Bravo ülkemin sahipsiz gençleri!..
2000’li yılların başıydı, Bilgi Üniversitesi’nde Rent’i izlediğimde. Kendi çapımda Rent uzmanı sayılırım. Broadway (New York) ve West End’de (Londra), yani dünyanın en ünlü iki müzikal merkezinde hem de nasıl kadrolardan izleyip gelmiştim. Volkan ve Bora Severcan önderliğindeki gençlerimiz harikalar yaratmıştı. Hele de baş roldeki genç kız!. O genç kızı bütün Türkiye dizilerle tanıdı sonra.. Şimdi de İstanbulname Müzikalinde baş rol oynuyor.
Pelin Akil!.
Salı gecesi Kozyatağı Kültür Merkezi’nde “Journey to Broadway’e koşarak gittim. Müzikalleri sevdiğim için bir.. Gençleri sevdiğim ve bin türlü olanaksızlık içinde hala “Müzikal” yapmaya çalışan “Okullu” gençlere birisinin destek olması gerektiğine inandığım için..
Dilimde tüy bitti.. Şarkıları, dansları ile bu müzikaller Amerikan, İngiliz medyasının ana malzemesidir.. Bizde ise İkoncan merakı vardır..
Daha dün okudum.. Bir de sıkılmadan yazmışlar.. Efendim, Bodrum tatil köyleri yıllarca bir İkoncan’a aylık 40 bin lira maaş verirlermiş meğer.. “Gel bizde güneşlen” diye.. Çünkü onun gelmesi, her gün bir “Allahlık” ilavede (Bizim Sabah ve Hürriyet başta) koskoca fotoğrafların çıkması demek. Santim sütun milyonlarca liralık reklam, üç kuruş İkoncan maaşına.. O eski İkoncan’ın modası geçmiş.. Oh!.. Nihayet!.. On yıldır yüzlerce resmini görmekten kusma gelmişti. Şimdi yenisinin peşinde imişler. Yeni maaşlı.. İş böyle profesyonel olunca, gayri ihtiyari düşünüyorum. O resimleri çekip İstanbul’a postalayanlar, bu işi bedava mı yapıyorlar?. Maaşlı İkoncan da onlara bir komisyon veriyor mu acaba, resim başına!. Ya da İkoncan’ı kiralayanlar?.
Oysa, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikal Bölümü gençlerinin kimselere beş kuruş verecek halleri yok. Onun için resim ve haber olma şansları da yok.. (Mu?.)
Oyunu çevirenler (Şarkılar dahil) kendileri.. Çalanlar kendileri.. Koreografi kendileri.. Kostümleri bile kendileri dikmişler..
Ve benim her gün ilave veren medyam bu gençlere hem de nasıl ilgisiz?.
Siz nasıl “Gazeteci”siniz dostlar?. Broadway’e Yolculuk, iki bölümdü. İlk bölüm, Rent’ten seçilmiş sahneler.. İkinci bölüm West Side Story’den seçmeler!..
Rent, tek kelime ile harikaydı. Her şeyi ile harika.. Pelin’i üne kavuşturan rolde bu defa Tuğçe Ceylan diye bir genç izledim. Mükemmeldi, oyunu, sesi ve danslarıyla.. Malik Derin Küçümen gurubun lideri, projenin fikir babasıymış. Rent’te de müthiş bir müzikal oyuncusu olduğunu gösterdi. Mimi’de Simge Beşiz’e de bayıldım. Hepsine bayıldım.
Batı Yakası’nın Hikayesi’nde başarı “Vasat”a düştü. Bernstein’in dünyaca ünlü bu müzikalini sahnelemek bana sorarsanız, Devlet Tiyatrosu’nu bile aşar..
Opera ile Müzikal’in en büyük farkı, görüntüdedir. Opera’da dünya güzeli Aida’yı sesi harika, ama 130 kiloluk bir soprano okuyabilir. Müzikal ise şovdur. Yani görüntü öne geçer.. Orda Aida olmak için “Sophia Loren” olmanız gerekir.
Batı Yakası’nın Hikayesi bir Romeo Jülyet uyarlaması.. Yani önce rüya gibi güzel bir kız, sonra baş çevirtecek kadar yakışıklı iki baş oyuncu bulacaksınız. Üstelik sesleri olacak. Üstelik dans edecekler..
Filmde Nathalie Wood ile Richard Beymer oynamıştı.. Sesleri yetmediği için, şarkılarını başkaları okuyarak..
Şimdi elinde o casting imkanı yokken, bu müzikali seçmek hata, en başta.. Müzikalden seçilen şarkılar da yanlış.. Sorun bakalım, Komiser Krupke sahnesini kaç kişi hatırlar?. Ama I feel pretty gibi dünya güzeli bir romantik şarkı ve Cool Boy gibi unutulmaz bir müzik ve dans korosu nasıl olmaz?.
Nasılını anladık, Tonight, America sahnelerini izlerken.. Müzikal tarihine geçen bu iki sahne de olmamış. Hele Balkon sahnesi hiç olmamış!.
Gençler kırılmasın. Dost acı söyler..
Ben gençlerin yerinde olsam, West Side Story’den tamamen vaz geçer, harika başarılı oldukları Rent’in tamamını oynarım..
Şimdi, salonları olan Belediyeler!. Başta Bakırköy, Beşiktaş, Maltepe, Büyükçekmece.. Bu gençlere salonlarınızı açın.. O semtlerde yaşayan insanlar da ayaklarına gelen fırsatı kaçırmasınlar..
“Biz bu okuldan mezun olunca ne yapacağız” diye düşünmek bile istemeyen bu gençlerin, bu teşvike, bu sahiplenmeye ihtiyacı var..
Önümüz 19 Mayıs.. “Atatürk memleketi gençlere emanet etti” nutuklarını yıllardır dinliyoruz. Lafı bırakın, eyleme geçin..
Bu saydığım belediyelerin hepsi “Atatürk’ün çırağıyım” diyen liderin partisinde..,
Görelim bakalım!.