RTÜK ve de zina!..
“RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin dostum, bana bir ‘manevi değer’ tarifi yapsın ve hangi sahnenin bu tarife aykırı olduğunu yazı ile bildirsin de, aynen bu köşede yayınlayayım” diye yazmıştım ..
Yazılı cevap gelmedi hâlâ..
Yargıtay karar gerekçesi gibi aylar süreceğe benziyor.. Oysa sorum basitti.
“Halkın manevi değerleri’ni tarif edin.. Çukur dizisindeki hangi sahnenin, bu tarife aykırı olduğunu yazın..” Sevgili Şahin dostuma yeni bir soru.
Ece Erken, Beyaz TV kanalındaki kendi sunduğu programda “Evli ve iki çocuklu bir zengin adamla” birlikte yaşadığını açıklamış. Oysa, yaptığının adı hem yasalarımızda, hem inançlarımızda (İslam, Müslüman, Yahudi olun fark etmez, hepsinde) zina ve suç..
Suçu teşvik etmek ise Türk Ceza Kanunu’nda bile suç..
O zaman Sayın Şahin, Ece Erken’in yaptığı iş, bana tarifini hâlâ yollamadığınız sizin manevi değerlerinize uygun mu düşüyor?.
Ya da, siz programa değil, yayınlayan kanala göre mi ceza kesiyorsunuz?.
Bakın, tekrar ediyorum.
Konu fevkalade hassas olduğu için aynen yayınlayacağım yazılı cevap istiyorum ki, sonra “Yanlış anlaşılmış..
Söylemedim.. Duymadım” gibi tartışmalar olmasın.
Yazılı yollayın siz. Cevabı alınca sizi ararım ben..
***
Milyoner mi?..
Efendim “Kim Milyoner Olmak İster” yarışmasına katılmak için çoğu üniversite öğrencisi binlerce kişi başvurmuş seçmelere, Antalya’da..
Önceki gün gazetemde resimli haber vardı..
Okudum da güldüm “Milyoner Kuyruğu” başlıklı haberi..
Kaç defa izledim..
Milyoner olmak falan isteyen yok.. Herkes kendi hesabındaki açığa göre birkaç bin lira koparmak için yarışmaya giriyor.
İlk sorular çok basit olduğu halde, işi garantiye almak için “2×2 kaç” sorusunda bile joker kullanıyor.. Aradığı paraya ulaşınca da, çekini alıp gidiyor..
Peki millet niye izliyor?.
Efendim “Hangi üniversite mezunu, hangi çocuk oyuncağı, soruda hangi aptal cevabı verecek” görmek, eğlenmek ve dalgasını geçmek, hatta ertesi gün okulda, iş yerinde “Yahu adam bir de üniversite okumuş, neyi bilemedi, biliyor musun” diye anlatmak için..
***
Edebiyat hocalarına çağrı!..
Evet, bu yazı özellikle İstanbul ortaokul ve liselerinin edebiyat hocaları için yazıldı. Onları denemek, ne derece bilinçli, öğrencilerine ne derece sahip öğretmenler olduklarını görmek için..
İş Sanat yıllardan beri, ayda bir Şiir ve Öykü dinletileri yapar. Devlet Tiyatro ve Operası’nın müthiş sanatçıları, en güzel şiirleri okurlar. En ünlü öykücülerimizin seçme yapıtlarını canlandırırlar.. Hem de bedava..
Ben de yazarım..
“Bakın gençler, öğrenciler gelsin izlesinler” diye pazar günlerine matineler koydular.
Her okulun servisi var. Hafta içinde sınıflarınızda duyursanız ve katılmak isteyenleri, bir, iki minibüse doldurup götürseniz.. İşte size bedava ve zahmetsiz “Edebiyat Laboratuvarı” derim.. Kös dinlerler..
Bir iki gittim pazar matinelerine nerdeyse boş..
İş Sanat, Atatürk’ün Bankası, gene de Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençlerden ve onların öğretmenlerinden umudunu kesmedi ki, inatla, ısrarla devam ediyorlar.
İşte bu pazar, Cumhuriyet devri öykü yazarlığının en büyüklerinden Sait Faik var.
“Şehir Amber Kokacak” adlı dinletide yazarın “Müthiş Bir Tren”, “Havuz Başı”, “Balıkçısını Bulan Olta”, “Yüksek Kaldırım”, “Serseri Çocuk ve Köpek” adlı hikâyeleri eski bir radyo kayıt stüdyosu ortamında canlandırılıyor.
Atilla Birkiye hazırladı. Usta yönetmen Mehmet Birkiye sahneye koydu.
Dev sanatçılar Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek yaşayarak anlatıyorlar..
1 Mart pazar günü 16.00’da ve 2 Mart pazartesi akşamı 20.30’da iki ayrı gösteri var, İş Kuleleri Salonu’nda.. Ve ücretsiz.
Tekrar edeyim. Ben bir İstanbul lisesinde edebiyat hocası olsam, öğrencilerimi hem götürür, hem de ödev verirdim..
Var mı bu kentte “Bilinçli Öğretmen”, göreceğiz!.