TÜRK TOPLUMUNUN KALİTESİ ARTIYOR MU?
Kişi başına milli gelir son 15 yılda 1000 Dolardan 10.000 Dolara çıktı. Boğaz köprülerimiz üçe, yollar çift gidiş geliş, tüneller, viyadükler, marinalar, limanlar, metrolar , hava limanları, elektronik ve haberleşme de sonsuz olanaklar v.s her şey arttı.
Peki , insanlar 1960 yılından daha mı çok mutlular.Yan komşusunu tanıyorlar mı ?Bakkalın, kasabın ayakkabı tamircisinin, ismini biliyorlar mı?Poatacı mektup getiriyormu…
İnternetten her yere ulaşabiliyorlar, mahalle manavına ulaşabiliyor. Ama manavın sesini duyabiliyor mu. Denizde kumda yatabiliyorlar mı? Kıra gidip kardeşleriyle top oynayabiliyor mu ? Basit Mutluluklar nedir biliyor mu. Ama internette dünyayı geziyor.Bilgi darağacını büyütüyor . Ama elini süreceği toprak yok. İleride gökdelenlerden gök yüzünü ,bulutları görmeye hasret kalacak.
Kalite nedir, insanlar daha mı çok özgür, daha mı çok hürriyetlere sahip, seçme ve seçilme özgürlükleri daha mı fazla, kültür – eğlence , güvenli ve ilkeli, sağlıklı, çevreye duyarlı, alt yapının daha mı sağlam olduğu bir ülkeye sahipler.
Zenginlikle kalite doğru orantılımı artıyor. Daha çok mu demokrasiye sahipler, yani daha çok demokratik haklara sahipler. Hangisi,zengin olduk daha çok mu mutlu olduk?
İnsan hakları olarak nelere sahibiz, haklarımız arttı mı? Bir düşünün bu soruların yarısına doğru cevap verebiliyor muyuz…
Kime sorsak hep çocukluğunu methediyor. Daha çok mutlu olduğunu söylüyor. O zaman insanlar neden bu kadar mücadelenin içersindeler… Bir yerde yanlışlık var…
1950 ‘lerden sonra devletler arasında bir sürü uluslararası antlaşmalar akdedilmiş. İnsan hakları sözleşmeler imzalanmış…Neticede ne olmuş insanlar daha mı çok mutlu olmuşlar…. Değil işte sorun burada … Teknolojinin gelişmesi, insanların daha çok teknolojiye ulaşması, ulaşımın hızlanması, bilgiye ulaşmak kolaylaştı ama, insanlar daha çok mutlu olmadı…O zaman şöyle bakmak lazım, mutluluk, adil yaşamak, insan haklarına saygı, güvenli, çevreci, hak ve adalet duyguları daha oturmuş bir ülkede yaşamak için illaki zengin olmak gerekiyor mu… Evet gerekmiyor…O zaman insanların insanca yaşamaları için duyarlı olmaları yetmiyor mu … Evet yetiyor… İnsan olmak … Papatyaya bile duyarlı olmak onu özümsemek bence insanlık için yetiyor…Birbirimizin gözlerine bakmaktan, elini tutmaktan, selamlaşmaktan, dokunmaktan korkmayalım.
Bakın Cahit Sıtkı Tarancı, ne güzel söylüyor;
“Artık hiçbir şey eskisi gibi değil,
Ben de öyle, çok dikkat etmiyorum uzun süre kendime,
Kılığıma, kıyafetime…
Çorapsız da basıyorum artık yere, eskisi gibi de korkutmuyor beni ne grip ne nezle…
Nane limonun iyi gelmediği daha büyük sıkıntılarım var herkes gibi benim d,.
Takılmıyorum artık şu her kış ve bahar şişen bademciklerime, Çok sıcak yada soğuk şeyler yiyip içmem, hepsi hepsi birkaç gün gene,
Olup biter, geçer gider.
Ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var,
Olup bitmeyen,
Geçip gitmeyen.
Zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama , çokta takılmıyorum bu uyku konusuna,
Uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana.“
Saygıyla kalın,
Av.Talat Güneş