Tebrikler Sultanlar… Böbürlenme Gui...
FIVB Dünya Şampiyonası’nda çeyrek finalde A Milli Kadın Voleybol Takımı’mız ABD’ye 3-0 yenildi. Yenilmek sporun en anlamlı, en mütevazi, en öğretenidir… Böylesi mağlubiyetler çok ama çok değerli mağlubiyetlerdir. Sahalara “Er meydanı” der bizim kültürümüz… Oraya çıkmak her babayiğidin harcı değildir. Hele hele dünya şampiyonası finali için sahada olmak takdir-e şayan bir durumdur. 85 milyonluk bir ülkede 12 kişiye nasip olmuş bu kıymet…
“Nasip” kelimesini özellikle kullandım. Sporda nasiplenmek için güncel hayattaki gibi dualar, niyazlar işe yaramaz. Sultanlar bu arenaya çıkabilmek için neler-neler feda etmişlerdir… Sıradan insan o sahaya çıkıp tribünlere adını soyadını bile doğru telaffuz edemez. 85 yaşındaki annem bile maç sonunda “Bu kızları alnından öpmek lazım” dedi. Aslında Federasyon başkanı Üstündağ’ın da edececeği iki çift laftan biri buydu. O ne yaptı?! Bir çok laf, laflar… Onun dediği gibi takıma ve sultanlara kimse kötü laf etmedi. Başkanın; bu sosyal medya şikayetler terminolojisi de nereden çıktı?!! Sen takımını Guidetti’nin kişisel çıkarları karşısında koruyabildin mi? Naz gibi bir pasörü, taaa Japonyadan uçağa bindirip gönderen veya gonderilmesine göz yuman sen değil misin?!! Bir yaran var ki bağırıp çağırıyorsun…
Sahada bağırıp çağıranlar ise filenin sultanları idi. Diğer takımlar her sayıdan sonra, hatta kaybettiklerinde bile güle oynaya maçın tadını çıkartırken, bizimkilerin her sayıda acı içindeki haykırışları dikkatinizi çekmedi mi?!! Oyunculuğun ve antrenörlüğün temel değerlerini az cok biliyoruz. Antrenörün yapması gereken iki şey var. İlki takımdaki tüm oyunculara eşit ve adaletli bir eğitim sağlamak. İkincisi ise onları maçlarda yine eşit ve adaletli bir şekilde sahaya sürmek. Eşit ve adil olmak… İşte bütün mesele bu… Sporcu bunu altın terazisinde tartar. Ve kararını verir. Antrenörünün ne haltlar karıştırdığı hemen anlar.
Bu takım kararını vermiş. Guidetti’nin takım için değil, kendisi için sahada olduğunu biliyor. Bazı takım arkadaşlarını, kendi takımı için harcadığını düşünüyor. Dışarıdan bakıldığında ise son derece atletik bir takıma sahip olduğumuzu, dünyanın önde gelen voleybol otoriteleri söylüyor. Yani, bu takım ortaya kısa/kurşun. Arkaya yüksek/arka ortadan hücuma çağrılabilecek yetenekte oyuncularla dolu iken, Gui’nin neden bu kadar basit bir oyunu tercih ettiği sorgulanıyor. Ve dogal olarak eleştiriliyor.Naz Cansu ve Elif ile mükemmel bir pasör organizasyonu kurmak varken, pasör organizasyonunu neden Naz’sız bıraktığı hala sorgulanıyor. Sorgulanmaya da devam edilecek. Yarası olan gocunsun, böbürlenmesin…
|