GÜÇ ZEHİRLENMESİ VE MEDENİ CESARET!
Görev yaptığınız iki dönem boyunca erkek voleybolunu dibe vurdurdunuz!
Efeler Ligi 2024-2025 sezonu, 13 takımla oynanıyor. Son anda Kayseri ekibi Develi Belediyesi ligden çekiliyor.
ARKAS kulübü, bardağı taşıran son damla olarak görülen milli sporcu Efe Mandıracı’nın İtalya’ya transferindeki federasyon ihmali (!) üzerine 2025-2026 sezonunda Efeler Ligi’nden çekilme kararı alıyor! Türk voleybolu için çok önemli bir kulüp olan ARKAS, daha önceki ERDEMİR ve ARÇELİK örneklerinde olduğu gibi, Türk voleyboluna paha biçilmez hizmetlerde bulunmuş bu yetiştirici kulübümüz, yapılan yanlışlar nedeniyle maalesef kaybediliyor!
Çift grupta 24 takımla oynanan Türkiye 1. Ligi 2024-2025 sezonu, 14 takımla tek grupta zar zor başlayabiliyor.
Bu 14 takımdan bazılarının da küme düşmenin olmadığı (!) bu ligden, uzun deplasman mesafeleri ve masrafları nedeniyle ikinci devreye çıkmayacakları konuşuluyor!
Bir başka önemli eleştiri ise milli takım programlarına çok az oyuncu katılımının olduğu bu liglerin, arkadan atlı kovalıyormuşçasına haftada iki maç oynatılarak alelacele Şubat 2025’te bitirilme çabası (Play-off hariç). Bu yorucu ve sık seyahat takvimi, kulüpleri elbette zora sokuyor. Kısıtlı kadro ve bütçe imkanlarıyla bu seyahatler sakatlıkların artmasına da neden olacaktır!
Altyapılar ise tam bir felaket! Türkiye voleybol altyapısını, mücadeleci altyapı müsabakaları seviyesinden spor okulu seviyesine indirdiniz!
Altyapılara finans ve destek sağlayıp mücadeleyi ve sporcu yetiştirmeyi teşvik etmek yerine, önüne gelen şehre ücretli spor okulları açmışsınız!
Türkiye Şampiyonalarını “Festival” (!) adı altında saçma sapan bir karmaşa halinde düzenliyorsunuz!
Türk voleybolunun geleceği olan pırıl pırıl çocuklarımızın ne konaklama, ne müsabaka, ne de zemin kalitesi var. Altyapı kulüpleri ve veliler için tam bir eziyete dönüştürdünüz!
Hatırlatma: Başkan Ahmet Gülüm döneminde, yerli ve yabancı sporcu tescil bedellerinin özellikle altyapılara harcanacağı ilkesi konulmuş ve kulüpler bu harçlara bu hedef doğrultusunda canı gönülden destek vermişlerdi.
Acaba TVF hâlâ bu ilkenin takipçisi mi? Yoksa deprem vergileriyle duble yol mu yapıldı??? Antrenörler ve hakemlerden tüm eğitimlere katılımda çok ciddi katılım payları da istenmiş! Dolayısıyla bu tescil bedellerinin ne oranda sporcu ve antrenör gelişimine harcandığı da bir muamma!
Voleybol lisesi garabetiyle, önceki federasyonlar tarafından yapılan yanlışı devam ettirip, yetiştirici kulüplerle rekabete giriyorsunuz! Kulüpler demoralize olup yetiştiriciliği bırakıyorlar! Anlamsız bir Ankara bölgeciliği ve lobisi yaratıyorsunuz!
Tesis olarak ise, Erol Ünal Karabıyık döneminden beri yapılan tesislere 8 senede bir yenisini ekleyememişsiniz! En yakın örnek: Ankara’da TVF’ye 5-10 km mesafedeki, yerleşimin hızla arttığı Gölbaşı, İncek ve Ümitköy’e dahi ulaşamamışsınız. Müsabaka oynanan salon yok, okul salonları hariç bu bölgede!
Plaj voleybolunda ise kız ve erkek tüm kategorilerde uluslararası müsabakalarda başarısız olmuşsunuz! Teknik direktörünüzün antrenmanlarda disiplinsiz davranışları ayyuka çıkmış! İdari olarak başına koyduğunuz kişiler ise bir süre sonra kendilerine çalışmışlar. Son iki olimpiyatta (Tokyo 2020 ve Paris 2024) katılımcı dahi olamamışsınız! Denize kıyısı olmayan Bolivya takımı dahi olimpiyatlara katılmışken, dört bir yanı denizlerle çevrili Türkiye kayıplarda! Sıfır başarı, sıfır liyakat!
Dünyanın en pahalı oyuncusunun oynadığı ve dünyanın en iyi ligi olduğu iddiasındaki Sultanlar Ligi’nden çıkan milli takım, iki olimpiyattır madalyasız dönmüş! Olimpiyat madalyası uğrunda, Kübalı sporcu Melissa Vargas’ın devşirilmesi için devletin ve Sn. Ali Koç’un birkaç milyon dolar harcamasına rağmen (!)
Türkiye, her yıl FIVB ve CEV’den salon ve plaj voleybolu organizasyonları almasına rağmen çoğunda başarısız olmuşsunuz. FIVB, Paris Olimpiyatları’nda maçlarınızı sabahın körüne (saat 10:00) koyarak projenizi sabote etmiş adeta. FIVB kurullarına liyakat sahibi voleybol adamlarını yerleştirememişsiniz!
2023-2024 sezonunda kulüpler düzeyinde erkeklerde ve kadınlarda hiçbir Avrupa kupasında final dahi oynayamamışsınız. Türkiye, ilk kez 2024 Dünya Kulüpler Finalleri’nde kadınlar ve erkeklerde temsil edilemeyecek! Bu, sizin dönemin en önemli sonuçlarından ve maalesef düşüşteyiz!
Kulüplere bağlı menajerlerinizle liyakatsiz ve yetersiz hocalar atayarak, ligi bir yabancı çöplüğüne çevirmişsiniz ve sporcu fiyatlarını tavan yaptırmışsınız!
Özellikle kadın voleybolunda yer almak isteyen yeni oluşumları baskı altına alarak, menajerlerinizin baskılarıyla aile şirketi mantığıyla abluka altına almışsınız! Küme düşme potasında olan takımlara bile kontrolsüz bir şekilde Sırp ve İtalyan antrenörler getirilmiş!
Yasadışı bahise bulaşmış, aşiret bazlı ve kara para sirkülasyonunun tam ortasındaki bazı kurum ve kulüpleri desteklemişsiniz!
Hakem camiasında da birçok skandal birbirini takip etmiş!
Son olarak, Türk voleybolu (TVF, yani TC Devleti), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde mahkûm olup tazminat ödeme riskiyle karşı karşıya kalmış. İdari ve hukuki olarak da kabul edilemez bir skandala imza atmışsınız!
Kadın voleybolunun marka değeri üzerinden elde edilen sponsorluk ve reklam gelirlerinden kulüplere zırnık koklatmamışsınız! İddaa’dan kulüplere emekli maaşı gibi komik denebilecek bir gelir geliyor. Başka bir gelir arayışı da yok!
Federasyon, sponsor olarak gelen başvuruları kulüplere yönlendirmemiş, çoğunu kendine çevirmiş (Aras Kargo ve Zeren hariç!). Seçimli kongrede şeffaflık sözü veren TVF’nin sponsor gelirleri ve genel giderler kalemlerinin ne ölçüde açıklanacağı merak konusu!
Sonuç olarak, karşılarına aday çıkmayacağı düşüncesiyle büyük bir cesaret göstererek mevcut TVF yönetimi tekrar yeni bir dönem için (8 yıl + 4 yıl daha, toplam 12 yıl) aday oluyor! Hakikaten büyük cesaret!
Bilanço bu durumda iken, eğri tamamen negatifi gösteriyorken tekrar göreve talip olmalarını ıse tebrik etmek lazım!
Demek ki kendilerince hakikaten liyakatli (!) bir yönetim kadroları var ve başarılı olacaklarına inanıyorlar!
Ama onlardan daha da cesuru çıktı!
TC Spor Bakanlığı ve Sn. Bakan Osman Aşkın Bak’ın desteğiyle, Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü’nün son dönem başkanı Sn. Gökhan Dinçer, Altekma Spor Kulübü’nün eski başkanı Melih Sebastian Durmuş’un değerli katılımıyla, TVF başkan adaylığı sürecinin son gününde yepyeni ve dinamik bir grupla 2024-2028 dönemi yönetimine talip oluyor!
Sn. Gökhan Dinçer’i ve yönetimini gösterdikleri medeni cesaretten ötürü tebrik ediyor, Türk voleybolu için hayırlı olmasını diliyorum! Tüm siyasi oluşum ve düşüncelerin üzerinde, spor etiği ve terbiyesiyle Türk voleybolunun geleceği için kesinlikle desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sn. Bakanımız Osman Aşkın Bak’ın desteği halinde, çok hazırlıklı olmasalar bile seçim başarısı elde etmeleri muhtemeldir! Gençlik enerjisiyle Türk voleyboluna yeni bir soluk, uyum içinde çalışan modern bir yönetim şekli ve en önemlisi, voleybolun paydaşlarında kaybolmaya yüz tutmuş olan adalet ve güven duygusunu yeniden kazandırabileceklerine inancım tam!