Her sezon başında olduğu gibi Acıbadem Voleybol Ligleri tatsız maçlarla start aldı. Henüz kadrolarını tam olarak oluşturmamış veya yabancıları yeni gelmiş ekiplerin mücadelesinden aslında fazla bir beklentimiz yoktu. Ancak en azından biraz heyecan ve oyuncuların göze hoş gelen hareketlerinin yaratacağı görsellik de ortaya çıkmadı.
Erkeklerde sadece Galatasaray- Ziraat Bankası maçı zaman zaman keyif verdi. Bayanlarda ise, Çanakkale Belediyesi’nin Vakıfbank’dan, Bakırköy Belediyesi Yeşilyurt’un da Galatasaray Daikin’den set koparması ilginçti. Aslında bu iki takımında aklının, Çarşamba günü Şampiyonlar Ligi’nde oynayacakları maçlarda olması, işi biraz hafife almalarının nedeniydi. Ama yine de kadrolara bakıldığında bu karşılaşmaları setsiz geçmeleri gerekiyordu. Özellikle Vakıfbank, Naz- Bahar dışında ilk altıdan 4 oyuncusuna yer vermedi. Guidetti her fırsatta, Belçika da oynayacakları Gent maçını çok önemsediğini vurguluyor ve rakibini hızlı oynayan zor bir ekip olarak değerlendiriyor. Bunun için Çanakkale karşısında rotasyona gitti. Ne var ki 4 yedek oyuncuyu ayni anda sahaya sürmesi setin gitmesine yol açtı.
Söz Vakıfbank dan açılmışken bir üzüntümü de dile getirmek istiyorum. Dünya Kulüpler Şampiyonu oldukları gün, gazetem Cumhuriyet, bu başarıyı birinci sayfadan resimli, spor sayfasında ise manşetten vererek okuyucularıyla paylaştı. Pazartesi günü gazeteleri incelediğimizde, içinde bizimde olduğumuz birkaçı dışında hepsinde Vakıfbank’ın ilanı vardı. Bu ayırımın nedenini sorduğumuzda tatmin edici cevaplar alamadık. Ancak ilan desteğinden yoksun kalan gazetelerin genelde fikirlerinin hükümetle pek örtüşmemesi işin rengini belli ediyor. Keşke politika, spora, özelliklede voleybolumuza bu kadar girmeseydi. Çünkü bizler hiçbir zaman böyle düşünmedik. Onun içinde sayfalarımızı hep Vakıfbank’a açık tuttuk. Bu şekilde davranmaya da devam edeceğiz. Umarım bu konuda ayni çizgide buluşuruz.
Bayanlarda Beşiktaş- Eczacıbaşı VitrA karşılaşmasını yerinde izleme şansım oldu. Siyah- beyazlılar güçleri onarında mücadele etmeye çalışıyorlar. Bir yabancı daha almayı planlıyorlar. Eğer iyi bir oyuncu gelirse farklı bir yapıya kavuşurlar. Ne var ki antrenör Adnan Kıstak’ın benimsediği “çabuk oyun”u bazı sporcuların yavaşlığı nedeniyle Beşiktaş pek sahaya yansımayacakmış gibi duruyor.
Eczacıbaşı fazla direnmeyen rakibi karşısında istediği sonucu almayı bildi. Ancak işin gerçeğine dönersek, henüz beklenen tempolarından uzaktalar. Ankara da Vakıfbank ile oynadıkları “Süper Kupa” mücadelesi sonrası turuncu- beyazlılarla ilgili düşüncelerimi sizlerle şu cümlelerle paylaşmıştım;
“Eksik kadroya karşın Eczacıbaşı VitrA daha önceki tüm maçlarda olduğu gibi Neslihan-Poljak ikilisi ile ayakta kaldı. Yeni pasör Alman Denise Hanke’yi beğenmedim. Gerçi daha yorum yapmak için çok erken ama, tercihlerine, pas kalitesine bakınca bence bu takımın aradığı pasör değil. Üstelikte ligde pasör tercihleri Denise olursa oyun kurgusu da değişecek. Poljak’dan vazgeçilemeyeceğine göre diğer orta oyuncu Christa Harmotto dışarıda kalacak. Çünkü Şeyma’nın daha yolu çok uzun. Bu yüzden 4 de Esra’nın çaprazında mutlaka bir yabancı olacak. Bu açıdan bakıldığında pasör Özge ile aradaki sorun neyse acilen çözüm bulunarak bu oyuncu kazanılmalı. Özge- Asuman ikilisi görev yaptığında bir yabancıya daha yer açılacak ki, o zaman Eczacıbaşı daha rahatlayacaktır. Öte yandan bu ikilinin Alman pasörden fazla bir eksiklikleri de yok. Kadrolar oturduğunda, uyum iyice sağlandığında bu konuda daha net görüşler ortaya çıkacaktır.
Devam edelim; Esra 11 sayıyla görev yaptı ama sakatlıktan yeni kurtulduğu için hazır değil. Şeyma’nın bu tür sert maçlar oynayabilmesi için yolu uzun. Diğer 3 yabancıdan Senna’yı tanıyoruz. Hücumu iyi, manşeti iyi değil. Diğer iki yabancı Havelkova ile Yimei Wang’ın takıma uyumu içinse zamana ihtiyaç var. Bu da Eczacıbaşı’nın ligde işleri biraz sıkıntılı gibi duruyor. Ama Şampiyonlar Ligi’nde çok farklı olur.”
Beşiktaş karşılaşmasını seyrettikten sonra (iyi bir ölçü olmamasına karşın) yukarıdaki görüşlerim aynen devam ediyor. Pasör Denise; smaç servisleriyle, ikinci toplara yaptığı hücumlarla göz dolduruyor, ancak ben yine de Avrupa da, özellikle de bir smaçör eksik oynayacakları ligde, şampiyonluğu hedefleyen bir takım için yeterli bulmuyorum. Çünkü bir pasör, eline istediği gibi gelmeyen topları düzelterek, iyi bir pasa dönüştürebiliyorsa değerlidir (Naz gibi, Lo Bianco gibi…) Ben Denise’nin bu konuda şimdilik eksik olduğunda ısrarcıyım. Senna’nın yerine Çinli Yimei Wang oynamaya başladığında bakalım görüşümde değişiklik olacak mı?
Erkeklerde favoriler istediklerini aldılar. Bu hafta ilgi çeken karşılaşma şüphesiz ki Galatasaray’ın Ziraat Bankası’na 1-3 teslim oluşuydu. Televizyondan izlediğim kadarıyla; pasör Abdalla ile Salah Ahmed’in geç gelmelerinin uyumsuzluğu, Henry’in hazır olmayışı, iki orta oyuncu Muhammet ile İbrahim’in yavaşlığı yenilgiyi kaçınılmaz kıldı. Ziraat Bankası’nı ise beklediğimden daha iyi buldum. Pasör Abdelaziz arkadaşlarını iyi kullanıyor. Horstink bildiğiniz gibi yine çok iş yapıyor. Serhat’ın güveni gelmeye başlamış. Bu hem kendi, hem de ekibi için güzel. Bu çıkışı mutlaka ulusal takıma da yansıyacaktır. Burak, tekniğini konuşturmaya devam ediyor. Tek eksiği “Güç”. Bunu mutlaka geliştirmeli. Sadece blok autlarla, plaselerle bu maçta iyi işler yaptı ama köşelere yıkılacak bir başka mücadelede bu kadar rahat sayılar üretemeyebilir.
Balkan Kupalarını saymazsak, Avrupa sınavına ilk çıkan Fenerbahçe Grundig oldu. Cumartesi günü Kıbrıs Rum Kesimi Takımı Anorht Famagusta’yı 3-0 yendi. Rakibi karşısında kolay bir galibiyet alan sarı- lacivertlilerin 26 Ekim Cumartesi günü Larnaka da rövanşı da kazanması zor olmayacak.
Bu arada yeri gelmişken CEV’in “Altın Set” ile ilgili yeni değişikliğini sizlerle paylaşayım. Eskiden olduğu gibi iki maçı alan tur atlayacak. Eğer bir takım ilk maçta 3-0 veya 3-1 galip gelir, rövanşı her iki sonuçtan biriyle kaybederse (3-0, 1-3 fark etmiyor), yoluna devam edecek ekibi “Altın set” belirleyecek. Ayni şekilde ekipler birbirlerini 3-2 yenerlerse yine “Altın set” oynanacak.
Şayet, bir takım ilk karşılaşmadan 3-0, 3-1 galip çıkıp, rövanşı 2-3 verirse o zaman rakibinden 1 puan önde olacağı için “Altın Set” oynamadan turu geçecek.
Bugün başlayacak Şampiyonlar Ligi’nde önce Halkbank sahaya çıkacak. Rakip güçlü Jastrzebski Wegiel (Polonya). Ekibimiz evinde oynamanın avantajını kullanmaya çalışacak. Galatasaray’ı da başka bir Polonya takımı Zaksa Kedzierzyn bekliyor. Henüz ritmini bulamayan sarı- kırmızılıların deplasmandan puan çıkarması sürpriz olur. Arkas da ilk maçını dışarıda oynayacak ama rakibi Energy Lugano (İsviçre) problem yaratacak güçte değil.
Bayanlara gelince; Guidetti temkinli konuşsa da şampiyonluk parolası ile yola çıkan Vakıfbank, çok iyi kadrosuyla Belçika’dan galibiyetle döner. Galatasaray Daikin’in de, İtalya da İmoco Conecliago’yu yenmesini bekliyorum. Perşembe günü Burhan Felek de Çek Agel Prostejov, Eczacıbaşı VitrA’ya sorun çıkartmaz. Kısacası erkeklerin işi kolay değil. Ancak bayanların 3 de 3 yapacaklarını düşünüyorum.