Belediyelerin siyasetteki önemi….!
Yine,vatandaşlara en yakın siyaset birimi önce muhtar sonra ve asıl bütçesi ve yaptırım gücü olan Belediyelerdir.Bu durumu vatandaşlar biliyor, ancak Belediyeler bunu gördüğümüz kadarıyla bilmiyor.
Çöp sorunu İstanbul gibi mega kentte hala çözülmedi,elinizdeki çöpü nereye atacaksınız,çöp kutuları pis,etrafına yanaşmak beceri istiyor,mikrop kapmamak mümkün değil.Kimisi içine yanan izmarit atılmış yanıyor,kimisi dolmuş etrafına çöp dökmüşler iki metre yanına yanaşılmıyor,sokaklara,gerek ikamet edenler gerekse iş yerleri çöplerini ne zaman çıkaracaklar.Akşam 18.00 de işyerlerini kapatanlar çöpünü kapıya (kaldırıma) koyup,evlerde kapıcı yoksa akşam saatlerinde kaldırıma,köşeye,çöp kontenyerlerin yanına koyup gidiyorlar.Çöpler genelde gece alınıyor
Kaldırımlarda yürümek imkansız.Lütfen İtalya’daki çöp kovalarını bir görün antika eser zannedersiniz.(döküm,işlemeli yerinden oynatmak imkansız,çöp naylonu içinde,etrafında tek sinek yok) bu nasıl oluyor merak ediyorum.Acaba eğitim öncelikle şartmı,yoksa belediyeler gerekli önemi vermiyorlar mı.
Yine bir sorun,tabela kirliliği hat safhada.Her ebatta,her renkte,her cins tabelalar binaların ön yüzlerini yani caddeleri görüntü kirliliğine boğuyorlar.Halbuki bazı belediyeler 10 sene önce binaların ön yüzlerine tabela veya resim asılmasını yasaklamıştı.Ne oldu bu uygulama belli değil , Beşiktaş , Beyoğlu,Şişli,Fatih v.s yerlerde kafalarımızı kaldırıp bakalım.Çok kötü bir görünüm.Yine avrupaya bakalım çoğunda böyle bir görüntü yok.Sadece Alt zeminde mağazaların isimleri itina ile yazılmış.En güzeli denetleniyorlar.
Şimdi bunları neden yazıyorum başka sorunlar yokmu diyeceksiniz ,elbette var, ama diğer bildiğimiz sorunlar benim bildiği 50 yıldan beri var.İhtilaller oluyor,ayaklanmalar oluyor,terör var,eğitim sürekli değişiyor,din sömürüsü,ahlak sömürüsü,mahalle baskısı,şiddet,taciz,açlık,göçmen sorunu…..yüzlerce satır yazabiliriz.Ancak ;
Almanya’da her villa sahibi binasının önündeki kaldırımlardaki yağan karları kendisi süpürmek zorunda şayet orada birisi düşer bir tarafını kırarsa her türlü tazminatı villa sahibi ödüyor.Bunların da çok değişik örnekleri var.
Yani diyeceğim güzellikleri kaybetmemek için bir yerinden de yaşayanlar olarak bizlerin , yönetimdeki belediye veya daha üstlerdeki idare edenlerin çabaları şart .
Evlerimizin,balkonları,camları,kapı girişlerine renkli çiçekler koysak çokmu zor olur? Avrupa da lütfen evlerin camlarına bir bakın içerlerdeki camların eşikleri çok geniş mutlaka bakımlı çiçekler var balkonlar,çatılar sanki çiçek bahçesi,ancak hepsi özenli ve bakımlı,böyle bir sokakta yürümek insana başkasına saygı ve hoşgörülü davranma hissini artırıyor.Yani her sabah evimizden çıkarken komşumuza,otobüse ,taksiye binerken şoföre günaydın demek gibi bir şey…
Belediyeler kaldırımları işgal eden araçlara da bir şey yapmıyorlar,kaldırımlar gerek yükseklikleri , girinti çıkıntıları,seyyar satıcıları,mağazaların işgalleri ile adeta yürünemez halde.Park yasaklarına genelde uyulmuyor bana göre yaptırımı yok.
Binalardan eski olanlar,terk edilenler,her an kafamıza bir tuğla düşecek korkusu yaşatan genelde Beyoğlu çevresindeki,Eminönü,Fatih (vefa,balat,fener..v.s) gibi semtlerdeki binalar çok tehlikeli ilgilenen yok.Ölüm her an gelebilir.
Yağmurlarda senelerdir hep söylenir,yine seller sokakları caddeleri basıyor,kanallar yeterli değil,sokak ışıkları genelde yanmıyor.Diyeceğim o ki,Belediyelerin yapması gereken en doğal hizmetler olan yol,su,kanal,elektrik,çöp v.s hizmetleri ne yazık ki yok.
İnanın Roma,Venedik,Floransa,Paris,Milano,Napoli giderseniz bir görün hizmet nasıl veriliyor.Belediyeler ne yapıyor.İmrenirsiniz.Yukarıda dile getirdiğim sorunlar oralarda istisna ve hatta yöneticilere istifa getiriyor.
Ben Belediye olsam inanın hem partimi coşturur hem koltuğumu,yapacaklarım, insanları mutlu eden en basit ihtiyaçlar.
Avrupa da cezai yaptırımlar çok ağır.Gözümle gördüm iki sokak arasındaki kaldırımın önüne park eden araca kesilen park cezası 700 EURO .Cama koymuşlar.Ben olsam ömrümde arabamı yola park etmem..
Hoşcakalın, daha güzel yaşamaya her insan layıktır.
Av.Talat Güneş