Bekara Karı Boşamak Kolay
Voleybol ile yatıp, voleybol ile kalkıyoruz. Yalnız ben 45 yıl, evet tam 45 yıl bu sporun içinde olmuşum. Allah izin verdiği sürece de olacağım.
Zaman zaman da olsa, kafama yatmayan şeyleri yazıyorum. Nedense bu yolda beraber yürüdüğümüz otoriteler “Bana dokunmayan” hesabı içinde. Eleştirileri gramla yapıyorlar.
Evet, Akif Üstündağ ve ekibi bana göre iyi çalışıyor.
Daha iyi olması gerek.
Çünkü iyinin karşıtıı en iyidir.
Şuna kafayı taktım.
Erkek ve bayanlarda final maçları oynanacak. Erkeklerde başladı.
Arka ile Halkbank İzmir’de oynadı. Sonraki iki maç Ankara’da.
Neden?
Bayanlarda da öyle. İlk maç Eczacıbaşı Vitra sahasında, sonraki iki maç Vakıfbank’ın uzay üssünde.
Ben buna karşıyım.
Madem ki voleybolu İstanbul ve Ankara dışına çıkarmak istiyoruz. Veya öyle görünüyoruz.
Samsun, Trabzon, Bursa, Konya, Trabzon, Kocaeli, Edirne ve daha nice kentler voleybola hasret.
Tamam kurayı çekersin ve “Arkadaş 5 maç oynanacak. Sonunda şampiyon Ankara’da kupayı alacak” dersin.
Örneğin Vakıfbank ile Eczacıbaşı Vitra, iki maçı İstanbul dışında oynadıktan sonra, bir içeride, bir deplasmanda oynadıktan sonra final Ankara’da yapılır ve kupa orada verilir.
Böylece Anadolu’daki voleybolseverler de büyük takım görme mutluluğuna kavuşurlar.
Ziraat Bankası’nın Avrupa maçlarını Ankara dışında oynaması voleybola büyük hizmet. Alkışlıyorum.
Ben 1984 yılında Trabzon, 1985 yılında da Samsun’da “Karadeniz Güneş Voleybol turnuvası” düzenlenmesi için ön-ayak olmuştum. Ve o turnuvalardan sonra Trabzon ve Giresun’dan üç oyuncu çıkmıştı. Milli takımda da oynadılar.
Ben böyle düşünüyorum.
TAKIM SAYISI ARTTIRILMALI
Şimdi “CEV öyle istiyor” diyecekler. Yok öyle. Bakın İtalya’ya kaçar takımlı lig yapıyorlar.
Çanakkale gibi bir şehrin voleyboldan uzak olması iyi mi.
İki gruplu lig yapılır. Sonra da play-off. İstenir ise ayarlanır.
VE İSTATİSTİKÇİLER
Kulüplerin basın sorumluları ve takımların istatistikçileri feci. Tüm uyarılarımıza rağmen, kulüplmerden gelen basın bültenlerinin çoğu rezalet. Şikeyet edip, çalışanın ekmeği ile oynamak bana yakışmaz.Uyarmam yeterli.
Hiçbir maçta biz voleybol basınına doğru dürüst istatistik gelmiyor. Hiçbir istatistikçi hakemlerin isim ve soyadlarını yazmıyor. Ve en önemlisi maç kazanıldığında istatistikçiler sahada sevinç gösterisinde. Bekle ki gelsin istatistik.
Federasyon bu istatistik işini ya kaldırsın, ya da doğru dürüst yaptırsın.
BÜFELER ZAYIFLADI
Avrupa maçları öncesinde evsahibi kulüplerin basına açık büfe yapması zorunlu. Ama gel gör ki, ne büfe. Birkaç kurabiye, 2-3 kutu meşrubat, neskafein kaşığı yok, çaylar sallama. Onlar da ıslak. Kurabiyelir alanlar da kendi ağız tadına göre alıyor. Hiç düşünmüyor başkasını.
Ve en önemlisi özellikle Burhan Felek salonu’nda elini kolunu sallayan orada. Maç başlamadan, oraya gitmeden büfe tamtakır oluyor.
HAKEMLER SIKINTI
Her ay bolca hakemimiz yurtdışına düdük çalmaya gidiyor. Bir yığın da gözlemci gidiyor. Bir tek gün Voleybol Federasyonu bunu haber olarak gazete ve sitelere geçmedi.
Savaş Eskikülek arkadaşımız (eşi de hakem) federasyonun sitesinden özel olarak alıyor.
Oysa en başarılı spor olan voleybolun gerek gazetelerde, gerek internet sitelerinde çıkacak tek satırı bile reklamdır.
VE SEYAHATLER
Voleybol basının içinde hiçbir gazete elamanını voleybol için yurtdışına yollamaz. İnternetçiler de parasasız. Bu halde Voleybol Federasyonu’nun bazı organizasyonlara ne yapıp etmeli gazeteci götürmeli. İster uçakla, ister tramvayla. Ben “Bakanlık izin vermiyor” mavalına inanmıyorum. Bakın Eczzacıbaşı Vitra, ne kadar müdür var ise seyahate götürüyor. Ölçüye bakmadım. Eczacıbaşı Vitra’nın gazetelerdeki sutunsantiminde artma var mı. Elbette ekonomi ağırlaştı. Ama ikişer üçer, veya toplu halde voleybol basını seyahatlere götürülmeli. Hiçbir basın mensubu son iki yıldır, bırakın yurtdışına çıkmayı, plaj voleybolu bile izleyemedi.
Allah’tan bizi çok seven ve görmeden edemeyen Başkan Akif Üstündağ, Ankara’daki final maçlarında voleybol basınını unutmuyor.
Bekara karı boşamak kolay derler ya..
İşte benimki de öyle bir şey.