CENGİZ TOKGÖZ
Çoz az bir kalabalık voleybolun tek kitabını çıkardığımı biliyor. Oysa Fox TV’de İsmail Küçükkaya ve Sözcü başta olmak üzere beni seven arkadaşlarımın sorumlu olduğu gazeteler yayınladılar.
Şöyle tek kitap. 30 yıl kadar önce rahmetli Vala Somalı Türk-Dünya Voleybol Tarihi isimli bir kitap çıkarmıştı. Ancak 544 sayfalık kitabın içinde basketbol, futbol ve hentbol ile atletizm de vardı. Öyle de olsa voleybola büyük bir hizmet idi. Nur içinde yatsın.
Ben de 45 yıl bu sporun içinde olduğum için karınca kararınca bir kitap çıkarmak istedim. Çünkü Voleybol Federasyonu’nda “arşiv” yoktu. Hatta eski oyuncuların dediğine de bakılırsa 1985 öncesinde ay-yıldızlı formayı giyenlerin isimleri bile kayıtlı değildi.
Neyse konuma döneyim.
Olay benim voleybol kitabım ile ilgili olduğu için bu konuyu gündeme getiriyorum.
Türkiye’nin en zengin müteahhitlerinden, uzun zamandır tanıştığım, telefon açıp haber için rica eden ve bana da “Cengiz Ağabey” diyen kişiye kitap çıkmadan “Bir reklam desteği verirsen sevinirim” dedim. Yanıtı “Aman sonra herkes reklam ister” oldu ve başından savdı. Oysa öyle zengin biri ki, serveti dudak uçuklatır.
Kitabım çıktı. Ben kendim elden satma kararı aldım. Baskının yarısını tükettim. Eski voleybolcu arkadaşlarım İstanbul dışından bile kitap istediler. Tüm kitaplara baskı tarihi “19 Mayıs 2018” mzası attım. 45 yıl bu sporun içinde olduğum için de hepsinin verdiği emeği biliyorum ve ona göre de kısa not düştüm kitaba.
Ünlü ve zengin müteahhit aklıma geldi ve kendime “Reklam vermedi ama 50 liraya bir kitap alır” dedim.
Demez olaydım.
Telefonda “Kitabım çıktı. Size de getirebilir miyim” dedim ve fiyatının 50 lira olduğunu söyledim.
“Aman Cengiz Ağabey, ekonomik kriz kötü. Trilyonlarla oynayan bir arkadaşım 10 bin lira vermedi” dedi. Hani bir laf vardır “Kafamdan aşağı kaynar sulan döküldü” diye. Öyle oldu. Öyle utandım ki. Kendime “Ulan sen Cengiz Tokgöz’sün. Bir kitap için buna layık değilsin” dedim. Üzüldüm.
Gece uyumadım.
Ertesi gün de zaman zaman mesajlaştığım Sayın Faruk Eczacıbaşı’na bir mail ile kitabın satışının iyi olmadığını, nedense camianın sahip çıkmadığını yazdım.
Faruk Bey’i herkes gibi ben de çok severim. Hani “Adam gibi adam” tanımı vardır ya, sanki onun için söylenmiştir. Büyük Patron Sayın Bülent Eczacıbaşı da öyle. Geçmişteki Eczacıbaşı Ailesi mensupları da öyle. Adam gibi adamdılar.
Ertesi gün Basın koordinatörü Sayın Cem Tanrıkılıcı aradı ve “Cengiz Ağabey Faruk Bey 100 kitap istiyor” dedi.
Sevindim. Zaten Eczacıbaşı Ailesi, daha önce de bildiğim bazı kimselere sessiz sedasız maddi yardımlarda bulunmuştu.
Ve olay soğumadan Eczacıbaşı’nın Ayazağa’daki salonuna 100 adet kitabımı götürdüm
Derin de bir oh çektim.
Öyle ya 100 kitap bu.
Kitap bitmek üzere. Çoğunlukla eski voleybolcular aldı. Onları tarihe kaydetti bu kitap. Yeniler ise henüz kitabın değerini anlamış değil.
Şimdi düşünüyorum.
O Türkiye’nin en zengin müteahhitlerinden biri olan mı adam.
Yoksa Faruk Eczacıbaşı mı?
Selamlar ve sevgiler
NOT: Kitap az kaldı. İkinci baskı yapmayacağım. Almak isteyenler cbtokgoz@gmail.com adresinden sipariş verebilir.