Amatör sporcular denilince akla ilk gelen kulüplerimizden Altınyurt Spor Kulübü, bir kez daha daha modern bir şekilde yeniden inşaa edilmek üzere yıkıldı. Tuna Baltacıoğlu ve Mehmet Bengü gibi Türk Sporu’na imzasını atmış iki önemli ismin yöneticilik yaptığı kulüpte birçok milli sporcu yetişti.
Altınyurt’u size şöyle tanıtmaya calışalım..
Altınyurt Spor Kulübü
1935 yılında Altunizadeli gençler tarafından temeli atılan ALTINYURT spor kulübü, 14 Haziran 1959 yılında gerçekleşen ilk Genel Kurul toplantısı ile kuruldu.
Kulübün ilk kuruluş amacı, mahalle sakinlerinden ismayil Hakkı Baltacıoğlu’ nun gençlerin tiyatroya ve spora olan tutkularını gidermek içindir. Tiyatro ve spor kolları dışında bir de gezi kolu etkin olmuştu. İstanbul dolaylarında çeşitli yerlere, saatler süren yürüyüşler yapılıyor, bu gezilere İsmayil Hakkı Baltacıoğlu öncülük ediyor, öğretmenler ve gençler katılıyorlardı.
1959 yılına kadar sadece yaz aylarında faaliyet gösteren voleybol ve futbol takımları bu yıllarda artık bir takım hüviyetine bürünmek isteyince yasal bir kulüp hüviyetine kavuşmak gerektiği uzun yıllar başkanlık yapan Tuna Baltacıoğlu tarafından gençlere anlatılmış ve kulübe katkıda bulunabilecek, destek olacak, çevredeki özverili ve olumlu insanların üye yapılmasına başlanmıştır.
Kulüp 1959 yılında kurulmuştu ancak ne bir binası ne de spor sahası vardı. Hemen arayış içine girildi ve Altunizade ailesinden Saime Altunigil kulübe 1100 m2 lik bir araziyi hibe etti. Arazi bulunduktan sonra mahalle sakinlerinin özverili çalışmaları sayesinde proje çizildi, çevredeki kişilerin maddi katkılarıyla Kulüp lokali ve açık hava basketbol ve voleybol sahaları yapıldı. Futbol sahası içinse gene mahalle sakinlerinden Orhan Genez kendi arazisinin bir bölümünü futbol sahası yapılması koşuluyla kulübün kullanımına verdi.
Voleybol, basketbol ve futbol branşlarında ilk turnuvaya 1960 yılında katılındı. 1961 yılında ise masa tenisi kolu kuruldu.
Altınyurt tam anlamıyla bir spor kulübüydü ama çok önemli bir özelliği olan kulüptü. Spora verdiği önemi kültür ve sanat etkinliklerine de veriyordu. Etkinlik yoğunluğu bakımında spor ve sanat baş başa gidiyordu. Kulüp binasında ilk tiyatro etkinliği 1961 yılında gerçekleşti. Bu oyunda, sonradan büyük üne kavuşan Müjdat Gezen, Savaş Dinçel, Cenap Aydınoğlu gibi gençler de rol almıştı. Bu oyun Moliere’in yazdığı, ve ünlü tiyatro öğretmeni Max Meinecke’nin öğrencilerinden Oğuz Demircioğlu’nun sahneye koyduğu “Sicilyalı ve Resimli Muhabbet” adlı yapıttı. Oyunu Max Meinecke de izlemiş ve çok beğenerek elindeki programın arkasına koca bir “AFERİN” yazarak imzalamıştı. Bu imzalı program, değerli bir anı olarak kulüp arşivinde saklanmaktadır.
Bu oyunun hazırlık aşamasında ve sahnelendiği süre boyunca sporcu gençler büyük ilgi göstermiştir. Bu tiyatro etkinliği ile spor ve kültürün iç içe olması sağlanmış, spor yapan gençler aynı zamanda tiyatroya da ilgi duymaya başlamıştır.
1961 yılının Ağustos ayında “Genç Oyuncular” topluluğu kulübümüzde iki oyun oynadılar. Genç oyuncular topluluğu şu oyunculardan oluşuyordu: Mehmet Akan, Atila Alpöge, Özcan Dalkır, Genco Erkal, Arif Erkin, Çetin İpekaya, Ergun Köknar, Beyhan Türe, Ayla Alpöge.
1963 yılından itibaren Altınyurt Spor Kulübü bir duvar gazetesine kavuştu. Duvar Gazetesi Metin Yasavul’un çabalarıyla güzel resimler ve yazılarla yıllarca sürdü. Duvar Gazetesinin dışında aylık bültenler de yayınlandı.
1964 – 1974 yılları arasında ramazan ayı süresince eski direkler arasını yaşatmak amacıyla “Ramazan Eğlenceleri” düzenlenmiştir. Tamamen kulüp üyeleri ve dostlarının çabalarıyla gerçekleşen bu etkinlik basında çok yer almış, bazı yardım dernekleri için gösteriler düzenlemiştir.
Bir yandan kültür çalışmaları tam bir yoğunluk ile sürerken Altınyurt, spor alanında ilk başarısını, dört yıllık bir çalışma sonucu hazırlanan genç futbol takımıyla sağladı. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, İstanbulspor gibi o günlerin ünlü genç takımlarına oyuncu yetiştirmek amacıyla çalışan futbol takımımız o yıl düzenlenen bir turnuvada birinci olurken, yaşları 17 olan sporculardan bir kaçı bu takımlara transfer oldu.
Kulübün federe olabilmesi için yapılan müracaat sonunda 1965 yılında Beden Terbiyesi Genel Müdürü olan Turhan Barlas’ın desteğiyle tescil olundu. Turhan Barlas kulübe geldiğinde anı defterine şunları yazmıştı: “Altınyurt Kulübünde sporun geleceği için gördüğüm iyi şeylerin mutluluğu içinde bulunuyorum. Sporumuzun hem teknik hem de sportmenlik yönünden kalkınması bu tip kulüplerin çoğalmasıyla mümkün olacaktır.”
1965 yılında Eskrim dalı faaliyete geçti. Türk Eskrim tarihine imza atmış bir çok sporcu Altınyurt Spor Kulübünden yetişmiştir. Bunların başında 1972 yılında Dünya Gençler Şampiyonasına katılan, 1975 yılında Balkan Şampiyonasında ikincilik kazanan Hüsnü Ribar gelmektedir.
2000 yılından sonra Kulübümüz bünyesinde faaliyetlerini sürdüren TEGEV “Türkiye Eskrimi Geliştirme Vakfı” Türk eskrimine ve Altınyurt Spor Kulübüne yeni eskrimciler kazandırmıştır. 2005 yılında Romanya’da gerçekleştirilen önemli bir turnuvada Altınyurt’lu genç eskrimciler, 10 ve 12 yaş, üstün bir başarı gösterip 3 birincilik ve 2 üçüncülük alarak ülkemize dönmüşlerdir.
Uzun yıllar hem spor hem de kültürel faaliyetlerinin sürdüren kulübümüz, 1970 li yılların sonuna doğru artık sadece spor faaliyetlerine ağırlık veren bir kulüp haline dönüşmüştür. Bunda en büyük etken, kulüp çevresindeki evlerin çevreyolu nedeniyle istimlak edilmesi ve Altunizade semtinin bir işyeri merkezi haline dönüşmesidir.
İlk yıllarında futbol okulu olan Altınyurt, 1972 yılında Voleybol Erkek takımının birinci ligde yer alması ile bir voleybol okulu haline dönüştü. Türk Voleybol tarihine isimlerini yazdıran bir çok milli voleybolcu Altınyurt’tan yetişmiştir.
Tamamen amatör olan Altınyurt’un birinci lig takımları ile mücadele etmesi spor camiasını hem şaşırtmış hem de ilgisini çekmiştir.
Altınyurt ancak 1984 yılında kulübe bir sponsor bulabilmiş, Genel Sigorta şirketinin sponsorluğu sayesinde bugünkü kapalı spor salonuna sahip olmuştur. Bu birliktelik 1988 yılına kadar sürmüştür. Bu süre boyunca takımımız birinci ligde dördüncülükler kazanmış, Avrupa Kupalarında ülkemizi temsil etmiştir.
1990-1997 yılları arasında takımlarımız yeniden tamamen amatörce çalışmalarına devam etmiştir. Bu sürede antrenörlerimiz kulübün yetiştirdiği sporculardan oluşmaktaydı.
1997 yılında Karamancı Holding bünyesinde bulunan Ordenim Şirketi, Altınyurt’un gençlere yönelik çalışmalarını, Türk sporuna kazandırdığı sporcuları görerek bir işbirliğine girmeyi önerdi. Böylece Altınyurt yeniden birinci lige çıkmak için çalışmalarına başladı. 2000 yılına kadar süren birliktelik bugün artık yerini yeniden amatörlüğe bıraktı.
2000 – 2012 yılları arasında Altınyurt Spor Kulübü Voleybol, Basketbol ve Eskrim branşlarında faaliyetlerine amatörce devam etmektedir.
Kulübün esas amacı, çocuk yaştaki sporculara eğitim vererek onların sosyal gelişimlerine katkıda bulunmak, sporun insana verdiği özgüven duygusunu aşılamak, ilerdeki iş hayatlarında kazanmak ve kaybetmek bilincine ulaşmış, paylaşımı, ekip çalışmasını bilen çağdaş insanlar olmasına katkı sağlamak ve yeteneklerini geliştirerek başarılı olan sporcuların üst liglerdeki takımlarda yer almasını sağlamaktır.