Merhaba Dostlar..
Türk Spor Basını’nın öenemli ve dueyen ismi Cengiz Tokgöz’ün daveti ile ilginç, ilginç olduğu kadar da çok izlenen MAYIN TARLASI’na geldim.
Zaman zaman spor, bazen de siyaset ile karşınızda olacağım.
Selamlar
İşte ilk yazım
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimlerin ardından 25 Nisan’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, AK Parti Genel Merkezinde ziyaret etmişti.
Erdoğan da 4 gün önce Özel’e, CHP Genel Merkezinde iadeyi ziyarette bulunmuştu.
Biri iktidar, biri de ana muhalefet partisi olan iki parti arasındaki karşılıklı ziyaret trafiği 18 yıl aradan sonra gerçekleşmişti.
Bunca yıl aradan sonra neden görüştüler.
Bu soru çok soruldu.
Aslında soru söyle olmalıydı:
”Bunca zaman neden görüşmediler?”
Ülkenin çözüm bekleyen yığınla sorunu var ve çözüm için başvurulacak yegane merci de siyaset kurumudur.
Siyaset tıkanırsa ülke tıkanır.
İkili görüşmeyi ”Yumuşama” olarak tanımlayanlar var ama Özel, bu durumu ”Normalleşme” olarak adlandırıyor.
Özgür Özel, Mecliste en sert şekilde muhalefet etmeye devam edeceklerini ama müzakere içinde olacaklarını da söylüyor.
Karşılıklı ziyaretler bir taraftan siyaset arenasında ”Neler oluyor” sorusunu da sorduruyor haliyle.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ”Normalleşme” tanımını yapmış olsa da CHP tabanında bir taraftan, ”Parti sağa mı kayıyor” şeklinde bir endişeyi doğururken, tabanın bir bölümünde de ”İktidar ortağı mı oluyoruz?” şeklinde bir heyecan dalgasını da oluşturduğunu da gözlemliyoruz.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile, Erdoğan Özel görüşmesini yorumlarken ”Biz aradan çekilebiliriz” şeklinde bir açıklama yaptı biliyorsunuz.
Kişisel görüşümü söyleyeyim:
AK Parti ile CHP arasında bir ortaklığı mümkün görmüyorum.
Zira iki parti arasında gerek dünya görüşleri ve gerekse siyaset yapma anlaşışları bakımından akla- kara arasındaki gibi bir fark var.
Görüştüler kötü mü oldu.
Asla.
Olması gereken budur.
Seçmen, son genel seçimde AK Parti’yi iktidar yaparken, CHP’ye de muhalefet etme görevi verdi.
İki partinin mensupları ve dahi liderleri siyasetin gereği olarak ülke meseleleri üzerinde tartışılırken, münakaşa da edecekler, kimi zaman sert tartışmalara da tanık olacağız elbette.
Ve fakat.
Alışıla geldiği üzere tartışılırken ağır hakaretler olmasın isterim.
Bir seçmen olarak kavgadan uzak durulmasını ve sorunlarımıza çözüm üretilmesini bekliyorum.
İki lider arasında diyalog oluşunca, çözüm de peşi sıra geliyormuş diyeceğim ama bu defa da demokrasi anlayışıma ters düşeceğim.
Paşa’ların salıverilmesi gibi mesela!
Özel’in, Erdoğan’dan Gezi mağdurlarının yeniden yargılanmalarını talep etmesi gibi mesela!
Demokrasilerde böyle şeyler olmaz.
Kuvvetler ayrılığı gibi bir prensibi vardır demokrasinin ve yargı bağımsızıdır, talimatlarla karar vermez.
SİNAN ATEŞ CİNAYETİ
Ankara’nın orta yerinde bir cinayet işlendi.
Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş katledildi.
Ülkenin iyi yetişmiş genç bir insanı toprağa düştü, bir genç kadın dul, çocukları öksüz kaldı.
Tetiği çekenler yakalandı ama tetikçiye o emri verenler, yani hazmettirenler hala bulunamadı.
Ki;
Gerek cinayetle ilgili gerek kovuşturma ve gerekse yargılama öncesi iddianamenin hazırlanması aşamasında siyasetin müdahalesine dair iddialar ayyuka çıktı.
Özel, Ayşe Ateş’i kabul etti ki; CHP, bir önceki Genel Başkan Kılıçdaroğlu döneminde de cinayetin aydınlanması için gündemi daima sıcak tutmaya çalışmış, Kılıçdaroğlu da Ayşe Ateş’le görüşmüştü.
Özel -Ateş görüşmesinden sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ateş’i kabul etti.
MHP’den tepki gecikmedi haliyle.
Ayşe Ateş’in Erdoğan tarafından kabul edilmesine MHP’den, gelen ilk tepki, hem biraz alınganlık, hem de Cumhur İttifakı’nın geleceği sorgulanarak üstü kapalı bir tehdidi içeriyor gibiydi.
MHP Genel Başkan Yardımcılarından Semih Yalçın tarafından yapılan bir açıklamada ise bu kez, CHP ve dolayısıyla Genel başkanı Özgür özel’in yansı sıra, cinayetin araştırılması konusunu sürekli yazan gazeteciler alenen tehdit edildiler.
MHP’nin Samsun’daki önderlerinden Rahmetli Ata Kral, 70’li yıllarda beni defalarca ülkücülerden korumuştu.
Günümüzde ise, ülkücüler tarafından katledildiği iddia edilen bir ülkücünün, adalet arayan ailesinin haklarını kendisini solda konumlandıran bir partinin mensupları korumaya çalışıyor.
Bu durum, Türk siyasetinin günümüzde evirildiği durumu göstermesi bakımından çarpıcı bir örnek olarak ortada duruyor.
Fena da olmuyor.
Yarın bayram.
Mutlu ve huzurlu günler dileğiyle, dualarınız kabul, bayramınız kutlu olsun.
İyi bayramlar.