GAZETECİ!!!
Kimler gazetecidir? Kimler gazeteci sayılır diye bir sorduğumuzda şu cevabı verebiliriz. Gazetelerde ve süreli yayınlarda veya televizyon kanallarında yayımlamak üzere, güncel olayları toplayan veren, yorumlayan kişiler gazetecidir.
Peki hukuki olarak kimler gazeteci sayılır? 5953 sayılı iş kanuna göre bir kimsenin gazeteci sayılabilmesi için; Türkiye’de yayınlanan gazetede, yada bir yayın kuruluşunda, haber ve fotoğraf ajanslarında veya radyo ve televizyon kuruluşlarının haberle ilgili birimlerinde çalışması gerekmektedir.
Gazetecilerin temel görevleri nelerdir? gerçekleri nesnel bir biçimde, çarpıtmadan, sansürlemeden aktarmaktır. Gazeteci, demokratik değerlere ve insan haklarına aykırı yayın yapmamalıdır. Haber, yorum ve görüşler okur ve izleyicinin yayının niteliğini anlayabilmesini sağlayacak biçimde, açıkça birbirinden ayrılmalıdır.
Neden yazdık bunları peki? Yeni yıla girdiğimiz ilk günlerden bu yana şehit haberleri ile göz yaşı döküyoruz. Özellikle Ocak ayının ortalarına geldiğimiz günlerde bazı televizyon muhabirleri konusunda özellikle sosyal medyada şehit haberlerinin yansıtılması esnasında önemli eleştiriler yapıldı. Bu eleştirilerden en büyük nasibi CNN Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk aldı hatta linç edildi. Eleştirilerin bir çoğu bana göre haklıydı. İşte bundan dolayı gazetecilik ile ilgili bilgiler vererek giriş yapmak istedim yazıya.
Fulya Öztürk, üzerinden son dönemde yapılan eleştiriler ile ilgili bende birkaç şey söylemek isterim. Gazeteci haberi veren ve yorumlayandır. Gazetecilikte haberi verme yorumlama önemlidir. Olması gereken haberin önde olması konunun dikkat çekmesidir. Haberden öte haberi veren konuşulmaya başlanıyorsa bir sıkıntı var görüntüsünün de ortaya çıkması gayet doğaldır. Gazeteci haberi vermekten çok kendini anlatıp ön plana çıkıyorsa burada da hedefe konması son derece normaldir. Fulya Öztürk deprem döneminde ve son şehit haberleri ile maalesef bu duruma düştü. Özellikle sınır hattındayım şuradayım, buradayım şeklinde haber
sunumu ile linç edilmeye başlandı.
Size Fulya öztürk’ün sınır karakolundan yaptığı son haberlerden birindeki görüntüsünü anlatmaya çalışayım. Sınır karakolu önünde kamera karşısında. Kafasındaki bere tamamen bembeyaz. Üzerindeki montun yaka kısımları da bembeyaz karlarla bezenmiş alt taraflarda ise hiç bir şey yok. Beresine ve yakalarına baktığınızda sanki Fulya 3 gündür orada ekran karşısında ya da 3 gündür dağ tepe askerlerle operasyonda falan sanırsınız. Fulyanın yayın yaptığı yer neresi peki? Fulya kendi ifadesine göre sınır hattında bir karakolun bahçesinden yayın yapıyor. Kimbilir belki yayından 15 dakika önce soba başında çayını da içmiş olabilir.
Bir canlı yayın ne kadar sürer yarım saat hadi bilemediniz 45 dakika konu itibariyle. Fulyanın görüntüsünde arkasındaki karakolun çatısındaki kadar kar var üzerinde. İşte mesele burada. Gazeteci, gazetecilik yapmalı. Kendi piarını yapmamalı, kendini ön plana çıkarmamalı. Gazeteci yaptığı haberle konuşulmalı nerede ne yaptığı ile değil.
Fulya hanım eleştiriler sonrası askerimize geleceğine bana gelsin diye bir açıklama yapmış. Sen haberini yap kardeşim. Sen,o dağda canını veren uzman çavuşların özlük haklarının verilmesi için haber yap. Sen, bu kahramanların neden orduevlerine sokulmadığını haber yap. Sen, Bu kahramanların ailelerinin neden ordu evlerine alınmadığını haber yap. Sen, Bu kahramanların ailelerinin nasıl şartlarda oturduklarını haber yap. Sana yap denileni değil, yapılması gerekeni yap Fulya hanım. Hani askerime gelecekse bana gelsin diyordun ya
yayında. O kahramanların verilmeyen haklarını haber yap. Yap da gör bak askere geleceğine sana nasıl geliyor gör. Yapabilir misin? Bence çok zor. Senin yapabileceğin sınır karakolunda soba başında oturup yayın saatı geldiğinde bereni montunun yakalarını kara bulayarak sanki askerler gibi donmak üzere görev yapıyormuş algısı yaratarak ekran karşısında kendi piarını yapmak. Gazetecilik yap kardeşim gazetecilik.