23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
TBMM’nin açılışının 92’inci yıldönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı büyük bir coşku ve gururla kutluyoruz. Bizler; Ulu Önder Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimiz sayesinde milletimizin bu topraklarda yeniden hayat bulduğunu, küllerinden yeniden doğduğunu çok iyi biliyor ve bunun şuuruyla hareket ediyoruz.
23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılarak egemenliğin ilan edilmesi, millet iradesinin Meclis çatısı altında hayat bulması Türk tarihinin önemli dönemeçlerinden biridir. Atamızın aynı zamanda 23 Nisan’ı çocuklarımıza armağan etmesi de çok anlamlıdır. Çocuklarımız dün ve bugün olduğu gibi yarın da bayramlarına sahip çıkacak, Atamızın emanetini sonsuza kadar koruyacaklardır. Bu noktada ülkemizin teminatı ve aydınlık geleceğimizin mimarı olan çocuklarımıza yüklenen bu görev hayati öneme sahiptir.
TBMM’nin açılışının üzerinden 92 yıl geçmesine rağmen ne yazık ki; dirliğimize ve birliğimize yönelik saldırılar şekil değiştirerek devam etmektedir. Terör ocaklara ateş gibi düşmekte; teröristlere kucak açanlar cüretlerini artırmakta ve taviz üstüne taviz koparmaktadır. Hele ki, dünyanın en masumları olan çocuklarımızı kandırarak kanlı planlarına alet edenlerin, onların eline taş vererek devletine düşman yapanların Ulu Önder Atatürk’ün 23 Nisan 1920 yılında açtığı TBMM’de varlığını sürdürüyor olması da bir diğer utanç verici durumdur.
Öte yandan demokrasinin öneminden dem vuranların, sıra demokratik hakları kullanmaya gelince nasıl demokrasiyi alaşağı ettiğinin hepimiz farkındayız. Demokrasiyi kendisine göre yontanlar, demokrasiyi işine geldiği gibi kılıfına uyduranlar demokratik olmayan yöntemlerle yasa hazırlamakta ve hazırladıkları yasaları demokrasinin kurallarını çiğneyerek TBMM’den geçirmektedir. Bunun en yakın örneği 4+4+4 sistemidir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na, maalesef 4+4+4 gölgesi düşmüştür. Çocuklarımızın geleceğini doğrudan ilgilendiren ancak aceleye getirilen bu sistemin iyi niyetli önerileri dikkate almadan geldiği gibi yasalaşması üzüntü vericidir. Okul öncesini zorunlu eğitim kapsamından çıkararak, çocuklarımızın okul öncesi eğitim hakkının ellerinden alınması, ikinci kademe eğitimden sonra açık öğretime yönlendirme yapılmasına imkân verilerek çocuklarımızın okulundan, öğretmenlerinden, yüz yüze eğitimden mahrum edilmesine zemin hazırlanması 23 Nisan’ın anlamını zedelemektedir.
Bir yandan demokratik olmayan uygulamalarla çocuklarımızın haklarına darbe vurulurken, diğer yandan milletimiz giderek yoksullaşmaktadır. Bilindiği gibi zamlar peşi sıra gelmektedir. Milleti zam sağanağına tutanların, memuru, işçiyi, emekliyi, asgari ücretliyi, dar gelirliyi düşünmediği ortadadır. Dar ve orta gelirli aileler de tıpkı üst tabaka gibi çocuklarının gıda ihtiyaçlarını karşılamak, onlara iyi bir eğitim vermek, çocuklarının geleceğe emin adımlarla yürümesini istemektedir. Ancak zamdan başını kaldıramayan aileler bırakın çocuklarına bir gelecek hazırlamayı; aldığı üç kuruş parayla evini çekip çevirmeye çalışmakta, evinin kirasını, su ve elektrik faturasını ödeyebilmenin, karnını doyurabilmenin telaşına düşmektedir. Bu ülkede etin tadını bilmeyen, evine süt, meyve girmeyen çocuklar vardır. TBMM çatısı alında emekli vekil maaşları için 15 dakikada kanun çıkarılırken, aynı hassasiyet nedense bu insanlar ve çalışanlar için gösterilmemektedir.
Bu 23 Nisan’da da çocuklarımızın yaşadığı sorunlar devam etmektedir. Ülkemizde ilköğretimde okullaşma oranları tüm gayretlere rağmen yüzde 100 seviyesine ulaştırılamamıştır. Ortaöğretimde okullaşma oranı yüzde 69 düzeyinde kalmıştır. Çocuklarımız açlık ve yoksullukla mücadele etmekte; şiddete, istismara maruz kalmakta ve ağır yaralar almaktadır. Devletin çocukları koruyamadığı, aciz kaldığı durumlar ne yazık ki çok fazladır. Okuma hakkından mahrum edilen, zorla çalıştırılan, terör örgütü tarafından maşa olarak kullanılan, korku duvarlarının arasına hapsedilen çocuklarımız bu ülkenin acı bir gerçeğidir. Çocuklarımıza içinde mutlu ve huzurlu olacakları, geleceğe umutla bakacakları güzel bir ülke bırakmalıyız. Bunu başaramadığımız müddetçe gelecekten her daim kaygı duyan, kendisini güvende hissedemeyen mutsuz bir nesil yetişecektir.
Bu vesileyle; TBMM’nin açılışının 92’inci yıldönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor; Ulu Önder Atatürk’ü, mücadele arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.