Üç Büyüklerin üçü de kötü yönetiliyor.. Hem idari, hem teknik açıdan kötü yönetiliyor..
“Üç Başkan, Üç Teknik Direktör’den söz ediyorum.
Aslında bu altı kişide başarılı olmak için hemen her şey var. Hele Fatih Terim.. Bu ülke futboluna zaferlerin en büyüğünü kazandıran Galatasaray’ı yaratan, o Galatasaray’ın etrafına kurulan Milli Takım’la, Türkiye’yi Dünya Üçüncülüğüne götüren yolu açan, adını Milan tarihine yazan o Muhteşem Adam!…
Peki nasıl oluyor da, bu üç kulüp de kötü yönetiliyor?.
Çünkü altı adamın altısının da kişisel hesapları, içlerine dönük sempati ve antipatileri, korkuları, endişeleri var.. Yönetimde öncelik bu iç hesaplarda olunca da, olmuyor işte!.
***
Derbinin ilk yarısı biterken, “Fenerbahçe’yi tesislerine taşıyan otobüs Samandıra’ya varmadan Ersun’la yolların ayrıldığı açıklanır” diyordu hemen herkes..
Beşiktaş öylesine perişan etmiş, sahadan silmiş, ezmişti rakibini.. 3-0 öndeydi ama, durum “Altı” yı gösteriyordu..
İkinci yarıda tablo tam tersine döndü. Son dakikalardaki Fener topu direkten dönmese, maç 4-3 olacaktı nerdeyse.. O zaman da Şenol..
Hayır.. O zaman “Şenol gider” demezdi kimse.. Şenol gitmişti zaten. Fikret Orman Başkanın harika taktikleriyle Şenol Güneş’in Beşiktaş’ı bırakması kesinleşmişti. Beşiktaş Futbol Takımının başında, futbolcuların sevgi ve saygıyla baktıkları bir Teknik Direktör değil, yerine geleceği bekleyen, uluslararası deyimi ile bir “Topal Ördek” vardı.
Şimdi bu zaten sallanan, gitmesi nerdeyse bir maçın skoruna bağlı Ersun’la, Topal Ördek Şenol’un, artık sadece tribünleri değil, bin katı ile sosyal medyayı dolduran taraftara sahip “Büyük” takımları yönetmeleri mümkün mü?.
Hele başta dediğim gibi işin içine “Kişisel duygular, kaprisler” böylesi girince..
Böyle önemli bir derbiden saatler önce Slimani ve Frey darbesini Fener’e kim yaptı?. Ersun..
O korkak, o kendi yarı sahasında da değil, 18’i etrafında 10 kişi ile geri çekilen, sahayı paylaşmayı dahi bilmeyen adamlarıyla bütün ikinci topların Beşiktaş’a gitmesine sebep olan Ersun.. “Gelin de atın” diye davetiye yazan Ersun..
Adamlar üç tane attılar ancak..
Dirar bek, önünde Valbuena ile Fener’in rakip savunmayı nasıl darmadağın ettiğini dünya görmüşken, Valbuena’yı kenarda, Dirar’ı ön kanatta unutan Fener’in sorumlusu Ersun. İkinci yarı, durum 3-0 olunca, yani yol görününce kaybedecek şeyi kalmadığını anlayan Ersun..
O zaman cesaret edebildi, hücum etmeye.. Futbol oynamaya..
Peki 3-0 öndeki Şenol ne yaptı?. Dirar/ Valbuena kanadına tedbir, Caner’i hemen karşılarına, sol öne almaktı. Ne zaman yaptı değişikliği..
Oyun 3-2 olduktan, yani iş işten nerdeyse geçtikten sonra.
Peki, maçın kaderini değiştirebilecek yetenekte bir dünya ünlüsü Queresma’yı ne zaman oyuna soktu?.
Oyun 3-3 olunca..
Geç karar veren ve verdiği kararları da geç uygulayan Şenol, Ersun’un ekmeğine tereyağı sürerek, ilk yarıdaki ballı, reçelli Ersun ikramına cevap verdi yani.
Beraberlik, Beşiktaş’a da, Fener’e de yaramadı.
Kime yaradı?.
Galatasaray’a..
Ve de Ersun’la Şenol’a..
Bunu hiç unutmayın. Beraberlik her zaman Hocalara yarar!.