ADALETİN EN YAKIN TEMSİLCİSİ SEÇİMİNDE MÜLAKAT
Uzun yıllardır belli kurumlar veya müesseseler ihtiyaçları olan elemanları alırken önce yazılı daha sonra sözlü sınava tabi tutarak seçerler.Sözlü sınav ise Türk dilinde MÜLAKAT (görüşme) olarak geçmiştir.
Son yıllarda Devlet kurumlarına alınacak elemanların seçiminde yapılan mülakat,çok önem arzetmekte ,hatta terör örgütleriyle (özellikle FETÖ ile) mücadele kapsamında çok daha dikkat ve özen gösterilmektedir.Bu hükümet tarafından getirilen KPSS yeterli olmamaktadır.
Devletin bu özeni göstermesi tabiiki en doğal hakkıdır.
Ancak,Devlet bu hakkını kötüye kullanmamalıdır.Öncelikle yazılı sınav yapılması adayın bilgi konusunda asgari yeterliliği ölçülmelidir. Bilgi seviye yeterliliği olmayan adayın tamamen hatır ,gönül ,siyasi bakışı, inançları, görselliği ,maddi veya manevi konumları v.s gibi eften püften sebepler öne çıkarılarak diğer yeterliliği olan adayların elenmesi doğru değildir.
Dolayısiyle daha önceleri çok nadir başvurulan sözlü sınav (Mülakat) şimdi hemen hemen tüm devlet kurumlarına alınacak elemanların seçiminde uygulanması çok dikkat çekicidir.
Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmen alımlarında uygulanan sözlü sınav sistemi artık tüm kamu kurumlarında yaygınlaşmış hatta ilk uygulama Sağlık Bakanlığı’nda 2017’den itibaren başlamıştır. Hatta bu iki bakanlığa alınacak tüm sözleşmeli personelde sözlü sınav ve mülakattan geçirildikten sonra göreve başlayacaktır.Buna ilave olarak da güvenlik ve arşiv soruşturmaları da ayrıca yapılmaktadır.
Neden “MÜLAKAT”kelimesi toplumun gündemine birden infial yaratacak şekilde oturdu.Gazeteler tam sayfa ,TV ler her gün (yandaş medya hariç) Adaletin temsil edildiği Adalet bakanlığına Hakim Savcı alımı için yapılan sınavda en büyük adaletsizliğin yapıldığını mülakat sisteminin amacını aşarak tamamen yandaş adayları seçmek için kullanıldığını sayfalarca yazıldı çizildi veya konuşulur oldu.
Evet, 24 Aralık 2016 tarihinde yapılan avukatlık mesleğinden adli yargı hakimliği ve idari yargı hakimliği sınavının mülakat sonuçları açıklandı ve yer yerinden oynadı.
Çünkü içinde ADALET YOKTU.Mülakat,sosyallik,diksiyon,seçimi ve temsil olduğu halde,amacından tamamen saptırılmış gayri hukuki amaçlara hizmet eder hale getirilmiş.
Sorun büyük, sorun sistem sorunu. İktidarın, kimin elinde olduğu önemli değil. İktidar değişse de sistem değişmiyor. Sorun tüm yetkili kişi ve kurumlarca bilinse de, iktidarı ele geçirenlerce kadrolaşmaya elverişliliği nedeniyle, çözüm konusunda gerekli adımlar atılmıyor. Adaletsizliğin zulmü tecelli ediyor. Toplum ötekileştiriliyor. Hak,Adalet, şeffaflık, liyakat eksikliği had safhada,iktidar yandaşlarına,bunlara yakın görünenlere, kayırımcılık yapılması toplumda hoşgörünün gelişmesini engelliyor . Torpilin adı referans olmuş ve adeta ahlaksızlık meşrulaştırılıyor. Sınavı yüksek puanla kazanan insanlar dahi “hakkımı korumam gerekiyor” düşüncesiyle onun bunun ayağına gitmeye mecbur bırakan bir sistem mülakat sistemi.
Yazılı sınavda 50-60 arası puan alanlar mülakatta sınavı kazandırılırken, 100 üzerinden yazılı sınavda 80-90 alan adayların hiç birisi ne hikmetse mülakat heyetince başarısız bulunuyor.
Hatta en güzel halk tabiri ile “maç esnasında kural değişitiriliyor” önce yazılı sınavda 50 puan barajı konuluyor.Sınav sonunda bakıyorlarki yandaşlar 50 puan dahi alamamışlar.Nedense baraj kaldırılıyor.
Halbuki TEK OBJEKTİF KRİTER, SINAV İKEN BARAJ KALDIRILARAK, TEK OBJEKTİF KRİTERDE YOK SAYILIYOR. Mülakat yöntemi, objektif kriterlerin belirlenmediği ve gerekli önlemlerin alınmamış olduğu durumlar da keyfiliğe ve sübjektifliğe çok müsait hale geliyor. Yazılı sınavın etkisini azaltan ve hukuksal denetime elverişsizliği nedeniyle, siyasal etkiye açık mülakatların kaldırılması toplumsal barışın ve adaletin sağlanması için en önemli güvence olacaktır.
Ne yazıkki bu seçilen yandaşlar yarın kürsüde adalet ve hakkı temsil edecekler…
İsâ, 58’de denilir ki “Hiç kuşkusuz Allah, sorumluluğu, her işin uzmanına verilmesini ister. Ve sorumluluklarınızı yürütürken, insanlara karşı adil davranmanızı öğütler.” Ehliyet ve liyakat imandan önce gelir…yönetimin kendinden olmayan yani ötekilere bakışları böylece daha net görülüyor. Hani “bir kavme olan düşmanlığımız bile sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmeyecekti.”
ÇÖZÜM BASİT,amacını aşan böyle MÜLAKATLARIN ACİLEN KALDIRILMASI YA DA HİÇ BİR ŞÜPHEYE YER VERMEYECEK ŞEKİLDE BAĞIMSIZ KURULLARCA YAPILMASI.
Bir gün gelecek Adalet her kesime lazım olacak.
Bakın sevgili Abdurrahim Karakoç mısralarda nasıl sesleniyor.
İsyanlı Sükut,
Gitmişti makama arzuhal için ,beyy dedi yutkundu eğdi başını
Bir azar yedi ki oldu o biçim ,şeyy dedi yutkundu eğdi başını
Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,gözler çakmak çakmak benzi sapsarı
Bir konağa baktı alttan yukarı ,vayy dedi yutkundu eğdi başını
Çekti ayakları kahveye vardı ,açtı tabakasını sigara sardı, daldı…
Neden sonra garsonu gördü, çayy dedi yutkundu eğdi başını
İçmedi masada unuttu çayı ,kalktı ki garsona vere parayı
Uzattı çakmağı ve sigarayı,sayy dedi, yutkundu eğdi başını
Döndü gözlerinde bulgur bulgur yaş ,sandım can evine döktüler ataş
Sordum memleketin nere gardaş,köyy dedi yutkundu eğdi başını
Yürüdü kör topal çıktı şehirden ,ağzına küfürler doldu zehirden
Salladı dilini vazgeçti birden, Oyy dedi yutkundu eğdi başını
Hoşçakalın,
Av.Talat Güneş