Valisiz, Belediye Başkansız İstanbul!..
Şehirlerin bir Belediye Başkanları vardır. Seçilmiş.. Kentin sahibidir, tarihsel olarak. Öyle ki, şehrin sembolik anahtarı onda durur..
Ama “Seçilmiş”in gücü ve imkanları yetmez diye, bir de Ankara “Sahip” atar.. Vali!. Böylece kent “İki sahipli” olur..
Yani kağıt üzerinde öyledir..
Bu kentin adı İstanbul’sa eğer, sahibi hiç yoktur..
Görüntüde bile yoktur.. Onca olay olur, ikisini de ortada göremezsiniz.. Ne zaman görürsünüz?.
Ankara’dan bir büyük gelmişse ve toplanan kameralara bir şeyler söylüyorsa, onun omuz başında, susarken ve bakarken.. Hepsi o..
İstanbul Belediye Başkanını, ya da Valisini bir gün sahibi oldukları İstanbul’u dolaşırken, sorunlu bölgeleri gezerken, ora insanları ile konuşurken gören, duyan varsa, bana söylesin.. İkisinden de özür dileyeceğim..
Çıkmazlar, dolaşmazlar, ilgilenmezler, zerre umursamazlar. Üstüne üstlük bu kent ile ilgili yazıları okuma zahmetine dahi katlanmazlar..
Bu yazıdan da zerre haberleri olmayacaktır.. Öyle gamsız, öyle pervasız insanlardır işte, İstanbul’un sahipleri..
Bugüne dek bin kere yazdım “Sahipsiz İstanbul” diye.. Bir kere yalanlayabildiler mi?. Açıklama yaptılar mı?. “Öyle değil, böyle” dediler mi?.
Dediklerini duyan oldu mu?.
Oysa İstanbul halkının sıkıntılarının çoğunu hem de kısa zamanda öyle bitirirler ki, istese, el ele verseler?. En basit sorunlar bile kimse ilgilenmediği için birikiyor ve kent yaşanmaz hale geliyor.. Bu ikisi uykuda..
Yahu İstanbul’u canından bezdiren trafik!..
Ey Vali!.. Ey Belediye Başkanı!.. Bir, tek bir, en minnacık sorunu gittiniz, gördünüz, çözdünüz mü?.
Bu kentte “Trafik Yazısı” yazmak, suya yazı yazmak gibi.. Okuyan, aldıran yok.. Balık baştan kokuyor. Trafiğin yasal iki sorumlusu var. Vali ve Belediye Başkanı.. Onlar aldırmazsa, Emniyet Müdürü, Trafik Müdürü, Belediye Trafik Zabıtası aldırır mı?.
Yahu bir çıkın.. Bir görünün.. Dolaşır gibi yapın.. İnceler, emir verir gibi yapın.. O bile harekete getirir, altınızdaki uykucuları.. “Yahu Vali sokakta.. Belediye Başkanı sokakta” diye telaşlanırlar.. Ona bile üşeniyorsunuz..
Sabahtan akşama, o makam odanızda boş oturmaktan sıkılmıyor musunuz?.
Yahu ben günde beş defa bahçemi geziyorum, zevk aldığım için.. Bu dünya cenneti İstanbul’u gezmekten sıkılır mı insan?.
Çıkın dolaşın.. Millet sizi arasında görsün, sevinsin?..
“Aaa!.. Belediye Başkanımız, Valimiz, mahallemize gelmiş” desin.. Demez ya.. Tanımaz ki!. İstanbul Valisi’ni sokakta görüp tanıyacak var mı aranızda?. Oysa ne efsane valiler çıkardı İstanbul.. Hâlâ adları anılır!.
En son hangi mahalleye gittiniz, Sayın Belediye Başkanı?. Sayın Vali?.
Pardon gittiniz mi?. Ankara’dan gelen büyüğün peşinden değil, İstanbul’un sahibi olarak tek başınıza gitmek aklınızdan geçti mi, doğru söyleyin!.