Biraz sevelim!. Sevgiyle bakalım!.
Her yeni yılda ayni temenniyi tekrarlarım, eski okurlar bilirler..
“Yeni yılın yeni, umutlar getirmesi dileğiyle..”
Toplumun her kesiminden, her cinsten, her yaştan, her ekonomik, her sosyal sınıftan insanın ihtiyacı olan şeydir umut!.
Çünkü umut, gelişmenin, ilerlemenin, daha refah içinde, daha mutlu olmanın anahtarıdır..
Einstein “Hayal bilimden öndedir” demiş. Atalarımız “İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar!.”
Neyi hayal ederiz?. Umut ettiğimiz şeyi. Umut olmazsa hayal, hayal olmazsa, hayat olmaz..
Peki umudun kökeninde ne var?.
Sevgi, dostlar, Sevgi!.. Etrafıma bakıyorum da, nerdeyse unutur olduğumuz sevgi..
Her sabah gazeteyi açıyorum. Herhangi birini..
Birinci sayfası “Öfke” dolu.. Tüm siyasetçiler birbirlerine sövüyorlar.. Lafa gelince, demokrasinin özü, olmazsa olmazıdır, aykırı fikirler.. Özgürlüğün temeli, ayrı ayrı fikirlerin olmasıdır..
Herkes ayni şeyi düşünse, ayni şeye inansa, demokrasi olur mu, özgürlük olur mu?. Gerek olur mu bunlara?. Ve de düşünün, maazallah öyle olsa, tek fikir, tek düşünce, bu dünyada yaşamak ne derece keyifli, heyecanlı, amaçlı, umutlu olurdu?.
Buna rağmen ön sayfaların tüm haberleri nerdeyse siyasi ve hepsi öfke dolu..
Üçüncü sayfa, cinayetler, cinayetler, cinayetler.. Sebep, incir çekirdeğini doldurmaz.. O zaman cinayet neden?. Öfke!.
Spor sayfaları.. Aman Tanrım.. Açtırmayın ağzımı..
Magazin sayfalarına bakın.. Eklere.. Allahın günü, kim kime sövmüş?. Koca koca fotoğraflar, koca koca manşetler.. Her ünlü, başka ünlüye öfkeli.
Yahu bu ülkede hepinize yer var. Neyi paylaşamıyorsunuz?.
Köşe yazılarının yüzde 90’ı öfke, küfür kusuyor.. Öyle olunca mı okunuyor, tıklanıyor acaba?. O zaman okur da öfkeli yani!. Şimdi bu ortamda yeni yıl nasıl yeni umutlar getirir?.
“Sevgi”yi hatırlayacağız dostlar.. Önce kendimizi seveceğiz. Sevgi kendini sevmekle başlar.. Kendini sevmeyen, yaşam sebebi kendi varlığını sevmeyen birinden başka birini, başka bir şeyi sevmesini nasıl beklersiniz ki?.
Sonra en yakınlarınızı.. Ailenizi.. Sonra dostlarınızı.. Sonra komşularınız, hemşerileriniz, ulusunuz.. Sonra insanlar.. Sizin gibi varlık olan insanlar.. Sonra tüm canlı varlıklar.. Hayvanlar.. Bitkiler.. Gidin gidebildiğiniz kadar.. Cansızları da.. Doğayı.. Dağları, ovaları, yaylaları.. Ayın doğuşu, güneşin batışını seveceksiniz.. Çağlayanın akışını..
Aklınızı, ruhunuzu sevgi sarmaya başlayınca, öfkeden uzaklaşmaya başladığınızı göreceksiniz. Onun yerini tatlı hayallerin, daha da tatlı umutların almaya başladığını göreceksiniz.. Dünyanızın, öfkeyle kararttığınız dünyanızın, öfkeyle simsiyah ettiğiniz yaşamınızın nasıl renklendiğini, güzelleştiğini başladığını göreceksiniz..
Yani işin sırrı, beş harf!..
“Sevgi!.”
Gelin 2018’in adını koyalım!..
“Sevgi Yılı!..”
***
Deneyin, göreceksiniz.. Sevmek, öfkelenmekten çok daha kolay.. Çünkü insan sevmek için yaratılmıştır. Öfkelenmek için değil!.