Türk Voleybolu’na 50 yıl çeşitli görevlerde hizmet vermiş olan Abdullah Gümüşbaş, Federasyon, Vakıf ve Voleybol Antrenörleri derneği’ne uyarıcı bir yazı yazdı.
VOLEYBOL VAKFI ve VOLEYBOL ANTRENÖR DERNEKLERİ FEDERASYONUNU GÖREVE DAVET
Türk antrenörlerin en kara dönemlerinden birini yaşadığı hepimizin malumu dur. Ayrıca, antrenörlerin iş bulma ve iş değiştirme süreçlerinde eşit koşullarda kulüpler tarafından değerlendirilmesi gerekirken Türk antrenörler hiç şans bulamazken, Bazı Menajerler tarafın dan yabancı antrenörlerin isimleri adeta kulüplerin kulağına fısıldanmaktadır.Bugüne kadar yazmış olduğum yazılarımı ülke Voleybolunun sorunlarının çözülmesine katkıda bulunmak amacıyla yazdım. Ülkemiz Voleybolunda yaşanan son gelişmeler neticesinde bu yazıyı yazma ihtiyaç duydum.kayıtsız kalmalarını Türk antrenörlerinin itibarsızlaştırılmasında suçlu bulmaktayım. Ülkemiz Voleybol Liglerinde Sıradan yabancı antrenörlerin iş bulması konusunda duyarsız ve de
Şu günlerde Türk Voleybol Antrenörleri için en kara dönemlerden biri yaşanmaktadır. Voleybol Federasyonu nezdinde antrenör haklarının iyileştirilmesi ve Voleybolumuzun gelişimine yönelik tedbirlere ait öneriler sunulmuş olup, Bu gibi konularda Voleybol Federasyonunun ilkesel ve kurumsal bir yaklaşım göstermesi beklenmektedir. Aksi takdirde Türk Voleybol Antrenörü kimliği günden güne itibarsızlaştırılmaktadır. Ülkemiz Voleybolunun bugünlere gelmesinde Türk Antrenörlerinin yadsınamaz bir payı vardır. Gelecekte de evrensel boyutta daha birçok başarılara imza atacaklardır. Ancak, ülke Voleybolunun geliştirilmesi ve korunmasının resmi sahibi olan Türk Voleybol Federasyonuna da büyük görevler düşmektedir. Ülkemizin yabancı Antrenör ve Sporcu cenneti olmasının önü uygun bir şekilde kesilmelidir. İşin daha da vahim boyutu, nitelikli ve evrensel antrenörlerin Voleybolumuza girmesi kabul edilebilecek bir hal iken, nitelikleri ve geçmiş performansları fazlasıyla tartışmalı “sıradan” yabancı antrenörlerin ülkeye girişleri alenen teşvik edilir ve hatta bu tür oluşumlar menajerler aracılığıyla “pazarlanır” hale gelmiştir. Gündemdeki son örnekler insan aklını zorlar düzeye erişmiştir. Diğer önemli bir nokta, antrenörlerin iş bulma ve iş değiştirme süreci eşit koşullarda kulüpler tarafından değerlendirilmesi gereken antrenörler hiç şans bulamazken, Yabancı antrenörlerin isimleri Menajerler tarafından kulüplerin kulağına fısıldanmaktadır. Tüm antrenörlerin hakkı olan serbest rekabet ortamı yok edilmekte, hakkaniyet ve tarafsızlık ilkesi tamamen yok olurken, Ülkemizin öz değeri olan yerli antrenörlerimiz kendi ülkesinde 2. sınıf insan muamelesi görürken mesleki gelecekleri birkaç menajerin iki dudağının arasına sıkışmaktadır. Antrenör özlük hakları ve mesleki kariyer olanakları konularında resmi merci olan Voleybol Vakfı ve Türkiye Voleybol Antrenör Dernekleri Konfederasyonun attığı bir adım neredeyse yoktur. Ayrıca, Voleybol ailesi içindeki bağlar yukarıda sıralanan ve benzer nedenlerle günden güne daha da zayıflamış olup neredeyse sevgi, saygı ve güven ortamı kaybolmaktadır.
Bu çerçevede, Voleybol Vakfı ve Türkiye Voleybol Antrenör Dernekleri Konfederasyonunu asli görevlerini yapmaya davet ediyorum.
Saygılarımla,
Abdullah GÜMÜŞBAŞ