DÜNYADA KADINA İLK SEÇME VE SEÇİLME HAKKI TANIYAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OLDU.
1934 – Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın tanınması.
Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanıyan Anayasa değişikliğinin kabulü.
8 Ekim 1934’de kabul edilen ve 5 Aralık 1934’de yürürlüğe giren son yasayla da kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı. Teşkilat-ı Esasiye Kanununun 10 ve 11. maddeleri değiştirilerek kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.
Kadınlar, Türk Kurtuluş Savaşı’nın en önemli unsurlarından biriydi ve Mustafa Kemal, Cumhuriyet’in ilanından sonra ‘‘kadın hareketi’’ne büyük önem verdi. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İkinci Meşrutiyet sırasında başlayan kadın uyanışı, cumhuriyetle birlikte büyük bir ivme kazandı. Kadın hareketinin ve haklarının en büyük savunucusu ise, her öncü eylemde olduğu gibi, Mustafa Kemal’di.
Atatürk, kadınların siyasal örgütlenişini Kurtuluş Savaşı yıllarında destekliyordu. 1923 yılının yaz aylarında, daha Halk Fırkası ve Cumhuriyet kurulmadan ‘‘Kadınlar Halk Fırkası’’ kurulmuştu. Bu siyasi örgüt, her açıdan Cumhuriyet hükümetlerine baskı yaparak kadın haklarının savunucusu oldu. Şubat 1924’te ‘‘Türk Kadın Birliği’’ kuruldu, ama Türk kadınının çağdaş yasal haklara kavuşmaları, biraz zaman aldı.
Türk Sporu’nun en başarılı ve gururu olan bayan voleybolu’nun üç ünlü ismi Esra Gümüş Kırıcı, Neslihan Demir Güler ve Naz Aydemir Akyol, Marmara Üniversitesi’ndeki “Dünya Kadınlar Günü Paneli’nde “Kadın, Spor ve kariyer” konulu panelde olacaklar.
6 Mart Çarşamba günü saat 14.00-14.30 konuşmacıların paylaşımı ve 14.30-15.00 soru-cevap bölümü olacak.
Panel Marmara Üniversitesi Anadolu Hisarı Yerleşkesi’nde.
Bilgi İçin: Aleyna yıldırım’a müracat edilecek.
Telefon: 0507. 975.47.12
İnstagram: marmaracomepus
ABD‘nin New York kentinde bir dokuma fabrikası… Çok ağır çalışma koşulları, çok uzun iş günleri ve buna karşın çok düşük ücretler. Koşulların her geçen gün daha da dayanılmaz hale gelmesi, kadın işçilerin artık tahammül sınırını zorlamaya başladı. Greve çıkma kararı alan kadınlar, taleplerini de açıkladılar: “Daha iyi koşullarda çalışmak, 10 saatlik iş günü, eşit işe, eşit ücret…”
8 Mart 1857’de New York’ta tekstil işçisi kadınlar, 16 saatlik çalışma saatleri, düşük ücret ve insanlık dışı çalışma koşulları sebebiyle greve çıktı.
Bu grev, ABD’deki işçi mücadelesinin önemli eylemlerinden biri oldu. Kadınların ayaklanmasıyla büyük bir işçi dayanışması doğdu.
8 Mart tarihçelerinde, karşımıza çıkan pek çok kaynakta 1857 yılında meydana gelen bir yangında, greve çıkan kadınların fabrikaya kilitlenmesi nedeniyle hayatını kaybetmesinden söz edilir.
Amerikan yangın tarihi incelenirse, sanayi üretiminin başlangıcından itibaren çok sayıda fabrika yangınına rastlanıyor.
Bu yangınlar içerisinde, tarihçede anlatıldığı gibi, bir grev ve kapıların kilitli olmasıyla örtüşen tek yangın 1911 yılında Triangle Gömlek Fabrikası’nda çıkıyor…
Yirminci yüzyılın başında, giyim endüstrisi New York’un en çok işçi istihdam eden sektörüydü. 1908 ekonomik krizinden sonra ücretler epey düşmüş, kullanılan iğne-iplik, elektrik ve oturulan sandalyelerin ücreti işçilerden kesilmeye başlamıştı. 65 saate varan haftalık çalışma süreleri bazen 75 saate çıkıyordu, haftalık ortalama ücret ise 5 Dolar’dı.
Triangle fabrikasının sahipleri Harris ve Blanck, sendika karşıtı tutumlarıyla tanınıyordu.1909 sonbaharında 150 sendikalının işine son verilmişti.
22 Kasım 1909’da, İLGWU’ya bağlı Local 25 Sendikası, genel grev çağrısı yapar.
25 Kasım 1909’da yaklaşık 40 bin işçiyi istihdam eden, New York ve civarı, Philadelphia ve Baltimore’dan 600 gömlek fabrikasında çalışan, yüzde 80’i kadın, 20 bin gömlek işçisi greve çıkar.
Temel talepleri, alt işveren (o dönemdeki taşeronluk) uygulamasına son verilmesi; 52 saatlik çalışma haftası; günlük ücretsiz fazla mesainin 2 saati aşmaması; ücretlerde yapılan malzeme ve elektrik bedeli kesintilerine son verilmesiydi.
ABD tarihi belgelerinde “en büyük kadın grevi” olarak adlandırılan grev, Şubat 1910’da sona erer. Çoğu talepleri kabul edilir.
Sadece bir şirket sözleşme imzalamayı reddeder: Triangle Gömlek Firması…
Takvimler 1911’in 25 Mart’ını göstermektedir. Asch binasının son üç katında faaliyet gösteren Triangle Gömlek Firması’nda sönmemiş bir sigara izmaritinden kaynaklandığı tahmin edilen yangın, sekizinci katta başlar.
Kağıt ve kumaş artıklarıyla dolu olan atölyede yangın hızla yayılır ve önce dokuzuncu katı sonra onuncu katı sarar. Ne olup bittiğini anlayamadan kaçışmalar başlar, asansörlere, yangın merdivenlerine koşulur. Ancak sadece bir asansör çalışır haldedir ve yangın merdivenlerine açılan kapılar kilitlidir. Zaman alevlerden yanadır…
Yangında bu kadar çok kayıp verilmesi fabrika sahiplerinin iş çıkışı hırsızlığa karşı çantaları daha kolay kontrol edebilmeleri için asansör sayısını bire indirmelerine, izinsiz dışarı çıkmalarını önlemek için yangın merdivenlerine açılan kapıları kilitlemelerine bağlanıyor.
5 Nisan’da 80.000 bin kişilik bir cenaze yürüyüşü düzenlendi. Kadın Sendikalar Birliği ve Local 25 Sendikası matem yürüyüşünü protestoyla birleştirdi.
8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını Clara Zetkin önerdi.
1910 yılında II. Enternasyonal, Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplandı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oy birliğiyle kabul edildi.
Dünya Kadınlar Günü ilk kez 19 Mart 1911’de anıldı..
Dünya Kadınlar Günü ilk kez 19 Mart 1911’de Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de anıldı.
Gösterilere yüz binlerce kadın katıldı, oy verme, seçme seçilme, meslek edinme ve mesleki eğitim görme hakkı istedi.
1917’de Rus emekçi kadınlar “Ekmek ve gül istiyoruz” sloganlarıyla sokaklara çıktı.
Rusya‘daki kadın eylemlerinin başlangıcı, Jülyen takvimine göre 23 Şubat’tı. Dünya genelinde daha yaygın biçimde kullanılan Miladi takvimde bu tarih 8 Mart’a denk geliyordu.
8 Mart’ı 8 Mart yapan günlerden biri olarak kabul edilir.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da düzenlenen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşti.
8 Mart’ı ilk kez 1921’de komünist kadınlar tarafından Ankara’da bir bağ evinde düzenlenen toplantıda anıldı. 1975’te Ankara ve İstanbul’da İlerici Kadınlar Derneğinin girişimiyle 8 Mart ilk kez kamuya açık olarak 400-500 kadının katılımıyla kutlandı.
‘80’li yılların ortasından itibaren evlerde toplanmaya başlayan ve taleplerini sokağa da taşıyan kadınlar çeşitli kampanyalar etrafında örgütlendiler. Ne var ki 12 Eylül askeri darbesi ile birlikte ülkedeki tüm toplumsal muhalefet olduğu gibi kadın örgütlenmeleri de yasaklandı. Dört yıl süreyle kitlesel bir anma yapılamadı.
‘90’lı yıllardan itibaren ise 8 Mart’lar daha geniş katılımlarla anılmaya başlandı.
2017’de İstanbul ve İzmir’de 8 Mart mitinglerine gelen yasak tepkiler üzerine kaldırıldı.