bunlar için harcıyor. Polisi, avukatı,icra memurunun işleri bu konu değil.
Devletin ,mahalli idarelerin her şey bilgisi dahilinde.
**İnşaat yapılıyor, imar izni, deprem yönetmeliğine uygunluk, her şey çok ciddi olarak ele alınıyor. İnşaat bittiğinde iskan her şey didik didik edilerek veriliyor. Oralarda evler çökmüyor.
*Ülkemizde , bina ruhsatsız yapılıyor, tamamen rasgele. Karadenizli müteahhit tarafından, proje bazen başka bir mühendise çizdiriliyor. (20 sene evvel çoğu yapı imardan izin alınmadan kaçak yapılıyordu)
*Ama o proje uygulanıyormu Allah kerim.
*Kentsel dönüşüm önce çıktı. Depreme dayanıklı olmayan, binaların yıkılarak 15 yıl önce çıkarılan deprem yönetmeliğine uygun hale getirmek ve insanları daha güvenilir binalarda yaşatmak için.
*Gelelim pratiğine, 6306 sayılı yasaya uygunluğunu özel ofisler yapıyor. Ortaklar arasında bir kişi uzman gerekiyor. Ama nihayetinde bu bürolar kar amaçlı kurulmuş ve masraflarını çıkarmak ve kar etmek amacını taşıyorlar. Hepsi değil ama, binada oturanların bir kişisi başvurduğunda ,çürük yapı ve yıkım kararını alıyor nedense. H,ç red yok.
*Sanki binalarda karşı komşusunla kavgalı olan biraz daha varlıklı kat maliki “binayı yıktırırımla “diğer malikleri tehdit ediyor. Binanın elektriği, suyu, doğalgazı hemen kesiliyor.
BU DURUM TAMAMEN KEYFİ BİR HAL ALDI!..
En çok kentsel dönüşümden faydalanması gereken semtler , yoksul insanların yaşadığı ve mimarisi bozuk , plansız olan kenardaki semtler olması gerekirken , imar barışından en fazla faydalanan, ancak kentsel dönüşüme en az başvuran semtler ne yazıkki bunlardır.
-Niye; kentsel dönüşüme verecekleri (ek imar yoksa ) paraları yok. Aksine iki katlı binalarına, ek olarak iki kat daha eklemişler ve imar affına başvurmuşlar. Peki iki kat için kaçak yapılan bina üzerine iki katı daha tartıyormu…Bunu kim kontrol ediyor. Hiç kimse . Hatta devler şu kadar para öde senin kaçak yaptığın katlara da ruhsat vereyim diyor.
**Böyle bir durum dünyada görülmez. Yasal olmayan bir yapı nasıl 3-5 kuruş ver, yasal hale getirilir. İnsanlar içerisinde oturabilir. O insanların can güvenliği nerede. Peki bu bina yarın ufak bir depremde çökerse içindeki insanlar ölürse Hukuken sorumlu kim??
Bu çürük raporu verme yetkisi kesinlikle özel bürolardan alınmalı ve devletin bu konuda oluşturacağı uzman bürolara devredilmelidir. Bu bir rant kapısı olmaktan çıkarılmalıdır.
SORUMLU DEVLET Mİ, MÜTEAHHİT Mİ, İMAR MÜDÜRLÜĞÜ MÜ .. KİM..?
Böyle bir şey olamaz, bir şey yasalara uygun değilse, uygun hale getirmek kamu düzenine aykırılığı gidermek gerekir.
O zaman kime güvenmeliyiz. Tabii ki yasaya, adalete , insana güvenmeliyiz. Topluma rant değil, doğruluk, dürüstlük, hak ve adalet aşılanmalıdır. Bu din şırıngasıyla olmuyor. Herkesin doğrusu kendine olmaz .
DOĞRU TEKTİR. Esnetilemez.
Dünyada çağdaş bir çok ülkenin böyle bir sorunu yok.
Elazığ’da deprem oldu. Bakın görüntülere aynı hatta birkaç bina yıkıldı. Aynı yerde diğer binalar sağlam. Bu durumları yaratan ve bunların yetkilileri, görevini savsaklayanlar bence affedilmemeli.
Herkes bunu istemeli. Bakanımız açıklıyor İstanbul da 7,5 şiddetinde deprem bekliyoruz. Bu çok acı bir durum. Derhal seferberlik ilan edilmeli , tüm depremle ilgili çıkan yasalar günün koşullarına ve fiziki durumlara göre yeniden gözden geçirilmelidir. Ek tedbirler alınmalı, insanlara bu bilinç verilmeli. Depremden korunma eğitimleri yapılmalı..
Yoksa işimiz yine Allaha kalacak.
Kalın sağlıcakla,28.01.2020
Av.Talat Güneş