Gümüş Madalya Geleceğe Rehber
Neslihan, Gözde, Seda, Neriman, Polen ve anne olacak Naz gibi bayan voleybolumuzun vasatın üzerindeki isimlerinden yoksun Filenin Sultanları, Çin’de Milletler Kupası organizasyonu finalinde Amerika’ya yenilerek dünya ikincisi oldu.
Bu önemliden de önemli bir başarı.
Türkiye’deki yobaz zihniyete rağmen, ister bayan deyin, isterseniz de kadın deyin, ne derseniz deyin bu kısımda Türk Sporu büyük başarı elde ediyor.
Şampiyon olan takımlar arasında ayırım yapan bir zihniyetin yönetimndeki ülkede yaşıyoruz. Bayan voleyboluna iyi bakılmayan bir zihniyet ile karşı karşıyayız.
Ancak, bazı kulüplerimiz aslanlar gibi bu kategoride mücadele ediyor.
Bursa Büyükşehir belediyesi’nin iki kez Avrupa şampiyonu olan bayan takımı sırf kadın olduğu için kapatıldı. Bundan büyük ayıp olabilir mi.
Cumhurbaşkanı RTE için “Spordan gelme” diyorduk. Demek ki, onun da gözünden kaçabiler şeyler olabiliyormuş.
Bursa gibi bırakın Türkiye’ye Avrupa’nın hatırı sayılır kentlerinden birinde, daha da önemlisi Osmanlı İmparatorluğu’nun başşehri olan bir yerde kadın-erkek ayırımı.
Voahhhhh.
Neyse, bundan sonraya bakalım.
Siyasetin bir kanadı bayanlara büyük önem veriyor, bir tarafı da sporcu yerine koymuyor.
Allahım ne günlere kaldık.
Bunu da geçelim.
İsmini benim çok uzun yıllar önce taktığım Filenin Sultanları zirveye tırmandı. Bu dünya ikinciliği klasmandaki yerimize de etki yapacak.
Ancak bu gençleşen kadromuz ile “Tamam” dememek gerek.
Türkiye, Çin’de Milletler kupası’nda bir takım ile fileye yükselirken, İspanya’da da ikinci bir takım ile mücadele etti ve bronz madalya kazandı.
Giovanni Guidetti, Türkiye’de üzerine çok şeyler koydu.
Milli takımı da hak etti. Ben şahsen onunla güzel işler bekliyorum. Çünkü başında bulunduğu Vakıfbank da Türk Voleybolu için önemli katkılarda bulunuyor. Eczacıbaşı Vitra da öyle. Bu iki süper kulübümüz gibi olmasa da ellerindeki olanaklarla Fenerbahçe ile Galatasaray da.
Federasyon elbette çok önemli. Akif Üstündağ, içinden yetiştiği voleybolu iyi tanıyor. Uyumlu bir ekibi var. İçeride bazı aksaklıklar olağan. Ama görülüyor ki, yurtdışı karneleri çok çok iyi.
Temennim bunun böyle devam etmesi.
İki sıkıntımı da belirtmek istiyorum.
Böylesine büyük başarıya kulak tıkayan televizyonların spor cahili yöneticileri olduğu sürede voleybolda elde edilen bu başarılar ayakta alkışlanmalı. S Sport’a teşekkürler. Başak Koç da başarılı idi. Teşekkürler.
45 yıllık meslek yaşamımdaki en belirgin sıkıntım yurt dışına böyle büyük organizasyonlara giden teknik adamların döndükten sonra doğruca evlerine gitmeleridir. Federasyon milli takım sorumlularına panelde görev verip, içerideki teknik adamların sorularını yanıtlamalı. Bir tek Allah’ın kulu bunu yapamadı. Dışarıda ne oluyor, voleybol nerelerde, ne yapılıyor dönenler meslekdaşlarına anlatmalı.
Neyse uzadı.
Çok fırça yemeden kesiyorum.
Emeği geçen herkese tebrikler.
ÖZEL NOT: Bilindiği gibi arşivi olmayan voleybolumuza 224 sayfa ve 860 rekor fotograflı “1895’den 2018’e voleybol” kitabını çıkardım.
Birçok kişi “imzalı kitap” istiyor.
İstiyor ama hesap numaramı yolladığımda diyalog kesiliyor. Hatırlatayım. Bu kitap bedava basılmadı. Riski de cabası. Az kaldı. Hesabıma yatır 50 lirayı, kargo ile ödemeli yollayayım. Bu kadar basit. CT