Fenerbahçe Yüksek Divan Toplantasında Başkan Ali Koç önemli konulara değindi.
Fenerbahçe Resmi İhternet Sitesi’ndeki bazı konular şöyle:
Yöneticimiz Can Gebetaş, YDK Üyemiz Cengiz Tokgöz’ün sorusuna istinaden yanıtında,
‘Cengiz Bey’le geçen Yüksek Divan Kurulu Toplantımızın sonrasında salı ya da çarşamba günü bahsettiği yerde buluştuk. Oranın özel bir mülk olduğunu ifade etmiştik ancak Cengiz Bey o bölgenin orası olmadığını bize söylemişti. Gittik, yerinde tespit ettik, evraklarıyla birlikte oranın özel mülkiyet olduğunu kendisine gösterdik. Hatta sonrasında kendisinin bir gazetede köşesinde konuya ilişkin birlikte gezdiğimizi, özel mülkiyet olduğunu kabul etti. Zaten ben konuşma yaparken, ‘Özel mülkiyet olduğunu biliyordum’ dedi. Aslında burada söylediği ‘özel mülkiyet değil’ kısmını bildiğini, sadece kamuoyu oluşturmak için bilmediğini söylediğini orada ifade etmişti. Yolda baktık, özel bir mülkiyet olduğu için oraya ilişkin Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bizim tasarrufumuzda herhangi bir yol çalışması yapmamız mümkün değil. Sonra kendisi bana Kadıköy Belediyesi’nden başka başkan yardımcılarıyla görüştüğünü, sorunun çözülebileceğini ifade etmişti ama Kadıköy Belediyesi’nin kamulaştırma bütçesi varsa, kamulaştırıp oraya yol yapacaksa bu belediyeyi bağlayacak iş ki belediyede görevim dolduğu için böyle bir bütçe olacağını çok fazla sanmamakla birlikte doğru bir şekilde, doğru yöntemle, doğru bir yol ile ilerliyor. Belediyeyle süreci yönetmesinin daha sağlıklı olacağını bir kez daha ifade etmek isterim. Ama tekrar oranın özel mülk olduğunu zaten kendi köşe yazısında da kendisi birkaç ay önce ifade etmişti.’ ifadelerini kullandı.
MEŞALE OLAYLARI VE KULÜBE VERİLEN CEZALARLA İLGİLİ
Avrupa maçlarında geçen sefer de ifade etmiştik, 200 bin Euro ceza yedik. Sayın Selahattin Baki stattaydı. Sayın Ahmet Ketenci İstanbul’daydı. Bu son maçta ceza yemememiz için önlem almaya çalıştık. Selahattin bey gitti, oradaki arkadaşlarla konuştu. Ahmet bey buradan orada etki yapabilecek kişilerle konuştu. Rica ettik. Ses bombası ve meşale kullanmayın diye. Geçen ceza yediğimiz maçta tribünde sorumlu bir arkadaş meşale yakacaklara diyor ki, ‘yakmayın’ diyor. ‘Ne cezası diyor.’ ’50 bin Euro.’ ‘Ne olacak 50 bin Euro kor mu Fenerbahçe’ye ‘ diyor. Yakıyorlar meşaleleri. Bu maçta rica ettik. ‘Söz veriyoruz ses bombası atmayacağız, meşalenin %90’ınını yakmayacağız ama 7-8 tane yakmasak da olmaz.’ Peki siz bunu böyle yapmayı tercih ettiniz. Dolayısıyla biz önlem almak zorundayız. Şu rakamları paylaşmak istiyorum. Türkiye’de de durum iyi değil. Türkiye’de şu ana kadar 560 bin TL ceza yemişiz, çoğunlukla merdiven boşlukları ve saha olayları. Avrupa’da 200 bin Euro. Herhalde bir 50 veya 75 bin Euro daha yiyeceğiz, son olaydan sonra. Biz her gün maaşları nasıl ödeyeceğiz diye yatıp kalkarken, bu sorumsuzluğa kayıtsız kalamayız. Bundan sonraki ilk Avrupa maçımızda, bu kişilerin kim oldukların biliyoruz. Onların stada girmemeleri için de elimizden geleni yapacağız. Bile bile lades olayını ben kabul edemiyorum. Kusura bakmayın. Bilmeniz için söylüyorum, UEFA meşale sayısını 500 Euro ile çarpıyor. İkinci cezayı da yine 500 Euro ile çarpıyorlar ve %50 arttırıyorlar. Üçüncü ve dördüncü cezalarda da bu oran katlanarak devam ediyor ama ne kadar katlandığı talimatta yazmadığı için tamamen yoruma da açık. Dolayısıyla ne kadar sıklıkla yaptığınıza ve niyetinize bakıyorlar. Bu zihniyetle biz devam edersek, cezalarımız kat ve kat artacaktır.
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NDE SADECE FENERBAHÇE İÇİN DEĞİL TÜRK FUTBOLU İÇİN MÜTHİŞ BİR ZAFER KAZANDIK
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde müthiş bir hukuk zaferi kazandık. Sadece Fenerbahçe için değil Türk futbolu için müthiş bir zafer kazandık. Buradaki olay benim ve Sn. Alper Pirşen’in Nihat Özdemir’le yaşadığımız, hatırlarsınız 3 Temmuz polemiği yaşattı bize. O süreç kendisinin üyeliğinden istifa etmesiyle sonuçlandı. O süreçte bize son derece ağır cezalar, keyfi cezalar yazıldı. ‘Siz misiniz böyle yapan, alın bakalım cezayı diye’ Tamam siz misiniz bize böyle ceza veren, alın bakalım kararı. Bu karar aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni zora sokan bir karar. TFF’nin sorumsuzca, keyfi davranışlarından dolayı ülkemizi zora sokan karar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne teşekkür ediyorum. Sorumlu davranıp uzlaşma yolunu seçip bir noktaya geldiğimiz için ama artık TFF’nin de zaten kurulları açısından büyük bir soru işareti Avrupa’dan bakılan kurumların bağımsızlığı açısından. Artık bu kadar keyfi hareket edemeyeceklerdir. Fethi Pekin’e ve arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum ama özellikle Sn. Alper Pirşen’e teşekkür etmek istiyorum. Bu işin fikir babası kendisidir. Kendisi bir gün geldi, ‘Yeter artık’ dedi. İsyan etti. ‘Biz bunlarla muhatap olmak zorunda değiliz. Bunu çözmenin yolu var’ dedi. Ve ısrarlı ve sabırlı bir şekilde o yoldan gitti. Çok çok önemli bir sonuç oldu.
ŞAMPİYONLUĞA İNANALIM AMA REHAVETE KAPILMAYALIM
Futbol Takımımız sezonun ilk etabını beklentinin üzerinde bir performansla sonuçlandırdı. Hem Avrupa’da hem de ligde lideriz. Ancak sadece istatistiklere bakmamak lazım. Oynadığımız futbol göze hoş geliyor. Savaşçı ruh, takım olmamız, takım ruhumuz. Hocamızın duruşu, söylemleri, futbol anlayışı, futbol stili ile biz aslında ilk etabı hem rakamsal olarak hem de psikolojik olarak da üstünlükle tamamladığımızı düşünüyorum ama hiç önemli değil. Önemli olan sezon sonunda üstünlük sağlamak. O yüzden sizlerden rica ediyorum. Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarımdan rica ediyorum. Futbolculardan zaten rica ettik. Şampiyonluğun Ş’sinden dahi bahsetmeyin, lütfen. Sizlerden rica ediyorum. Rakiplerinizle alay etmeyin. Fazla havaya girmeyin ama en büyük inançla inanmaya, takımımızı desteklemeye, saha dışında korumaya davet ediyorum. Biraz sonra da saha dışını anlatacağım. Hepimizin başarı yolunda sorumlulukları vardır. 7’den 70’e bütün camianın. Bu doğrultuda camiamızın tüm katmanlarının üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmeyi bir vazife olarak bilmelerini sizden önemle rica ediyorum. 12 haftanın sonunda sizlerden bunu rica ediyorum. Daha gidecek çok yolumuz var. Camiamızda biraz rehavet görüyorum. Birazcık üst perdeden bakma görüyorum. Şu an bunları hiç hak edecek bir konumda değiliz. Bu hatayı geçmişte yaptık, lütfen bu hatayı tekrar yapmayalım. Sıkı sıkıya birbirimize kenetlenelim. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz ruhuyla özellikle de işler kötü giderken.. . Tabii ki böyle gitmeyecek. Her maçı kazanacağız, 3 oraya, 5 buraya. Böyle gitmeyecek. Düştüğümüz zamanlar olacak. İşte o düştüğümüz zamanlar en çok size ihtiyacımız olan zamanlar olacak. Sadece futbol için söylemiyorum, tüm branşlarımız için söylüyorum.