TVF Quo Vadis 

Son dönemde filenin sultanlarının Antalya’daki zayıf performansından sonra( 4 maçta 2 galibiyet ) ; filenin efelerinin kendi evimizde yine Antalya’da yaşadığı ve Türk seyircisine yaşattığı hezimet ( 4 te Sıfır ! )  sonucunda gelinen noktada şu soru kamuoyunun gündemini meşgul etmeye başladı ! 

Plaj Voleybolunda olduğu gibi sonuncu olacağımız organizasyonu niye Türkiye’ye alıyoruz ? FIVB nin ve CEV’in sponsoru ve enayisi biz miyiz ?  Bu organizasyonların parası bizlerin verdiği vergilerden finanse edilmiyor mu ? Sponsor da olsa; bu sponsor bu parayı Türkiye’den toplamıyor mu ? 

Ya da; bu organizasyonlardan menfaati(!) olan birileri var ve israrla TVF ve Gençlik Spor bile bile lades organizasyonları almaya devam ediyor ! 

Plaj Voleybolunda alınan neticeler ise utanç verici(!) . Utanmıyor musunuz bu durumdan ? Kim bu işlerin sorumluları? Bu kişiler niye ortada yoklar ?

90 milyonluk 4 tarafı denizlerle ve plajlarla çevrili Türkiye’nin niye olimpiyatlarda takımı yok ? 

Oğuz Değirmenci ve her iki milli takımın antrenörleri ve sorumlu TVF yönetim kurulu üyesi ! 4 sene bitti. Durum raporunuzu duymak vergi mükellifi olarak hakkımız ! Buyrun bir basın toplantısı ile açıklayın 4 senelik olimpik dönemde ne yaptığınızı ! 

 

TVF’nin performans analizlerinden uzak yandaş bir personel ve çalışma grubu ile çalışmaya devam israrı dolayısıyla; her şey sapır sapır dökülmeye başladı ! A Bayan milli takımı Japonya’ya çok riskli olarak ekonomi kabininde, bin bir tane bulaşıcı hastalık kapabilecekleri Afrikalı ve Asyalılarla neredeyse kucak kucağa, nefes nefese(maskesiz) seyahat etmek durumunda kaldı ! Birisi afrikada yaygın Ebola veya Malaria kapsa ve tüm takıma bulaştırsa ne olacak ? Sonuçta THY yönetimi kabahatin TVF de olduğunu söyledi ! Dedi ki bana 5 gün önce geldiler !  Business i satmıştık ! Biletli yolcuyu kaldırıp kızlarımızı oturtamazdık ! 

Liyakatin olmadığı yerde bunların olmasını çok doğal karşılamak lazım ! 

 

Türkiye’nin başkentinde, TVF’nin kendi salonunda düzenlediği Genç Kızlar Türkiye finallerinde , civarda bir sürü özel ve resmi hastane olmasına rağmen hazırda Ambulans bulundurulmaması dolayısıyla bacağı kırılan Karayolları Spor Kulübünün sporcusu maalesef hastaneye kaldırılamadı ! 30 dk kırık ve parçalanmış kemikle ve açık yara ile ambulans beklendi ! Yazıklar olsun ! İşte altyapıya verilen değer ! 

Aslında bu duruma 2023 Mayıs ayında İzmir’de yapılan Türkiye Küçükler finallerinde de bizzat müşahede etmiştik. Fuar alanının beton ve metal puntalarla dolu zeminine serilen incecik taraflex üzerinde oynatmışlardı çocukları ve bir çok sakatlık meydana gelmişti. Allahtan çok büyük bir kaza olmadı ! Hani biz voleybol ülkesi  idik ? Final maçını güvenlikler dahil 100 seyirci bile izlemedi Türkiye Gençler Şampiyonası finallerinin ! Bu arada TVF’nin altyapılara verdiği değer ile ilgili çok önemli bir başka parametre de günlük harcırah bedeli: Kişi başı 250 TL ödüyor TVF günlük altyapı sporcularına. 20 kişilik kafilede bu toplam 5.000.- TL eder günlük. Ne yer, ne içer nerede kalabilirsiniz bu meblağ ile Ankara gibi büyük bir şehirde ? Fabrika Voleybol ile spor okulu mantığında altyapıya yaklaşan, TVF Spor Lisesi takımlarıyla kulüplere rakip(!) organizasyonlar üreten TVF den başka da bir şey beklenemezdi zaten. TVF merkezinin olduğu büyüyen ve gelişen Ankara’da dahi ( 7 Milyon nüfus) voleybolu Gölbaşına, Ümitköy’e götürmekten ve yeni projeler üretmekten çok uzak ve tamamen “adama iş” felsefesinde bir devlet dairesi görünümüne bürünmüş durumda maalesef !       

 

Gelelim filenin Efelerinin yeni hocasına! Adam tam Fransız ! Geçen yıl Challenger kupasında bizim ligimizle kıyaslanmayacak bir ligden gelen Qatar milli takımını eleyerek tarihinde ilk kez VNL de oynama hakkını Giuliani ile zar zor (3:2) almışlardı ! O zaman Coach Giuliani yetersiz bulunarak yerine alternatif aranıyordu ve sonunda aranan kan bulundu (!) . Ama kan grubu uyuşmamış görünüyor! 

Şimdi gelelim Coach Cedric Enard’a ! Bu vatandaş takım menajeri orijinli. Metin Toy’un Fransa’da oynadığı kulübün ve Recycling Berlin takımının menajerliğini yapmış ! Menajeri Georges Matijesijevic ( Bu isme dikkat) kanalıyla Estonya milli takımının başına getiriliyor ve evsahibi olduğu son Avrupa Şampiyonasında 22 takım arasında 21 inci olunca gönderildi. Yine menajeri kanalıyla Hırvatistan’ın başına geçen Enard 2.nci ve 3.üncü sınıf ülkelerin katıldığı Avrupa Golden Liginde geçen yıl yine evsahibi olmasına rağmen 4.üncü bitiriyor. Bundan sonrası daha da ilginçleşiyor ! TVF Cedric Enard’ı Hırvatistan Federasyonundan kontrat kırma bedeli 30.000 EUR u Hırvat federasyonuna ödeyerek takımımızın başına getiriyor ( kontrat süresi bilinmiyor ).   

Maalesef bütün balkanlar bu transferin dedikodusunu açık açık yapıyorlar ve Hırvat Federasyon Başkanının bir pazarlama dehası olduğundan bahsediyorlar başarısız Coach’u pazarlayıp bir de üstüne para kazandırdığı için federasyonuna ! 

Menajer Matjesijevic şaibeli biri ! FIVB, Polonya ve İtalya kulüpleri ile ve bazı oyuncularla hukuki problemleri olduğu biliniyor. Voleybolla alakası olmadığını, tenis geçmişi olduğunu FIVB’ye gönderdiği tanıtım videosunda açık açık belirtmesine rağmen ülkemizde(!) ve özellikle uzakdoğu da nedense(!) güveniliyor ve iş yapabiliyor. Tabii ki içeride işbirlikçileri var. Bazı menajerler ve antrenörler ile sıkı ilişkileri var(!). 

Sonunda milli takıma da bulaştı maalesef !  Bu arada belki bazıları diyecekler ki bakın 2.nci grupta Iran’ı yendik , Almanya ile 3-2 oynadık, gelişiyoruz, vs. vs. Özür dilerim ama maestro Grözer yönetimindeki Almanya Ocak ayında olimpiyat biletini aldığı için VNL maçlarını antreman maçı gibi rölanti oynuyor ve Paris’e hazırlanıyor. Iran ise bizim maçımızdan önce FIVB baskısı (!) ve finansal yardımı( FIVB empowerment programı) ile yeni sözleşme imzaladığı Brezilyalı Coach Paes’i bizimle oynadığı maçtan önce daha fazla kamuoyu baskısına dayanamayarak kovdu !  Iran VNL de tarihinin en kötü sonuçlarını aldı ve genç federasyon başkanıları Milad Taghavi’nin göreve gelmesiyle çalkantılı bir dönem geçiriyor . Iran’ın hikayesi sizlere bir yerlerden tanıdık gelmiyor mu ?      

 

Hatta bu menajerlerden biri; kendi temsilciliğini yaptığı oyuncularına Olimpiyat hedefi koymuştu ! O hedef ne oldu ? Sormak isterim. Bakın menajer beyler. Bu işler sizlerin boyunu aşar ! 3 kuruşluk teknik bilginizle miili takımla ilgili konulara müdahil olmak sizin işiniz değil ! Maalesef erkek voleybolunun geldiği negatif noktada sizlerin de payı büyük . Tabii ki Teknik kurulların Erol Ünal Karabıyık döneminden beri gelen tüm federasyonlarca by-pass edilmesinin neticesi oluşan boşluk bu şekilde doldurulmaya çalışılıyor demek ! Ne diyeyim ! Trajik bir durum ! Kılavuz ve Karga hikayesi ! 

 

1.5 Milyonluk Slovenya Romen Coach George Cretu ile Olimpiyat’a giderken, maalesef 90 milyonluk Türkiye olarak sabır istiyoruz !  TV de mikrofon uzatan spikerden sabır isteyen sevgili pasör kardeşim; kusura bakmayın. Kamyon yükü ile para kazanıyorsunuz bu fakir memlekette ! Medya ilgisi üzerinizde. Erkek voleybolu olarak geldiğiniz noktada bir yerde menajer ve antrenör seçimlerinizin de sonuçlarını yaşıyorsunuz ! Hiç ağlamayın lütfen ! Allah akıl fikir vermiş ! Kullanana ! 

 

Türk Voleybolu maalesef büyük bir çöküş içerisinde ! 2023-24 Avrupa kupalarında hiçbir takımımızın finale yükselememesi ilk sinyallerdi. Şimdi bu çöküş milli takımlara taşınmış görünüyor ! Bize göre bu çöküş çok normal ve yaratılan yandaş antrenör, yandaş antrenör federasyonu yöneticisi, menajer, basın mensubu, sosyal medyacı- spiker, sponsor  grubunun, dejenere edilen veli-sporcu-kulüp-menajer- tvf ilişkilerinin doğal sonucu !

 

Anadolu kulüpleri özellikle erkeklerde birer birer kapatırken; TVF’nin sporculara borçlu olan kulüpleri liglerde tutma ve takip eden sezonda oynama hakkını politik gerekçelerle yenileme israrı dolayısıyla, icra daireleri önünde ve avukatların kapısında kuyruklar oluşmuştur ! Kulüp devretme/devralma menajerler için yeni bir gelir kapısı oluşturmuş ve kayıtsız bir ekonomi doğurmuştur ! Kara mizah yaratan bir durum da TVF’nin kulüplerin liglerde oynama haklarını birbirlerine devirlerinden gelir elde etmek için “devir tarifesi” yayınlamış olması ! Niye bu kulüpler süreklilik kazanamıyorlar diye kafa yorup çözümler üretmeye çalışacaklarına ( A Bayan Milli takımı bu kadar başarılı iken ve voleybolun pazarlama tarafı tavan yapmış iken ) !  

 

Hiçbir ticari, hukuki ve sportif kriter aranmadan,  bir şekilde yapılan sınavlarla dağıtılan menajerliklerle legalize olan kontrolsüz bir iş insanı grubu oluşmuş olup kulüpler ve sporcular hukuki boşluklar dolayısı ile maddi olarak istismar  edilmektedirler. Bu durum da bir çok sporcunun erken yaşlarda voleyboldan kopması ile sonuçlanmaktadır. 

 

Paris Olimpiyatlarından sonra Federasyonların seçimleri var ! Mevcut TVF yönetimi A Bayan Milli takımının Olimpiyat Derecesine endekslemiş görünüyor !

Bundan dolayı da Erkek tarafı, Plaj , altyapı şampiyonaları , eğitim vs. yasak savarmış şekilde yapılıyor ve bir metal yorgunluğu gözleniyor açıkça ! Bu da ciddi hatalara yol açıyor !  TVF’nin başarılı olduğu alanlar yok mu ? Tabii ki var ! Voleybolu tüm Türkiye’de TRT ve youtube kanalları üzerinden izlenir hale getirdiler. Bu da bir katılımcı ve izleyici patlaması getirdi A Bayan milli takımının başarılarıyla. Sonuç olarak TVF’ye özellikle Vodafone, Vestel, Redbull, THY gibi global sponsorlardan müthiş bir gelir akmaya başladı ! Fakat bu akan gelir nereye gidiyor ? Voleybolun temel taşları olan, TVF’nin performans ve imaj olarak kullandığı sporcuları yetiştiren kulüpler, antrenörler, kulüp yöneticileri bu gelirden ne kadar pay alıyorlar ?  Şeffaflık sloganı ile iş başına gelen TVF yönetimi açıklama yaparsa konunun muhatapları bilgi sahibi olurlar. TVF’de seçim bildirgesindeki  şeffaflık sözünü yerine getirmiş olur ! Kulüplerin serzenişleri TVF’nin bu gelirlerden kulüplere zırnık koklatmadığı yönünde ! Halbuki ortak paydayı yaratan Voleybol camiası bu konuda da adaletli bir paylaşım bekliyor !   

 

Bayanlarda küme düşen Ankara Voleybolu ( bir yerde TVF çünkü TVF’nin merkez Ankara’da) , Zerenspor gibi suni çözümler peşinde ! Erkeklerde ise Halkbank ve Ziraatbank’ta Avrupa kupası başarısızlıklarından sonra daralma gözüküyor ! Ankara çözüm üretemiyor ve artık voleybolun problemlerini çözmekte yetersiz kalıyor ! 20 senedir Ankara’da olan TVF yönetiminin ilk seçimlerde İstanbul orijinli yönetimlere geri dönme zorunluluğu ortaya çıkmıştır ! 

Voleybola çok büyük yatırımları olan lokomotif İstanbul kulüpleri Vakıfbank, Eczacıbaşı, Galatasaray, Fenerbahçe ve hatta Beşiktaş’ın bir araya gelerek voleybolu çok daha iyi seviyelere taşıyacak yönetimler oluşturmaları ve politize olmuş TVF’yi Ankara’nın günlük politik ortamından kurtarmaları ve yepyeni sportif bir ortam oluşturmaları elzem hale gelmiştir !  

 

Aksi halde Bad-el harab ül Basra ! 

 

Bu ateş onları da yakacak ve ortada Türk voleybolundan hiç bir şey kalmayacak gibi gözüküyor ! 

 

Sevgilerimle ve Atatürk’ün kızlarına Olimpiyatlarda başarılar diliyorum ! 

 

   

Nejat Sancak