Dünya nereye gidiyor?. Ya biz?..
Önce Amerika’dan gelen haber dünyayı salladı.. Amerika İç Savaşı’nı başlatan ırkçı, kölelik yanlısı Güneyliler’in ana karargâhı Virgina eyaletinin Charlottesville kentinde, kafatasçı beyazlar, zencileri aşağılayan bir gösteri düzenlemeye kalkıştılar.
Bu gösteri, İnsan Hakları Savunucularını derhal harekete geçirdi. Onlar da kentin başka caddesinde gösteri yaparlarken bir azgın ırkçı kamyonetini üzerlerine sürdü.
Bir genç kadını öldürdü. Bir yığın da ezilmiş yaralı yol kenarına dizildi.
Sonra Barcelona’dan gelen haberler ve görüntüler, bir başka dehşet yarattı.
Bu defa o dünya güzeli Ramplas Caddesi’nde bir Deaş’lı, kullandığı minibüsü tıklım tıklım kaldırımlara sürdü..
Geride onlarca ölü ve yaralı bıraktı.
O dünyaca ünlü caddenin kaldırımların kenarında, oturmaya doyamadığım bankların etrafında şimdi cesetler ve yaralılar vardı, dizi dizi görüntülerde..
Gene halkın arasına dalan araç.. Gene kaldırım kenarına dizilmiş cesetler ve yaralılar..
Yeni terör şekli bu..
İçinde hiç bir silah, sopa bile taşımayan milyonla araç var..
Hadi bul, çıkar bakalım, hangisi “Ezmek” için yolda da, önle!.
Nice’te başladı bu tür terör, hatırlayın..
Perşembe günü tüm dünya haber kanalları yayınlarını keserek Barselona’ya bağlandılar ve saatlerce de bağlı kaldılar..
Ben de saatlerce ekran önündeydim, hepsini zaplayarak, ayrıntı bekleyerek..
Oysa aranacak fazla şey yok..
Charlottesville’deki ırkçılarla, Barselona’daki Deaş’çıların aslında beslenme kaynakları ayni..
Kin ve nefret!..
Genç kuşaklar dünyanın hemen her yerinde artık “Sevgi, hoşgörü ve saygı” sözcüklerini nerdeyse unutacakları ortamlarda yetişiyorlar..
Gördükleri, duydukları, okudukları hep “Kin.. Şiddet.. ve Nefret” oluyor..
O zaman onları kullanacak adamların ekmeğine de tereyağ oluyorlar tabii..
Kimi, “Görüyorsunuz bu dünyadan hayır yok. Öbür dünyada sizi, huriler ve İrem Bağları bekliyor” diyor Hasan Sabbah gibi.. “Cennet için şehit olun yeter” diye kandırdığı gençleri, suikastçı ve canlı bomba yapıp dünyanın her yanına salan Deaş doğuyor..
Ya da işte böyle “Beyaz üstündür” diyen ülkeyi kana boğan İç Savaşları yeniden teşvik ve tahrik eden Ku Klux Klan özentileri ayaklanıyorlar..
Peki biz ne yapıyoruz?.
Spordan, siyasete, ekonomiden kültüre ne varsa bölmek, bölünmek için elimizden geleni yapıyoruz..
Yenikapı’da bir “Birlik ve beraberlik Ruhu” yakalamıştık. “Bir ve beraber olabileceğimizi” göstermiştik..
O zaman sorun sadece içerdeydi.
Bugün dünyanın haline bakın.. Bir de içerden bölünenler, bu feci ortama en kolay lokma olurlar..
Her zamankinden fazla birlik, beraberlik, her zamankinden fazla, sevgi, hoşgörü ve saygıya ihtiyacımız var..
Çünkü artık terör için ne plana, ne çeteler kurmaya, ne de takip edilip yakalanması mümkün silah ve bombalara ihtiyaç var. Hepimizin altındaki “Masum” araç, yeni terör silahı.. Her kentte binlerce.. İstanbul’da milyonla..
Her vasıta, potansiyel terör silahı..
O zaman tek mücadele yolumuz kalıyor..
Birlik, beraberlik ruhu.. Sevgi, hoşgörü, saygı ortamı yaratmak..
Terör öyle ortamda üreyemez, beslenemez..
En azından çocuklarımız için yapmalıyız bunu, öfkelerimizi bir yana atıp..
Onlara, bugünkü korku, nefret ve dehşet dünyasını bırakma hakkımız yok!.