Biz Türkler için hep şunu söyleriz; Vur dedi mi ,öldürürüz.
Türkiye de 1934 da Kadına seçme ve seçilme hakkı verildi.Dünyada ilklerden biri olarak taktirle karşılandı.Ancak seçme hakkı bu zamana kadar Mecliste ne oranda kullanılıyor ,yeterli sayıdamıdır bu tartışılır.
Ama benin konum bu değil,Medeni Kanunumuzda köklü değişiklik 1.01.2002 yürürlüğe giren gerek mal paylaşımı ve gerekse boşanma da evlilik birliğinin sağlanmasındaki eşlerin görev ve sorumlulukları,boşanmada kusur v.s gibi daha çağdaş yasalar yürürlüğe girdi,hatta kadının hakları daha belirgin olarak öne çıktı ve güvence altına alındı.
Şimdi buradan hareketle,ben ülkemizde kadına karşı şiddetin hatta , yaralamaya, öldürmeye varan sonuçlarını ,buna bağlı olarak ta alınan hukuki önlemlerin ne kadar çaresiz kaldığını hatta bana göre şiddeti artırdığı gibi çok iddialı düşüncelerimi ortaya koymak istiyor ve çözüm önerisi sunuyorum.
Artık her gün gazetelerde baş haber olarak yer alan bu vahşete bakarsak % 80 oranında evlilik,boşanma,duygusal ilişkilerin sonuçları ve hatta maddi sorumlulukların taraflarda yarattığı bunalım kadına şiddetin en önemli sebebi olarak ,çok az olmasa da diğerlerin de bunlara bağlı nedenler den kaynaklandığını görmekteyiz.
Aslında benim konum ,bu sorunu büyüten ,Sadece son dört yıldan beri yürürlüğe giren ve hesapta kadını korumaya yönelik olarak Avrupa da yıllardır var olan 6284 sayılı “ailenin korunması ve kadına karşı şiddettin önlenmesine dair kanun” un uygulanması sonuçlarını ve bir tarafı koruyacağım derken diğer tarafı (erkeği) tahrik edici,evlilikten soğutu-cu,çocuklarda yeni travmalar doğurucu,ailenin maddi sorunlarını büyütücü ve hatta erkeği evden ve evlilikten soğutucu v.s yeni yeni sorunlar yarattığı sonuçları kısaca tartışmaya çalışacağım.
Evlilikte kadına sadece kocasının şiddet uygulayacağı gözetilerek düzenlenen kanuna göre uygulamada,Kadın ,kocasına her hangi bir nedenle (kocasının ailesine,cinsel birlikteliğe,veya çok acı ama kendisinin sadakatsiz yaşamasına v.s) kızıyor,kocam bana hakaret ediyor,tehdit ediyor,saldırıyor,benden istemediğim halde cinsel birlikteliğe beni zorluyor,bana şiddet uygulama ihtimali var,sicilinde darp ve hakaret,tehdit var v.s gibi saçma sapan hiçbir ciddi delille belgelenmeyen nedenlerle aile mahkemesine başvuruyor,otomatikman KOCA üç ay evden,uzaklaştırılıyor,hatta evin yakınındaki 10 yıldan beri gittiği kahveye dahi yaklaşamayacağı,200 m.eve yaklaşamayacağı,telefon edemeyeceği v.s tedbirlere maruz kalıyor..
*Koca nerede kalacak,yedek evi varmı ?Kalacak eşyası varmı,ikinci bir evi kuracak parası varmı, ço cuklar la sokakta görüşecek,çocuklar küçük ise babalarının eve gelememesi kendilerine nasıl anlatılacak, çünkü bu alınan karara karşı yapılacak itiraz kolay de-ğil.Avukat tutacak,tanıklar gösterecek,deliller bulacak ,duruşma yapılacak.Zaten üç ay geçiyor.
*Hele de bu talep haksız ise KOCA süre bittiğinde hınç içersinde eve geliyor veya hiç gelmiyor başka hayat kuruyor.Bu arada eşler bir Psikolağa ,aile hekimine,sosyal hizmet uzmanına .v.s gitmiyor.Aslında bu hizmetlerde bu yasadan önce Boşanmalarda taraflara yardım edildin diye kurulmuş.(bu kişiler de ayrı bir travma,evli olmayan,çocuk sahibi olmayan,gençler evlilik üzerine taraflara, çocuklara , ruh hali,davranışları v.s konularında ahkam kesiyorlar.)
*Yani evden çoğu kez haksız olarak uzaklaştırılan eş,iyice evlilikten kopuyor,eşine kin besliyor ,belki küçük bir bunalım esnasında eşine kötü söz sarf eden KOCA ,kadının bu hakkını ölçüsüzce kullanması,aile hakimlerinin olayı otomatiğe bağlayarak,sadece baskılı kağıtlar üzerinden sorunu çözmeye kalkışması (örn.avukat olarak benim vekil olduğum bir dosyada kadın 40 kilo,koca 130 kilo Koca karım bana kötü muamelede bulunuyor diye bir yaşındaki çocuğunu karısı ile birlikte sokağa terk ediyor ve karısı hakkında evden uzaklaştırma kararı alıyor.(eski Ümraniye deki bir aile mah.alınan karardır.)
*Tabi iki KOCA bunun intikamını almak için sürekli kafasında kuruyor asıl şiddet o zaman başlıyor.gerçekten darp ve yaralama raporu varsa,tanıklarla olay destekleniyorsa (çünkü senaryo yazarak alınan çok darp raporları biliyorum).Bunlar sözümün dışındadır.İstisnalar her zaman hariçtir.
*Şimdi yasamız eskiden yok deniyordu 2012 yılından beri yasamız ve uygulaması yönetmeliği var ama aileden sorumlu Bakanımız açıklama yapıyor her sene kadına uygulanan şiddet sayısı artıyor diyor.
Bunu çok örneklerle uzatmak kolay,bunun yanında boşanma süreci de bir felaket,çocuklar otomatik olarak 12 yaşından küçükse anneye veriliyor.Eşler arasında aralarında diyalog kalmamışsa evden ayrılan genelde baba oluyor.Kadın çocukları sürekli kışkırtıyor,babayı kötülüyor,babayla hafta sonları görmesini engelliyor.Yasa diyor ki, icradan önce tebligat çıkart,sonucunu bekle,daha sonra icra memuru,polis al ,pedagog eşliğinde git çocuğunu 2-3 saat gör.Bu da apayrı bir facia,
*Mal paylaşımı davası açılıyor şayet Koca üzerinde mallar varsa bir kere hepsine aynı anda kayıtlarına tedbir konuluyor dava yaklaşık BEŞ yıl en iyi koşullarda sürüyor.Şirket ortağı veya sahibi ise tüm hisselere tedbir konuluyor.Yasa adeta Koca yı çıkılmaz hale sokarak iyice karısına karşı kinleştiriyor.İşi bozuluyor,kredileri itibarı,birden yok oluyor.(halbuki yasalar mallara ve hesaplara tedbir konulurken değer tespitini acil olarak ön inceleme safhası içersinde yap, böyle mağduriyeti önle diyor.Ama bizde önce tüm mal varlığına tedbir koyalım satılmasın diğer tarafın hakkı kaybolmasın,sonra gereğini duruşmalar esnasında yaparız.) Buradan çıkış noktası bu anlatıma göre yok görünüyor.
-işte gazete haberlerinde şiddet nedenlerine bakarsak,taraflar ya nişanlanıyorlar ,ya ayrılma kararı aşamasındalar,ya boşanıyorlar ya malları paylaşma safhasındalar, yada sevdalık zamanında aileler araya giriyor…
*Benim kanaatim uygulamada 30 yıldan beri gördüğüm,çıkarılan yasalar alt donanımları olmadan çıkıyor.Aile hakimleri pratikte,yeterli değil,işleri zannedersem yoğun,bilirkişiler hiç vasıflı ve yeterli değil,pedagoglar,sosyal hizmet uzmanları,aile psikologları,yeni mezun ,tecrübesiz,genelde bekar ve çocuksuz,adli yargı kurulmamış ,süreler çok uzun,önleyici tedbirler alınmıyor,hastane raporları gerçeği yansıtmıyor, v.s
Asıl yan destekleri veren hizmet elemanlarının acilen eğitilmesi,pratiklerle tecrübe kazan-dırmaları
Hakimlerin her olaya ayrı bakması,konuyu otomatiğe bağlamaması,koruma kararları geciktirmeden verilmeli,
En önemlisi,KOCA yı potansiyel suçlu olarak görmemeleri.KOCA nın maddi ve manevi durumunu ,sadece kadını değil tüm ailenin uzaklaştırma kararından sonraki haline olacak,nasıl bu aile yeniden topluma kazandırılır.Koca eve dönünce ne olacak ruh hali intikam duygusu nasıl köşeli keskin halinden çıkartılacak…bunlara karşı önlem almak bence daha önemli.daha sonraki yazımda bunun devamındaki gelişmeleri anlatacağım.
Hoşçakalın
03.03.2016
Av.Talat Güneş