TOPLUMDA KALİTE, AYAKLAR ALTINDA,
Samsunda büyüdüm.1975 de okul için ayrıldım.Yazın o zamanki Türkiye’nin 2.Büyük fuarı Samsun ‘daydı.Tertemiz giysilerimizi annem giydirir ailece fuara gider çay bahçesinde oturur semaver çayı içer geleni geçeni seyre dalardık.
Tabii sonra anladım ki Türkiye’ mizin her köşesinde yaşayanlar benim gibi geçmiş gençlik yıllarını aynı hasretle anıyorlar,o zamanki şehirlerin mimarisi,modernliği,sokakların temizliği,insanlarda çağdaşlık,birbirlerine saygı, giyim kuşam için gösterilen özen ,konuşurken kullandıkları bol kelime hazinesi, sağlıklı yiyecekler,dürüstlüğe verilen önem,güven, eğitimin kalitesi,gerçek dostluklar….
Şimdi İstanbul’un caddelerindeki insanlara bakıyorum,ayaklarda parmak arası terlik,çok kötü şort, iç çamaşırımı yoksa kısa pantolon mu olduğu belli değil.Sakallar kısa kirli ,sağa sola sümkürüyor,elinde sıgara dumanı her tarafa savuruyor…sesli ve kaba 20-30 kelimelik muhabbet,yanında karısı veya bayan arkadaşı varsa ona abanmış çocukları da yanındaysa tarz aynı..Halbuki aradan 50 yıl geçmiş.O zaman TV bile tek kanal siyah beyaz ve günde 15 saat yayın yapıyor.Bilgisayar yok bilgiye ulaşmak çok zor ve geç.Tıpta,sanayide müthiş yenilikler oldu,
Peki neden çağ atlayacakken millet,çakıldı kaldı.Mutluluğu buldumu millet,saygı ve sevgiyi neden kaybetti,neden birbirlerine hainlik ve düşmanlık besler oldular.Neden ayrımcılık körüklendi ?
Neden hep birbirlerinin kuyularını kazıyorlar,kandırıyorlar,dinimizin emirlerine bile kulak asmıyorlar yaşlıların,sakatların,çocukların ellerinden tutmuyorlar.Hiç bir şeylerini paylaşmıyorlar.Birbirlerine yol bile saygı içinde olsa vermiyorlar,hatta bu nedenle birbirlerini dahi acımasızca öldürüyorlar.
Çocuklara tecavüz ediyor,kadınlarını yaralıyor,annelerini dövüyor ve hatta babaların annelerini öldürmesine göz yuman toplum..
Cinayetler arttı,ama Hukuktaki infaz yasamız adeta suçluları ödüllendiriyor.Üç yıl kadar hapis cezası gerektiren suçlular bile hemen hemen hiç yatmadan çıkıyorlar.Basit suçlar (hakaret, sözme, hırsızlık,basit yaralama,sarkıntılık,v.s )cezası fiilen affediliyor.
Keşke zaman ilerlemese,yenilikler olmasa,Pazar günleri erken kalkıp fırınlarda pide yapdırsak,sokak köşelerinde kırmızı yumurta tokuştursak.Kumlukta bisiklet kiralasak (saati 25 kuruş).Marka değil ama tertemiz giysilerimizi, boyasını kendimizin yaptığı magosen ayakkabılarımızı giyip sokağa çıksak.
Akşam üstü saat 18.00 deki tek filim gösteren seansa sinemaya gitsek.Çünkü şehrin elitleri bu seansa giderdi.Bu bir ayrıcalıktı.
Avrupalı turistlere hasret kaldık.Turistleri seyreder,onlardan yeni şeyleri görür taklit ederdik.Şimdi sadece turist deyince çocuklarımız peçeli,gözleri dahi görülmeyen,yemeği peçenin altından yiyen,kaba, çok kilolu,ayaklarında pis bir terlik,yerlere çöp atan ,yemek kültürü olmayan sadece et ve fast fout ile beslenen mahluklar…
Bunlardan nasıl kendimize örnek alalım.Çocuklarımız TV lerdeki gördükleri şık insanları arıyorlar.Nerede yaşıyorlar diye merak ediyorlar.TV lerdeki programlar 15 yıldır tehlike,şiddet,korku 18 yaşa göre sınıflandırılarak veriliyor.Peki toplumumuzda şiddet arttımı,porno azaldımı.Uyuşturucu bittimi.Gençlerimiz Devlet tarafından adeta sosyal devlet sorumluluğu altında korunuyormu.Eğitim kalitesi arttımı.Dünya sıralamasında okullarımızın sıralaması yükseliyormu yoksa dahamı düşüyor.
Bu örnekleri o kadar arttırmak kolay ki.Ama hiç birisine evet diye cevaplayamıyoruz.Demek ki yollar,köprüler,hatta yasalar koymak yetmiyor.Uygulamalara bakmak,çağdaşlığa uzanmak kafamızı ne tarafa çevireceğimizi iyi düşünmek gerekiyor.Yarım yamalak hiçbir şey iyi olmuyor “Ya hep ya hiç.” Daha başarılı bence.19.09.2017
Hoşçakalın
Av.Talat GÜNEŞ